Multimedya:Gittikleri cadde.
Akasya'nın onu görünce gülümsemesi ne kadar da güzeldi.
Anıl da ona muzip bakışlar atıyordu arada o ikisini izlemek çok eğlenceliydi. Birbirlerine ne zamandan beri böyle baktıklarını merak ediyorum. Acaba tanıştıklarındada böyleler miydi? Merakım artarken Meryem abla konuştu " Çocuklar siz biraz dolaşmaya çıkın, ama geç olmadan dönün. Yarın okul var."
Üçümüzde onaylayınca evden çıktık. Akasya'nın kırmızı arabasına ilerlerken Anıl bizi kendi arabası ile götürmeyi teklif etti. Anıl'ın arabasına binerken ben arkadaki koltuğa, Akasya ise Anıl'ın yanındaki yolcu koltuğuna oturdu.
Geldiğimiz cadde kalabalık ve bir o kadarda kendine çeken bir yerdi. Ben hayran hayran bakıyorken önümüzde duran insanlardan bir çok ses geliyordu. Duyduğumuz araba sesleri, şarkılar, kedi, köpekler o kadar güzeldi ki. Keşke diyorum: keşke burada doğsaydım. Anne ve babam olsaydı...
Sen keşkelere devam et ama şu arabadan in artık.
İçses ne olurdu biraz geç gelsen. Arabanın kapısını açtım Akasya ve Anıl inmişti herhalde. Ne sıra indilerki?
°~°
Birkaç saat orada yürüdüğümüz için ayaklarım bana durmak için sızılar gönderirken Anıl cafeye benzer bir yere girmemiz için bizi yönlendiriyordu.
"Kızlar gelin şu masaya oturun ben de içecekleri alayım. "
" Peki Anıl biz Hayal'le bir lavaboya gidelim ama önce. "
Akasya utanmış gibiydi. Onu öyle görmek beni güldürsede dudaklarımı ısırarak bunu engelledim.
°°°
Karşımda iki kız oturuyordu. Onları izlemek istemesemde dersler çok sıkıcıydı. İkiside benim gibi dersi dinlemiyordu. Aslında tam ne konuştuklarını duyamasamda konuları akşam ne yapacakları ile ilgiliydi. Sanırım bara gideceklermiş.
Benimle yaşıt oldukları halde bara gitmeleri doğal birşeymiş gibi söylemiştiler. Ben daha önce hiç gitmemiştim. Hoş, nasıl gidebilirdim ki.
Hayal bu akşam gitsek mii?
Ne? Hayır. Olmaz daha çok erken. Ben bugün gidemem belki doğum günümde olabilir. Ama yakın bir gelecekte olacak iş değil. Ben bu düşüncelere dalmış dersi tamamen bırakmışken zil çaldı.
Sınıftan çıkarken Scott'u gördüm. İngilizce sınıfının kapısından çıkıyordu. Dalgın bakışları vardı gözleri benimkileri göremeden başka bir yerde sabitlendi. Bana doğru yürüyordu ama bana bakmıyordu tam yanından geçerken sert birşeye çerptım. Kim olduğunu bilmesemde insan olduğunu nefes alışlarından anlamıştım. Bir kaç adım gerileyerek yüzüne baktım. Bir kızdı. Bu kadar sert bir göğüs ve aslında... İçsesimin nereye gideceği belli değildi o nedenle "Sorry" dedim ve düşünceleri aynı zamanda iç sesimi susturmak için başımı hafifçe sağa sola salladım. Kızın mavi gözleri vardı ve o kadar kıskanılası bir mavilik ki. Açık renk saçlarını Sol omzuna topladı ve konuştu:
"Üzgünüm"dedi benim aksime türkçe konuşmuştu ama ü harfini söylerken zorlanmıştı. Gülümsedi sonra elini uzatarak "Ben Maura"
Ona içten bir gülümseme gönderdim bir haftanın ardından bu okulda bana tanışmak için gülümseyen ilk kişiydi. "Bende Hayal. Tanıştığımıza memnun oldum."
"Bende... yarın görüşürüz"
Eve geldiğimizde Akasya uyumak için odasına çıktı. Yapacak birşey bulamayınca bende odama geldim. Geçen hafta gittiğimiz caddede çekildiğimiz fotoğraflara bakarken gözlerim daha fazla dayanamayarak kapandı. Bilincim hala yerinde olduğu için telefonu kapattım ve komodine koydum.
-Hayal uykusunda ne kadar da masum. Öyle değil mi, tatlım?
-Evet. Onu yanımda istiyorum. Bizimle gelsin. Lütfen onu da al. Hayal bizim bebeğimiz bizi görmeye hakkı var.
-Birtanem olmaz.
-Onu istiyorum...
Gözlerimi açtığımda kimse yoktu ama o sesler kime aitti. Bana ne oluyor böyle? Yataktan çıkmak için battaniyesi üzerimden çektim.
Sanırım rüyaydı ama sadece sefer vardı. Neden her insan gibi görüntülü birşey olmazdı ki? Neyse. Ama beni istiyorlardı. Ne demek ki bu. Allah'ım n'olurdu yani en azından yüzlerini görseydim.
Ağzımdaki tadı gidermek için su içip tekrar yatağıma girdim. Saat kaçtı bilmiyorum ama havanın karanlık olması beni uykum geri dönüş yaptırdı. Ve bu kaz ses olmadan güzel bir uykuya daldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÜN
Chick-Lit(okumanızı tavsiye etmiyorum çünkü ilk hikayem ve biraz saçma silmek istemiyorum çünkü dediğim gibi ilk hikayemin manevi bir değeri var... ) "Güneşin Samanyolunun etrafında yaptığı hareketi tamamlaması ve bunun dünyaya yansıması bir insan ömrünün y...