"UMUT BELKİ DE GELECEK SAYFADADIR, KAPATMA KİTABI."
Bağırtısı dışarı kadar geliyordu niye bağırıyordu şimdi bu? Kesin anlamıştı aman anlasın çok da umurumdaydı sanki kaçmayı düşünmedim desem yalan olurdu ne olacaksa olsun diyerek eve girdim salona doğru yürüdüm şöminenin önünde duruyordu elinde viski bardağı ile ateşi izliyordu demin bağıran o değilmiş gibi sakindi ya da ben öyle sanıyordum bilmiyorum ben de hiç sesimi çıkarmadan arkadaki koltuğa oturdum ve onu izlemeye başladım dışarıda ki görüntüsü herkesi korkutacak cinstendi ama içinde çok şey biriktirmiş gibi bir hâli vardı birlikte olduğumuz gece anlamıştım bunu çünkü dilinde "Affet beni." vardı. "Biz seninle evli değiliz Gökçe sen benim karım değilsin." Buz gibi sesiyle söylüyordu bunları hiçbir duygu barındırmıyordu içinde. "Başını taşa vurdun ve hafızanı kaybettin ondan önce seni kaçırdım ailenden uzak tuttum onlardan seni kopardım sen, benden nefret ediyordun ama benim koynuma girdin."
Ne diyordu bu? Hiçbir tepki vermiyor olduğum yerde buz kesilmiştim içkisinden bir yudum içti gergin ve sinirliydi bunu hissedebiliyordum bunları söylerken hiç mi acı çekmiyordu? Bana da çektirmiyor direk öldürüyordu bana önünü hiç dönmedi benim de hiç sesim çıkmıyordu neden diye sormuyordum o an kafamda bir şeyler canlanıyordu o kızla karşılaşmam, ata binmem Göktuğ'u görmem hepsi birer birer kafamda canlandı o an pişmanlığım artıyordu kendimi o adama vermiştim kendimden nefret ediyordum!
Göktuğ'un dedikleri doğruymuş hayatımı mahvetmiş ben de ayağa kalktım o an her şey bitmişti onu daha fazla dinlemek istemiyordum yanından ayrılırken bağırmaya başladı. "Buraya gel Gökçe daha konuşacaklarımız bitmedi." "Bitti Göktuğ Özkaya hem de hiç başlamadan bitti." Madem bugün doğruları söyleme günüydü ben de söyleyecektim. "Beni iyi dinle mafya bozuntusu seninle ilk ve son kez konuşacağım o adamı ben bıraktım bildiğini de biliyorum duyduklarımı da biliyorsun bu konuşmayı onun için yaptığını da biliyorum ama beni neden kaçırdığını? Niye tutsak köle gibi yanında tuttuğunu bilmiyorum bilmekte istemiyorum bana sözün vardı buradan gitmek istiyorum senden çok uzağa ailemin yanına gidip senden kurtulmak istiyorum o geceye gelirsek pişman değilim ama o geceyi seninle geçirdiğime pişmanım başkasının olmasını tercih ederdim."
Bu lafımla yutkunduğunu hissettim sanırım ağır gelmişti. "Sana sevgilinle mutluluklar Göktuğ." Gidiyordum arkadamdan bağırdı. "Senin ailen yok benim de sevgilim." "Umurumda değil mafya bozuntusu." Hâlâ beni ikna etmeye çalışıyor ona inanmamı bekliyordu. Odaya çıkıp üstümdeki elbiseyi çıkardım iç çamaşırlarımla kalmıştım ki kapı açıldı ellerimle üzerimi kapatmaya çalıştım ama bu imkansızdı tabii ki gelen öküzdü utanmaz insan kapı çalar ama değil mi? "Ne var mafya bozuntusu? Arkanı dön bakma sakın." Arkasını döndü yüzünde bir gülümseme vardı. "Benim sevgilim kimmiş söyle bakayım?" "Üff Göktuğ bunu sormak için mi geldin?" Biraz cilveli söylemiştim o an arkasını döndüğü için hemen yatağın üstündeki bornozu alıp üstüme giyindim yanına yaklaşıp kapıyı açtım. "Çık dışarı Göktuğ kapıyı çal önce."
Kapıya çıkar mı? Burnumun dibine girdi mafya bozuntusu saçlarım açıktı elleriyle saçlarıma dokundu. "Kokunu çok özledim Gökçe." "Çık dışarı Göktuğ çok içmişsin!" "Yapma be kızım özledim diyorum sana sen beni kovuyorsun." "Ne yapmamı bekliyorsun aşağıda söylediğin onca şeyden sonra." "Beni anlamını Gökçe gör hâlimi artık." "Neyini göreyim senin Göktuğ çık dışarı ne seni görmek istiyorum ne de sesini duymak!" Ama o beni dinlemiyordu bana daha çok yaklaşıyordu kafasını boynuma gömdü elleriyle bornozun bağını çözüyordu ne yapmaya çalışıyordu bu adam?
İç sesimle kavga ediyordum "Onu istiyorsun?" "Hayır istemiyorum." O çoktan bornozun bağını çözmüştü boynuma bir tane öpücük kondurdu sayıklıyor gibiydi. "Çok özledim, çok özledim." "Çok daha beter ol mafya bozuntusu." Onu kendimden ittim. "Ne sanıyorsun sen kendini o bir kere olur anladın mı? Git sevgilinin yanına zaten senden uzak durmak için uyarıldım çık Göktuğ!" Afallamıştı. "Ne diyorsun sen? Yok benim sevgilim falan ben hiçbir kadını sevmem Gökçe Özdemir." diyerek odadan çıktı kurtulmuştum ondan odadan çıktıktan sonra banyoya girdim duş alıp üstüme şort ve atlet giyinip yatağa yattım.
İlk gecem o adamdaydı, ilk öpücüğüm, ilk heyecanım nasıl olurdu? Anlam veremiyordum bunları düşüne düşüne uyuyakalmışım sabaha karşı uyandığım da üstümde bir ağırlık hissediyordum. "İnanmıyorum yine mi? Üff Göktuğ ya." Sol tarafıma doğru kafamı çevirdim ki yanımda bir tane köpek vardı çok sevimli bir şeydi bu Göktuğ'dan daha iyiydi. "Sen ne kadar tatlısın öyle sahibin kim?" Köpek bi anda yataktan indi sonra odadan çıkıp Göktuğ'un odasına doğru gitti ben de köpeğin arkasından kapıya doğru yürümeye başladım kapı aralıklıydı Göktuğ sanki yeni gelmiş gibiydi üstünü çıkarıyordu sırtında ki dövme gözüme çarptı bir tane aslan dövmesi vardı onu çok çarpıcı gösteriyordu.
Fark etmemiştim daha önce ben de onun gibi yapıp odasına girecekken telefonu çaldı telefonu açıp kulağına dayadı kiminle konuşuyorsa kaşlarını çatarak konuşuyordu kızgındı sanırım Göktuğ telefonu kapatmadan önce "Bugün o işi halledin Koray'ı bulun bana." diyerek telefonu kapattı. "Beni oradan izlemek senin için çok zor güzelim yanıma gel gözlerin bana hasret gibi bakıyor." Önünü bana dönmüştü. "Gerek yok ne gözlerim sana hasret, ne de ben sana muhtacım mafya bozuntusu." diyerek kapıdan uzaklaştım ama gidemiyordum kafamı çevirdim ki Göktuğ kolumdan tutmuştu beni kendine doğru çekti göğsüne kapaklanmıştım ellerim tenine değiyordu. Nefesimi kontrol edemiyordum nefessiz kalmıştım kafamı Göktuğ'un yüzüne bakacak şekilde kaldırdım ve ellerimi ondan çektim o da ahtapot gibi belime sarıldı. "Uğraşma Gökçe sen benimsin, benim yine şort giyilmiş neler yapacağım görülmek isteniyor galiba!" diyerek dudaklarıma yapıştı.
Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen çünkü en büyük motive kaynağı okurların düşünceleridir.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'ɢöᴢʏᴀşɪ'
Acción"Sana benimsin demedim mi?" Ondan uzaklaşmaya çalıştım ama izin vermiyordu beni kendine daha çok yaklaştırıp gözlerini, gözlerime dikti. "Artık bir daha benden kaçmayacaksın Gökçe yoksa seni değil ama aileni öldürürüm duydun mu? Hiç acımam!" diyerek...