İçeri bir kaç genç girdi Akasya onlara elini salladı ve bize doğru yürümeye başladılar. 2kız vardı 2 de erkek . Sandelye çekip oturduğumuz daire masanın etrafına yerleştiler. Kızın bir tanesi dizinin iki bilemedin üç karış yukarısında biten bir elbise giymiş içimden giymeseydin herkez nasiplenirdi diye geçirdim. Diğeri bacaklarını fazlasıyla gösteren yırtık dar kot giyiyordu. Üzerinede göğüs dekolteli bir bluz. Onları incelemeyi bırakıp oğlanlara döndüm ikiside düz beyaz t-shirt ve koyu renkli kot pantalon giyiyordu. Yanımdaki Akasya kıpırdamaya başlamıştı ben ne kadar utanan bireylerden olsamda "Merhaba ben Hayal" diyerek kendimi tanıtmıştım. Göğsünü açıkta unutan kız "I'm Alexis" dedi. Onun sağında oturan çocuk"Max"dedi kısaca. Kızın solundaki de"Bende Anıl"dedi.Elbiseli(!)kız"I'm Ash"
Hepsi kendini tanıtmıştı siparişi almak için garson geldiğinde ingilzce olarak söylemiştim bana şaşkın şaşkın bakanlara gülümseyerek"Yetimhane de özel bir ders almıştım 3-4yıl kadar... bana öyle bakmayı kesermisiniz lütfen."dedim hepsi şaşırmanın ötesine geçmişti. Ash ve Alexis tuvalet olarak tahmin ettiğim koridora doğru ilerlediler. Max biranda kolunu kaldırdı ve kapıya bakarken gel işareti yaptı. Ben kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdım ve kapıya doğru döndüm ve yakışıklı –allahım boş zamanında özene bözene yaratmış –çocuğun masaya gelip yanıma oturmasını izledim. Ona hayran olmuş bakmayı sürdürürken Anıl ve Akasya aynı anda konuşarak"Nasılsın?..."diye sormuşlardı ben gülmek istesemde kendimde hakim oldum ve başardım. Akasya bana sokuldu ve sadece ikimizin duyacağımız bir şekilde"çok tatlı "dedi biran kimden bahsettiğini anlayamasamda Anıl'a bakıp gülümseyerek devam etti"evde onun hakkında konuşsak olur mu? Senin bana yardım edebileceğine eminim"diyince "tabi ki yardım ederim ama biraz daha böyle konuşursak anlarlar bence"dedm . Akasya biraz uzaklaşarak söze başladı yanımı işaret etti ve "Matthew,bu annemle babamın aldığı kız Hayal"dedi. Açıkçası biraz tuhaf hissetmiştim başka ne diyebilirdi ki diye aramıza katılan içsesim yine ve yine haklı. Daha fazla düşünmemek için elimi uzattım. Matthew da uzatınca "memnun oldum" diyerek gerçekten içten bir gülümsemeyle ona karşılık verdim. Bir kız onun boynuna atılınca gözlerimizin buluşması sona erdi. Bu Ash'di sevgililer herhalde diye geçirdim içimden. Sonra Alexis de onu selamladı ama Ash gibi değil nasıl derler çocuğu sömürmedi. Hahahaha bugün eğleneceğim gibi geliyor. Varsın siparişleri getirdi ve herkes siparişini aldı. Matthew da kendine birşeyler söylemişti. Max söze başladı"Matthew benim abim... bu arada siz yaşıtsınız muhtemelen bir kaç derse ortak gireceksiniz."diyip güzel bir gülümseme ile bana baktı ben şaşkındım;"Ne dersi?"diyebilmiştim en sonunda. Ash atıldı ve"okul,okula gitmeyi planlıyorsundur herhalde"dedi hiç düşünmedimki ben "Yarın okulumuz var bizim annemler sana söylemeyi unutmuş olmalı."Dedi Akasya. "Ben de mi geleceğim" diye sordum. Akasya bilmiyorum dercesine omuzlarını silkti. "Yarın gitmezsin yani bence"diyen Anıl'a döndüm ve"inşallah gitmem"dedim Alexis ve Ash güldüler ve kahkaha karının arasından "ne diyor bu kız"diye konuştuklarını duyunca az önce inşallah dediğimi hatırladım bende onlara katılınca tüm masa gülmeye başladık. Ben böyle kelimeler kullanmazdım ki hiç işte gavur elindeyim belki ondan diye düşününce gülüşüm kuvvetlendi. Bir yarım saat kadar gülmeyi kesmeye çalışıyordum.
Sonunda hepimiz sustuğumuzda Matthew'ın hiç gülmemiş gibi eski haline bürünüşünü izledim. Ya o çok iyi bir oyuncuydu ya da ben dikkatsiz ama gülerken onu görmüştüm . Kahkahasını duymuştum. Neyse.
-
Eve geldiğimizde Meryem abla yada Adam yoktu bizde benim odama çıktık ve Anıl ile ilgili konuşmaya başladık. İyi birine benziyordu. O kızlar gibi sülük değildi,Matthew kadar sessiz değildi ya da Max gibi... Max değildi işte biz bunları konuşurken acıkmıştım. Ben"Akasya hafi yemek yiyelim" dedim.
-
Yemek olarak burger söylemiştik yiyip bitirdik ve televizyona bir film takıp-korku-izlemeye başladık.
Film sonunda bitmişti. Kapı çalınca gece bu saatte Türkiye'de olsak 'kapıyı açmazdınız' ,benim gibi Kıbrıs'ta büyümüş olsaydınız'komşu gelmiştir diye düşünerek açardınız,yetimhanede iken böyle kapı çalınma adetleri olmadığından zaten açardınız. Ama biz ABD deyiz ve gece yiyeni başlıyor sayılır. Akasya ile Matthew içeri girince şaşkınlıktan –hem o borada olduğu için hem de kapıyı açtığını anlatamadığım için–ağzım yere kavuşmuştu diyebilirim. Oturduklarında "naber"dedi Matthew. Ben "iyi sen?"diye sordum oda gülümsedi sonra Akasya'ya döndü ve ödevim var bana yardım etseniz?"dedi sorar hibi bir ses tonu ile. Akasya "okey getir ben hallederim; dedi onları izlerken susadım ve kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Akasya"nereye?"dedi bende mutfağı işaret ettim. Matthew kalkmış kapıyı doğru gidiyordu o sırada .
Suyumu içip döndüğümde daha gelmemişti. Kalktığım iki kişilik koltuğa tekrar oturdum.
-
Uyandığımda koltuktaydım. Doğruldum ve pencereden süzülen ışığı görünce afalladım ben sabah oldu sanıyordum. Kolumdaki saate baktım 3.23'tü . Tekli koltukta uyumuş olan Matthew'ı gördüm ve üçümüzünde kararı olan 'hadi uyuyalım' ı hatırladım. Bir odadan bu evde çok oda var– battaniye aldım. Akasya'yı örterken ses çıkarması nedeni ile onu odasına taşıdım. Kolay değildi hemde merdivenleri çıkarken en az beş kez düşme tehlikesi ile burun buruna gelmiştim. Aşağı indiğimde onu da misafir odasına taşımaya karar vermem ile vazgeçmem aynı anda oldu. Okuduğum kitaplarda yatağa taşıma işlevi beraber yumakla bitiyordu. Vebu benim yakın gelecekte hatta tüm hayat-tamam abartmaya gerek yok yakışıklı sonuçta. Ama bu onunla uyumam için yeterli bir sebep değil. Gerçekten kafayı mı yedin sen o hala uyuyor koltuk ta Ah yine dalmıştım. Üzerine battaniyenin birini örttüm ama yetmedi diğerinide üzerine örttüm ve mutfağa doğru ilerledim. Süt çekmişti canım evet iştahın gece açıktır sma sadece süt içip geri salona girdim. Odaya çıkmak gözümde büyüdü ve bende ikili koltuğa uzandım ve uykunun verdiği huzurla gözlerimi yumdum.
Tenime deyen yumuşak nesne ile irkildim. Battaniye. Kimin bıraktığına bakmak için gözlerimi açtım. Karanlığa alışan gözlerim içeri sızan ışıkla kolaylıkla karşımda duran Matthew'ın gözleri buldu.
Sevgili okurlar; buraya kadar devam ettiğiniz ve umarım devam edeceğiniz için teşekkür ediyorum:) Ee yeni bölümde görüşürük, çok çok öptüm:* byyy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÜN
ChickLit(okumanızı tavsiye etmiyorum çünkü ilk hikayem ve biraz saçma silmek istemiyorum çünkü dediğim gibi ilk hikayemin manevi bir değeri var... ) "Güneşin Samanyolunun etrafında yaptığı hareketi tamamlaması ve bunun dünyaya yansıması bir insan ömrünün y...