Bölümlerin uzunluğu ya da kısalığı tamamen bana hissettirdiği kadar oluyor. Yani bazı bölümler minicik kısa ya da bazı bölümler gerektiğinden fazla uzun olabilir. Böyle kısaca açıklamış olayım🤍
🐿
Neredeyse 3 gün geçmişti o günün üstünden ve ben evden hiç çıkmamıştım. Babam 1 günlük devamsızlık yapmaktan bir şey olmayacağını söyleyip ertesi gün okula göndermemişti, biraz kendime gelebilmem için. Zaten ertesi gün hafta sonuna denk gelmişti.
Annem ve babam benim için çok endişelendiği için durumu kısa bir şekilde açıklamıştım onlara. Erkeklerden hoşalandığımı biliyorlardı zaten. Ama her ne kadar bilselerde babam bu kişinin Kemal olmasına şaşırmaktan ve küçük bir dikkat et uyarısı yapmaktan kendini alıkoyamamıştı.
Öyle kendimi itiraf ettiğim bir durum hiç yaşamamıştık. Liseye ilk başladığımdan beri zaten bir çok yerde belli etmiştim erkeklerden hoşlandığımı. bir zaman sonra her zaman bilinen bir gerçek gibi kaldı aramızda. Ailem konusunda çok şanslı olduğumu biliyordum.
Gece olmuştu ve ister istemez çok düşündüğüm için yine sinirlenmeye başlamıştım.
İnsan hiç mi merak etmez, mesaj atmaz. Kaç gündür yoktum ortalıkta.
Okan'a da telefonda anlatmış ve şok yaşamasına bile izin vermeden özellikle söylemiştim Kemal bir şey sorarsa bilmiyorum de diye. Hiç haber alamazsa belki merak edip yazar diye düşünmüştüm.
Okan, Kemal'in beni hiç sormadığını ama benim hakkımda Mahmut abiyle arasında geçen bir konuşmayı gizlice dinlediğini anlatmıştı. Asıl sinirlerimi yıpratan da bu olmuştu zaten.
Mahmut abi 'Aşkın'ın sana abi dememesine hiç bi şey söylemedin, normalde birisi sadece isminle hitap etse haddini bildirmeden geçmezdin.' Demiş. Okan kapın arkasından dinlediği için tam duyamasa da Kemal'in 'küçük, kardeş gibi' şeyler söylediğini net bir şekilde anlamış.
Sıfatını yaladığım öküz ayısı.
Aklıma gelen fikirlik anlık olarak duraksamıştım.
Yapsam mı?
Yok yok yapmıyım.
Yani aslında yapsak nolur ki...
Hiçbir şey olmaz, görsün kardeşi.
Yatağın kenarından sarkıttığım kafamla duvardaki posteri ters bir şekilde izlerken, kendimi ikna etmemle hızlı bir şekilde doğrulmaya çalıştım.
Tabi kalkamadım çünkü yere düştüm.
Bir dakika bile kaybetmeden yerden doğrulup dolabımın önüne geçtim.
Siyah, kısa şortu ve beyaz gömleği alıp, dolabın kapaklarını kapattım.
Üstümdeki spor şortunu ve kırmızı kısa kollumu çıkartıp, hemen aldıklarımı üstüme geçirdim.
Aynanın karşısına geçip bir kaç poz çektim ve koşarak heyecanla yatağıma zıpladım. Bağdaş kurarak oturdum.
Telefonumla mesaj uygulamasına girip "Kemalim" kişisine bastım. Çektiğim resimlerden amacıma uygun olanı seçtim ve saate baktım. 2 dakika daha bekleyip gönder tuşuna bastım.
Velet:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(01:31)
Velet: pardon yanlışıkla sana attım.
Velet: İsim benzerliği...
Kemalim yazıyor...
Kemalim: Ne demek isim benzerliği Aşkın? (01:31)
Kemalim: Gecenin bu saatinde kime bu fotoğrafı atmak isteyebilirsin ki?
Kemalim: Bana atmasaydın yanlışıkla kime gidcekti Bu dotoğraf?
(Görüldü)
Kemalim: Aşkın! (01:32)
Kemalim: Soru işareti barındıran bir cümle daha kurmak istemiyorum Aşkın.
(Görüldü)
Kemalim: Sabrım tükeniyor Velet! (01:33)
Velet: 1. Sorunun cevabı: fotoğrafımı atacağım kişinin ismi ile benzer isimleriniz olduğu için karıştırdım ve sana attım
Velet: 2. Sorunun cevabı: sen haricindeki herkese!
Velet: 3. Sorunun cevabı: tanımazsın.
Velet: neyse iyi geceler
Kemalim: Ben haricindeki herkes?
Kemalim: Açsana sen bunu biraz?
Velet: açamam Kemal abi
Kemalim: Ne abi?!
Velet: Kemal
Velet yazıyor...
Kemalim: heh şöyle
Velet: abi...
Kemalim: Abi nereden çıktı Velet? Ne bu tavırlar?
Velet: bundan sonra böyle
Velet: hem babamda dedi öyle mahallede kendin büyük birisine hitap etmen uygun olmaz diye
Kemalim: hay babana
Velet: höst
Kemalim: Velet bunu daha sonra konuşucaz
Velet: sen ilk önce konuşman gereken yerlerde susmamayı öğren
Velet: iyi geceler
3 gün önceki suskunluğuna laf atıp mesajlaşmadan çıktım. Telefonun ekranını kapattım ve kendimi arkaya doğru yatağa attım.
