4

121 7 3
                                    

Sefgili okurlar;rötar dolayısıyla sizlerden özür diliyorum.Babam wi-fiyi ödemeyi unutmuş bu yeymedi bide internet paketim.bittiği için bir haftaya yakındır ruh gibi etrafta dolanıyorum..  Neyse olduğu kadar beğenmeniz dileğiyle....
İyi seyirler. Der ve sahne perdesi açılır...
Haa multimedya=Hayal'in giydikleri

Matthew üzerimi örtmüştü. Bunu ona önce ben yapmıştım ama durup onu izlememiştim. O neden bunu yapmıştı? "Niye beni izliyorsun?"diye sordum. Bana önce uzaylı görmüş gibi bakarken "bilmem yani...şey tuhaf hareket ediyorsun. O koltukta dönmeyi nasıl başardığını anlamaya çalışıyordum."

Bir süre boyunca hiç konuşmadan öylece durduk. Dayanamayıp"Matt... şey sana Matt diyebilirim,değil mi?" Başını onaylarcasına aşağı ve yukarı doğru hareket ettirdi. "O zaman.Matt niye hala burdasın."bunu sormuştum çünkü..merak ediyordum. Ben aslında merak etsemde bunu dile  getirmezdim. Ama değişmeliydim ve bu benim için büyük bir adımdı düşüncelerimi paylaştığım ilk kişi değildi ama sayılı kişilerden biriydi Matt. Hemde tanışalı bir gün olmamışken.

"Adam aradı ve size bakmamı söyledi. İlk kez istemediği için bende kabul ettim" sonlara doğru sesi esnemesi nedeniyle boğuk çıkmıştı.

Daha fazla beklemeden tekrar uzandım ve uykuma kaldığım yerden devam ettim. Kendimi uykuya tamamen bırakmadan önce iyi geceler diye mırıldandım.

*

Sabah Akasya ve Matt'in sesini duymakla, gözlerimi binbir zorlukla açtım.Akasya annesiyle konuşuyordu belli,"anne lütfen izin ver bugün Hayal'e buraları gezdireyim "...."yaşasın!"diye bir de çığlık atınca  doğruldum ve mutfağa ilerledim. Matt'in sesini duymuştum ama o mutfakta yoktu. Akasya telefonu çoktan  kapatmış olacakki telefon masanın karşısındaki bir taburede duruyordu. Günaydınlaştıktan sonra kahvaltımızı–cornflakes– bitirip içeri geçtik o sırada aklıma Matt geldi ve sorduğumda"Okula gitti. Okuldan çıkktığında hepberaber gezmeye gideceğiz!" bunları duymuştum.

Biraz daha TV karşısında zaman öldürdükten sonra ikimizde hazırlanmak için yukarı çıktık.

Uzunca düşündükten sonra  dar paça kot ve üzerime kırmızı baskılı bir t-shirt giymeye karar verdim. Aşağı inmeden önce biraz da makyaj yaptım-tabi makyaj dediğim bir eyeliner ve parlatıcı-.

Akasya'nın beni çağırması ile ahşap merdivenleri indim. Arabaya bindik ve bir avmnin park alanında durduk. Akasya'dan sonra ben indim ve uzun adımlarla  büyük alışveriş merkezine girdik.

"Hayal gel burada oturalım."

Başımı olumlu anlamda salladım ve kafeye girdik. Biraz sohbet ederken aklıma okul geldi Akasya da benim gibi düşünüyor olacakki "Yarın okul için heyecanlı mısın?"dedi.

Aslında hayır."Şey..belki sonuçta ...bilirsin farklı."diye geveledim. Heyecanlı değildim neden bilmiyorum derslerim yetimhanedeyken o kadar güzel değildi. Neyse okulu düşünmeyi bıraktım ve Anıl'ı sordum.Akasya ise gözlerini kaçırsa da birkaç saniye sonra anlatmaya başladı."Biz Anıl ile geçen yıl tanıştık aynı okula gidiyoruz. Onun beni doğumgünü partisine çağırmasıyla arkadaş olmuştuk. Ama ona onu ilk gördüğüm günden beridir hayranlık duyuyorum. Hayal, bana yardım etmen ve ona açıklamam gerek..." Onu dinlerken aklıma doğum geldi. Benim doğumum. Anne ve babamın ölümü."Akasya şey sana anlatabilir miyim bilmiyorum belki bana bencil dersin ama gerçekten sadece dinlesen yeterli lütfen beni dinler misin?"bunu niye yaptım bilmiyorum ve söylediklerime inanamıyorum kıza beni dinle diye yalvarmıştım . Ama buna ihtiyacım var. Başını sallayarak beni onayladı bende konuşmaya başladım. Çünkü bu cesaret bir kez daha gelmezdi muhtemelen.

BİR GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin