"ÇARESİZLİK NEDİR BİLİR MİSİN? KALBİN KANATLANIP GİTTİĞİ YERE, BEDENİNİN GİDEMEMESİDİR."
•GÖKTUĞ'UN AĞZINDAN•
Akşam beni sinir etmek için müziği açmıştı beni sinir etsin ki hoşuna gitsin ama bilmiyordu ben değil o sinir olmuştu gelmemi beklemiş sonra uyuyakalmıştı yanına gitmeden biliyordum neden mi? Çünkü evin her tarafında kamera vardı benim masum yüzlü güzelim bunu bilmiyordu ama onun sinirlenmesi hoşuma gidiyor bana ayrı bir haz veriyordu odam da onu izleyerek gülüyordum bir de seçtiği şarkı muhteşemdi gelmeyeceğimi anladığın da saydırıyor yastıklarla savaşıyordu. Ben de yanına gitmedim yatağa gidip uyudum sabah ondan önce uyandım. "Öyle sinir edilmez böyle edilir." diyerek aynısını ben ona yaptım sesi duyunca uyanmak zorunda kaldı bağırıyordu sesi evimi şenlendiriyor ama o bunu bilmiyordu onu burada zorla tuttuğumu kendime mahkum ettiğimi sanıyor üzülüyordu onu sevdiğimi bilmiyordu kötü adam olduğum için onu kaçırdığımı düşünüyordu ama o iki kelimeyi söyleyecektim pişmanlığımdan kurtulduğum zaman bilgisayardan kalkıp banyoya girdim rutin işlerimi hallettikten sonra dolaptan üstüme gömleğimi giyindim.
Gökçe merdivenlerden çıkıyordu müziğin benim odamdan geldiğini duyunca kendi odasına gitti Gökçe'yi izlerken telefonum çaldı. "Abi Gökçe Hanım ata binmek istiyor binsin mi?" Biraz düşündüm izin vermezsem beni rahat bırakmazdı işlerim vardı. "Tamam Volkan binsin siz de uzaktan takip edin yanından ayrılmayın." "Tamam abi."
"Benim atımı verin Volkan." diyerek telefonu kapattım sonra ceketimi üstüme giyindim telefonumu ve silahımı alıp odadan çıktım. Dışarı çıktığım da Gökçe ormana girmek üzereydi saçlarını açık bırakmıştı atımın üstünde çok güzel duruyordu ben ona hayran hayran bakarken yanıma Selim geldi. "Ya abi neden söylemiyorsun her şeyi?"
"Neyi söyleyeyim Selim onu kaçırıp ailesinin ölümüne sebep olduğumu mu söyleyeyim?" "Abi senin suçun yok ki."
"Var Selim var ben kaçırmasaydım bir şey olmayacaktı onun peşine düşmeyecekti o it."
"Kaçırmasaydın o da ölecekti abi." Selim'in omzuna vurdum. "Sonra konuşuruz kardeşim o iti bulalım onu bulduğumuz da konuşuruz Gökçe'yi kolluyorlar değil mi?" "Evet abi sıkıntı yok senin yavru onda o onu bırakmaz biliyorsun." "Biliyorum kardeşim." Gülümsedim benim atım akıllıydı kimseyi almadan dönmezdi.Konuşmayı bırakıp arabaya bindik ve toplanma alanına gittik emrimde çalışan adamlar beni bekliyordu o iti bulmam lazımdı herkesi devreye sokmuştum. Arabayla önlerin de durdum hepsi bizi bekliyordu arabanın kapısını açıp dışarı çıktım beni gördüklerin de önlerini iliklediler. "Hoş geldin patron." "Hoş bulduk her şey tamam mı? O itin nerede saklandığını buldunuz mu?" "Bulamadık patron bizim mıntıkadan çıkmış."
"Ne demek çıkmış? Kime gider bu it?" Sinirlenmiştim volta atmaya başladım. "Sakin ol kardeşim! Onu bulacağız bir yere gitmiş olamaz."
"Gitmiştir Selim benim düşmanım çok biliyorsun kendini kurtarmak için birinden yardım almıştır." "İş yerine gittik kendini bulamadık ama senin adına bir emanet bulduk." "Neymiş o emanet ver bakayım Harun." Harun elini cebine atıp kağıdı bana uzattı. Kağıdı elinden aldım şerefsiz adam resmen destan yazmış. "Sonunda elinde hiçbir şeyin kalmayacak Göktuğ Özkaya o elindeki yavruyu alacağım senden belki de almışımdır ama senin haberin yoktur beni arama boşuna ben sana bir nefes kadar yakınım beni özlediğin zaman ben seni bulurum."Mektubun son kısmın da bunlar yazıyordu bunları okumak bile nefesimi kesmişti Selim'e döndüm o da bana bakıyordu. "Ne oldu abi?" "Hemen eve dönelim Selim Gökçe tehlike de olabilir." "Tamam abi arayalım bizimkileri onlar biliyordur yerini." Selim telefonda Volkan'ı ararken ben Harun'lara döndüm. "O Koray itini bana bulacaksınız yerin yedi kat dibine de girse onu karşımda göreceğim! Bütün yer altı, yer üstü herkese haber salın bana ihanet eden saklayan olursa onun kafasına sıkarım." Selim benim yanıma geldi. "Abi Volkan açmıyor telefonu." O an beynimden vurulmuşa döndüm Gökçe'nin yanına gitmem gerekiyordu kalbimde acımasız bir sızı vardı beni nefessiz bırakıyordu koşarak arabaya bindim.
Selim de yanıma oturdu arabayı o kadar hızlı sürüyordum ki bir saatte geldiğim yolu yarım saatte gitmek istiyordum. "Sakin ol abi! Bir şey olmamıştır." "Olamam ya ona bir şey olduysa içimde bir sıkıntı var Selim ya onu kaybettiysem?" Evin önüne gelmiştim çoktan arabadan indim bahçede Kahya beni bekliyordu. "Ne oluyor burada?" "Şey Göktuğ Bey." "Ne oldu söyle!" "Göktuğ Bey Aslan." "Ne olmuş Aslan'a?" "Aslan geldi ama Gökçe Hanım yoktu üstünde." "Ne demek yoktu?" "Volkann!" Volkan yanıma geldi Volkan'ın yakasına yapıştım. "Volkan Gökçe nerede? Onu sana bırakma demedim mi?"
"Abi takip ediyorduk bir uçurumun yanına gitti orada oturdu ağladı biz de yanındaydık." "Onun orada ne işi vardı Selim? Ne işi vardı!" Selim de herkes gibi susuyordu niye kimse konuşmuyor? Çıldırmak üzereyim ben iş adamı, yer altının patronuyum bu dünyada sahip olmadığım hiçbir güç yok ama bir kıza sahip çıkamamıştım onu koruyamadım o iti yaşadığına pişman edecektim onu kendi ellerimle öldürecektim."Sonra Volkan sonra ne oldu? Anlat!" "Sonra Aslan'a bindi gidiyordu biz de peşindeydik bi anda önümüze hayvanlar çıktı Gökçe Hanım ilerliyordu gittiğimiz de sadece Aslan vardı ormana baktık aradık ama bulamadık." "Ne demek yoktu! Hemen bulun onu her yeri arayın ne olursa olsun Gökçe'yi bulacaksınız Gökçe'yi bulmadan kimse karşıma çıkmasın! Aslan'ı getirin bana." Kahya Aslan'ı yanıma getirmişti ama Aslan yanıma gelmek istemiyordu geri geri gidiyor bağırıyordu Aslan'ın yanına yaklaşıp yüzüne dokundum onu sakinleştirmeyi başarmıştım Aslan'ın annesi o küçükken gözleri önünde öldüğü için hiç kimseyi arkada bırakmak istemiyordu üstüne oturdum. "Sakin ol oğlum! Onu bulacağız bu sefer kaybeden biz olmayacağız bu sefer onu geride bırakmayacağız." Ormana doğru ilerliyorduk nereye gittiğimi bilmiyordum.
Aslan'ın beni götürdüğü yere gidiyordum Aslan beni o uçuruma getirdi burası Selim'le bizim yerimizdi Selim'le burada tanışmış burada kardeş olmuştuk. Geçenler de burada bulmuştum Gökçe'yi bana sevgilim olduğunu söylemiş saçma sapan konuşmuştu o gün anlamamıştım yine aynı şeyi söyledi çünkü öyle biri yoktu. Aslan'dan inip uçuruma doğru yürümeye başladım avazım çıktığı kadar bağırmak bütün sinirimi boşaltmak istiyordum ilk kez bu kadar çaresiz hissediyordum. Onu ilk gördüğüm de beğenmiş, beni kendine çekmişti Koray'a diklenmesi kendini savunuşu hoşuma gitmişti hayatım da hiçbir kadının böyle kendini savunuşunu görmemiştim.
Onu kurtardığım da o yanımızdan gittikten sonra Koray'ın beni tehdit edişi canımı çok sıkmıştı Gökçe'ye bunu ödeteceğini söylemesi Koray'ı silmeme sebep olmuştu Koray'ı tanıdığım için neler yapabileceğini bildiğimden Gökçe'yi kaçırmıştım. Gökçe'nin zarar görmesini istemiyordum belki de kaybetme korkusu ağır basmıştı bilmiyorum hatalar yapmaya başlamıştım Gökçe'yi kaçırdıktan sonra Koray benden hesap sormak için şirkete geldi ve beni tehdit etti. "Beni bitireceğini." söyledi umurumda değildi ama Gökçe'ye dokunmasını kaldıramazdım onu şirketten kovdum bütün işlerden elini çektirdim Koray benim yüzümden batmıştı onun hayatını bitirdim o da benden intikam almak istiyordu Gökçe'yi kullanarak, Gökçe'yi her şeyden uzak tutuyordum ama o her seferin de içindeydi ailemi işlerimden uzak tuttuğum hâlde Gökçe'yi düşmanlarımdan uzak tutamıyordum.
O gece benimle evli olduğunu düşündüğü için birlikte olmuştu benim olmuştu artık onu bırakmam imkansızdı olmasa da bırakamazdım bana bağırması onu ben de tutkulu hâle getiriyordu Gökçe'nin ailesi vardı ama onları benim yüzümden kaybetmişti Koray'ı dışlamam Koray'ı sinirlendirmişti. Ben ona neden bu kadar muhtaçtım bilmiyorum ondan uzakken nefessiz kalıyordum ben ne yapacaktım Gökçe'yle? Bir kuş misali sanki avuçlarım da sıksam ölecek bıraksam uçup gidecek. Hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti o anda telefonum çaldı telefonu elime aldım bilinmeyen bir numaraydı. "Bırakın beni aaa!"
"Gökçe iyi misin? Ona bir şey olursa seni yaşatmam Koray!" "Ooo Göktuğ Efendi Koray kim çok düşmanın var galiba?" "Sen kimsin Koray değilsen?" "Onu da sen bul Göktuğ Özkaya sevgilinle biraz oyun oynayacağız kazanırsa kurtulacak, kazanamazsa benimle bir gece geçirecek hadi sana bay bay Göktuğ Özkaya." "Onun kılına dokunursan seni bitiririm her kimsen." "Aaa oluyor mu öyle şey seninle yapıyorsa bana da razıdır."
"Kes lan sesini it o benim kadınım ona dokunursan seni öldürürüm!"
"Korkma bu kadar Gökçe'ye gerçekleri söylerim o seni bitirir." "Göktuğ kurtar beni lütfen ben senin yanında olmaya razıyım lütfen beni burada bırakma!" "Duydun mu Özkaya? Sana razıysa bana da razıdır değil mi?"Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen çünkü en büyük motive kaynağı okurların düşünceleridir.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'ɢöᴢʏᴀşɪ'
Acción"Sana benimsin demedim mi?" Ondan uzaklaşmaya çalıştım ama izin vermiyordu beni kendine daha çok yaklaştırıp gözlerini, gözlerime dikti. "Artık bir daha benden kaçmayacaksın Gökçe yoksa seni değil ama aileni öldürürüm duydun mu? Hiç acımam!" diyerek...