Hayal 'in mırıldanacağı şarkı Avril Lavigne-Nobody' s home. Sevmenizi umuyorum :*
+
Hayat adil aslında. Eşit çünkü. Sıkıntılı olduğumuz gibi mutlu da oluyoruz. İyiliğimiz olduğu kadar kötülükte yapıyoruz. Yani bence hatayı hayatta değil kendimizde aramalıyız. Sonuçta her siyahın içinde noktada olsa bir beyaz bulunur öyle, değil mi?
Beyazın içinde silahında olduğu gibi...
Demeye çalıştığım yaşamımızı biz belirleriz siyahın içinde bulunan beyazı biz genişletiriz. Bence bu yönü ile hayat adil, adaletli. Tabi bazen yardıma ihtiyacım oluyor benim. Çünkü o siyah galip gelebiliyor. Beni karanlığa hapsetmekle kalmıyor, hapistede işkence ediyor gibi.
Siyahın içindeki beyazı genişletmek için yardıma ihtiyacım oluyor benim. Birinin bana sımsıkı sarılmasına, yanımda olduğunu bilmeme, sevgiye, ilgiye ihtiyacım oluyor...
Bana bunları veren kişiyi seçemem elbette ama... Karşıma biri çıksa ve gelse, artık ben varım, yanından ayrılmam gibi cümleler söyleyip yapsa.
İşte bu düşüncelerle uykuya daldım.
*
Bebeğim,Sen güçlüsün. Kendine güven tamam mı? Arkadaşların ile aranı hiç bozma. Onlar sana geç gelsede gerçek dost. Hayata geç başlamış olman, 17 yaşına gelmiş olman, bunlar seni etkiliyor olabilir.
Seni hala istiyorum ama baban sana güveniyor, bende. Bizi artık daha az düşünüyorsun. Olsun. Sen mutlu olmaya gayret et bitanem, ölen ile ölünmüyor.
*
"Bir düşünün çocuğunuz oldu. Adını Sahil koydunuz ingilizce de beach anlamında. Okunuşu bitch ile aynı. İşte çocuğunuza yalvarmaya başlıyorsunuz odasını toplaması için :'Sahil hadi yavrum. Lütfen. Bak bunu da yaparsan plaja gideriz. Beach, please!' diye etrafta dolanıyor-"
Max Matt'in kafasına vurunca durdu.
"Tamam berbattı. Ama ben espri yapamam ki. "
" Zaten sana espri yap diyen oldu mu abi? "
Max haklıydı. Yani niye böyle yaptı ki. Bende ciddi ciddi onu dinliyorum bide ya." Ortam ısınsın istemiştim kimse konuşmuyor. Hayır bakışlar ile anlaşmaya başlamışsınız, ben bilmiyorum o dili. " Matt ne diyordu? Böyle değildi bu çocuk....
Karşımda Matt yanında sevgilisi, onun yanında Anıl, Anıl'ın yanında Akasya, Akasya'nın yanında ben, benim yanımda Scott, Scott'ın yanında Stacey, onun yanında Max oturuyorduk. Kısacası daire halinde bir kafede oturuyorduk.
Dün gece yine annemin sesini duymuştum. Ve uyandığımda ağlamak istemiş fakat ağlamamıştım. Güçlü olup, siyahın beni boğmasını engellemeliyim.
**
Matt'in iğrenç esprileri tüm gece devam etmişti. Dinlememek için bir şarkı mırıldanmaya başlamıştım. Ne var? Duymuyorum sonuçta.
"I couldn't tell you why she felt that day
*onun niye böyle hissettiğini sana söyleyemedim *She felted everyday
*hergün bunu hissediyordu*And I couldn't help her
*ve ona yardım edemedim *I just watched her make the same mistakes again
*yalnızca aynı yanlışı tekrar yapışını seyrettim *What's wrong, what's wrong now
*sorun ne, sorun ne simdi*Too many too many problems
*çok fazla çok fazla problem*... "
Duymuyorlar sanmıştım ama bana dönen bakışlar ile anında susmuştum. Genelde şarkı söylerken ve bir şeyler okurken uzaklaştığım anlarda dünya ile tüm bağlarım kopardı. Fakat bugün müzik bile beni burdan uzaklaştıramadı.Üzerimde büyük bir yük varmış gibi.
Neden böyle hissediyorum bilmiyorum ama öyle işte sanki o siyah bir yılan olmuş ve beni yem olarak seçmiş gibi. Sanki o siyah yılan beni boğuyor ve üzerimde siyah büyük duman bırakıyor gibi.
Ama siyah büyüdükçe savaşma isteğim artıyor. İçimdeki beyaz da siyah gibi genişliyor. Bunun şuan bulunduğum ortam ile ilgili olduğunu düşünüyorum.
Tabi içimdeki siyah beyazdan daha büyük...
Stacey konuşmaya başladı "Okullar arası yarışmalarda temsil edilmek istiyorum ama siz çalışma yapmıyorsunuz. Yoksa yapıyor ve beni çağırmıyor musunuz?"
Biraz öne eğildim onu görmek için "Stacey hoca grupları bugün belirledi. Biz ne ara çalışma yapalım. Okuldan çıktığımız saati sende gördün."
Ah! Scott'ın üzerine düştüğümü hatırladım.
Neyse. Biri hatırlasa kıkırdardı. Yani Scott ve Stacey.
Scott benim hemen ardımdan söze başladı "Bence yarın başlayalım. Önce şarkıyı seçeriz, sonra gerisi gelir."
Stacey başını salladı benimle aynı zamanda. " Yarın okulda görüşürüz. Ben gidiyorum. Baylar bayanlar." dedi Stacey.
-_-_-_-_-_
Şuan Stacey, Scott ve ben müzik sınıfında oturmuş müzik listesine bakıyoruz. Yarım saat falan olmuştur geleli ve ben bu şarkılar ile ilgili hiç iyi şeyler düşünmüyorum.
Neden mi, çünkü ben rep sevmem. Stacey'yi zevki için yadırgamıyorum ama bana bunları sen söyle dedi. Sevmem ki, sevmediğiniz şeyi nasıl yaparsınız?
Neyse...
"Bugün olmayacak bu iş. Bence biraz zaman geçsin.... Mesela önce herhangi bir şarkı ile çalışma yapalım? " Scott yerim seni- hop! Ne ayak, ne yemesi Hayal?
Ama kalp kalbe karşı aynı şeyi düşünüyoruz...
Normal bir durum bu bikere. Boşver ya.
Daha fazla içsavaş yapmayarak hemen söze başlıyorum," Uygundur. Stacey naz yapmada çalışalım. "
Stacey kafasını sallayınca ayağa kalkıp elime gitarlardan birini aldım. Notaları olmadan kafama göre bir şarkı çalmaya başladım. Yani uydurdum arkadaşlar. Stacey'yi piyanoya oturduğunu gördümScott ise bize baktıktan sonra bateriye ilerledi. Hepimiz salak saçma hareketler ederek müzik yapıyoruz. Ne sandınız Lemonade mouth 'mu bu.
Telefonum titreyince gitarı bıraktım. Oyun güncellenmiş. Zaten kim bana mesaj atacak?
Neyse. Kalkmışken su içiyim dedim. Onlar çalmaya devam ederken bende kantine ilerlemeye başladım. Merdivenden inerken adım sesleri duydum. Kim olduğunu görmek için döndüğümde Scott'ın koşarak geldiğini gördüm.
Hızını alamayıp üzerime doğru beni duvar ile arasına alacak şekilde durdu.
Yakındı, fazla, çok fazla yakındı. Susuzluktan mı yoksa bir kaç saniyedir devam eden yakınlıkta mı bilmediğim hızlı kalp atışlarım vardı.
Bence yakınlık.
Gözleri yüzümü ezberlemek istercesine her santimetre karemde dolanıyor. Benimde ondan farkım yok ki...
**
Hep böyle bir son yazmak istemişimdir.
Toplam oy 60 ve üzeri çok teşekkürler okuduğunuz ve oy verdiğiniz için. Sizleri seviyorum ♥ ♥ ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÜN
Literatura Kobieca(okumanızı tavsiye etmiyorum çünkü ilk hikayem ve biraz saçma silmek istemiyorum çünkü dediğim gibi ilk hikayemin manevi bir değeri var... ) "Güneşin Samanyolunun etrafında yaptığı hareketi tamamlaması ve bunun dünyaya yansıması bir insan ömrünün y...