"NE GÜZEL DEMİŞ NAZIM HİKMET; BENCE ŞİMDİ SEN DE HERKES GİBİSİN."
Ne oluyordu neydi şimdi bu? Sevgilisi miydim? Nasıl bu kadar sahiplenici bu kadar tutkulu olabilir ki? Tanımadığı insanı öpüyordu sonuçta bu adam artık bir şekilde onu itmeliydim ellerimi kaldırıp onu kendimden ittim sanki bunu hiç beklemiyordu geriye doğru sendeledi. "Bunu neden yaptın?" dermiş gibi bakıyordu. "Sakın bana dokunma mafya bozuntusu." Gözlerini kırptı. "Eminim uzak duracağım." "Ne hâlin varsa gör ukala beni rahat bırak zaten ayakta bile duramıyorum seninle uğraşamam!" diyerek yatağa doğru yürüdüm o da gözleriyle beni takip ediyordu yatağa oturup saçlarımı çözdüm başımı ağrıtıyordu. Saçlarım sırtıma döküldüler o da beni izliyordu yutkunurken sesini duyuyordum ayakkabıları da ayağımdan çıkardım odanın bir yerine doğru attım sonra sırt üstü yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım.
Çok içmiştim sızmam gerekmiyor muydu benim? Ama ben sızmamıştım tuhaf bir durumdu yoksa o bana yaklaşırken duyduğum heyecan mı beni ayakta tutuyordu? Ben bunları düşünürken o da odadaydı birden yatağın diğer tarafına bir ağırlık çöktü o an nefes almayı bıraktım o da yanıma uzandı sırt üstü bir, iki dakika sonra konuşmaya başladı. "Benden kaçmaya çalışma Gökçe buna senin gücün yetmez anla artık arkadaşını aradığını, mesaj yazdığını biliyorum havuz da yanına gelen adamı da biliyorum benden kaçmak için uğraşma boşuna yapamazsın ben Göktuğ Özkaya'yım benden kimse kaçamaz! Yapma ki senin canını yakmayayım." diyerek elini yüzüme getirdi ve eliyle yüzüme gelen saçımı aldı.
"Bu kokun hiç güzel değil eski kokun daha iyiydi Gökçe uyan hadi uyumadığını biliyorum." diyerek belimi tuttu beni kaldırmaya çalışıyordu o an direk gözlerimi açtım. "Bırak beni! Dokunma bana uzak dur benden!" "Kalk artık güzelim bu içki kokusuyla uyuyamazsın bu kokuyu sevmedim!" "Ne diyorsun? Kimsin sen? Sana ne benim kokumdan bırak beni!" Onu kendimden ittim. "Ne istiyorsun benden? Beni neden bırakmıyorsun bir şeyde söylemiyorsun?"
"Zamanı var güzelim gir artık şu banyoya bu kokuyu sevmedim."
"Yıkanmayacağım bırak beni! Bırak senin dediğini yapmayacağım!"Beni dinler mi? Elimden tuttuğu gibi banyoya götürdü duşakabinin içine koyup suyu açtı. "Ne yapıyorsun sen? Kapat şu suyu pislik herif kapat dondum!" Gıcık suyu daha çok açtı üşüyordum.
"Bıraksana dondum."
"Sana az bile." Böyle olmayacaktı o beni ıslatıyor ama kendi ıslanmıyordu. Onu tutup kendime doğru çektim onun yüzündeki gülümseme silinmişti çektiğim gibi nefesi yüzüme değdi gözleri, gözlerime değiyor nefesi dudaklarımı delip geçiyordu sanki kalbim duracaktı yüzümüze su vuruyor durum çok kötü bir hâl alıyordu yüzüme doğru yaklaştı.Bu durum bir daha yaşanmasın diye onu kendimden ittim. "Yeter bu kadar çık dışarı! Ben duş yaparım." Hiç gitmek istemese de çıkmak zorunda kaldı beni sırılsıklam yapmıştı sıcak suyu açtım vücudum ısınmaya başlamıştı elbiseyi üstümden çıkardım duş yaptıktan sonra üstüme bornozu giyinip odaya geçtim. Mafya bozuntusu sırtı dönük yatıyordu inşallah uyumuştur diye düşünüyordum üstüme giyecek bir şeyim olmadığı için mafya bozuntusunun gömleklerinden giyindim.
Sonra yatağa girdim gözlerimi açtığım da yanımda yoktu kafamı kaldırdım pencerenin önünde dikilmiş dışarıya bakıyordu yataktan çıktım başım çok ağrıyordu elimi başıma koydum. "Üff sen nasıl bir ağrısın?" Öleceğim sanki beynim zonkluyordu o hiç umursamıyordu yataktan kalktım üstümde onun gömleği olduğunu unutmuştum bacaklarım çıplaktı odanın arka tarafında durdum. Kafasını bana çevirip gözlerini bana dikti gömleğini giyindiğimi gördüğün de gülümsedi. Gözleriyle beni süzüyordu o beni böyle süzerken içimden bir şeyler kopuyordu sanki "Ne bakıyorsun mafya bozuntusu?" "Gömleğim yakışmış kokun sinmiş midir acaba?" "İşine bak benden uzak dur! Bana elbise verseydin senin gömleğini giyinmezdim."
"Dolapta vardı bence sen isteyerek giyindin."
"Bana bak ukala seninle uğraşamam!" diyerek dolabı açtım elime bir elbise alıp banyoya girdim ve elbiseyi üstüme giyindim saçlarımı da açık bıraktım işim bitince banyodan çıkıp odaya geçtim."Hadi gidiyoruz buradan." Kapıya doğru yürüyordum o da önümdeydi birlikte dışarı çıktık arabaya doğru yürürken yanımıza bir araba geldi içinden adamlar çıktı ellerinde silahlar vardı üstümüze doğru ateş etmeye başladılar ben ne yapacağımı bilemezken ateşin içinde kalmıştım o da arabanın kapısını açıp onlara ateş ediyordu kafasını bana doğru çevirdi. "Gökçe yere yat çabuk! Gökçe yere yat dedim!" Göğsümden bütün vücuduma sıcaklık iniyordu beyaz elbisem kırmızıya bulanmıştı.
Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen çünkü en büyük motive kaynağı okurların düşünceleridir.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'ɢöᴢʏᴀşɪ'
Action"Sana benimsin demedim mi?" Ondan uzaklaşmaya çalıştım ama izin vermiyordu beni kendine daha çok yaklaştırıp gözlerini, gözlerime dikti. "Artık bir daha benden kaçmayacaksın Gökçe yoksa seni değil ama aileni öldürürüm duydun mu? Hiç acımam!" diyerek...