Huh
🐿
Kahvenin olduğu mahalleye girdiğimde çaktırmadan kahvenin önüne baktım.
Oradaydı işte. Arkadaşlarıyla kahvenin bahçesinde oturmuş kartlarla oynuyordu.
Kemalim
Bu semte babamın çalıştığı karakola daha yakın olduğu için taşınmıştık. Neredeyse 2 hafta oldu ve ilk başlarda nefret ettiğim bu yer Kemal sayesinde daha çekilir gelmişti.
Taşındığımız apartmanın tam karşısındaki apartmanda oturuyorlardı. Neredeyse her gün hiç sıkılmadan mahallede arkadaşlarıyla takıldığı için onu izleyebiliyordum.
Ne kadar ağır abi ayaklarıyla takılsada çok dikkatli izlediğimde aslında kalbinin çok temiz olduğunu görmüştüm. Tabi geçen hafta kolunu kırdığı bir çocuğu saymazsak.
"Aşkın, oğlum gelsene"
Kahvenin tam önünden geçerken sahibi olan Yücel abi seslenmişti.
Zaten Kemal'i gözetlediğim için o tarafta olan bakışlarımı Yücel abiye çevirdim.
Heyecanlanmıştım...
Ya götümden tanırsa beni?
"Yok abi ben eve geçeyim. Annem sofrada bekliyormuş."
"Len gel 2 dakika takıl geçersin sonra"
Yücel abinin bağırmasıyla tüm dikkatler bana çekilince Kemalin bakışlarınıda hissettim. Daha fazla dikkat çekmemek için Yücel abinin oturduğu masaya doğru ilerleyip bir sandalye çektim.
Bu 2 haftalık süreçte mahallenin tüm abileriyle, ablalarıyla neredeyse arkadaş olmuştum. Bir tek Kemal'e yaklaşamamıştım. Arada sırada karşılaşıyorduk ama onu görünce kontrol edemediğim heyecanım yüzünden bir salaklık yaparım diye konuşmak için adım atamıyordum. O da zaten birisiyle ilk diyaloğu başlatacak bir insan değildi.
Yücel abi ve masada oturan bir kaç abinin daha okul ile ilgili sorularını cevaplayıp havadan sudan muhabbet ettik. Benle konuşmak onları eğlendiriyordu, komik buluyorlarmış beni.
"Mahmut, Kemal oğlum gelsenize. Tanıştınız mı yeni taşınan komiserimizin oğluyla?"
Sıçtım sıçtım
Hayır hayır
Yücel abi bokunu yiyim abi
"Bir kaç kere yolda denk geldik selamlaştık abi" Bunu söyleyen Mahmut'du.
Yücel abi ısrarla yerlerinden kaldırıp bizim masaya çektirtti sandalyelerini. Heyecandan ölebilirdim.
Aslında bakıldığında çok dobra ve utanmaz çocuğun tekiydim ama Kemal benim devrelerimle oynuyordu.
"Kaç yaşındasın çocuk?"
Sıçtım!
Ya yaşımdan tanırsa?Dikkat çekmemek için ifademi sabit tutmaya çalışıp bakışlarımı o gül cemaline çevirdim.
"18 buçuk. Yani yakında 18 buçuk olacağım ama 18 değil 18'i geçtim. 8 gün falan ama geçtim yani o yüzden 18 buçuk sayılarım."
Aferin geri zekalı hiç dikkat çekmedin.
Söylediklerimle masada bir kahkaha tufanı olunca ben de gülümsemeye çalıştım. Bakışlarımı tekrardan yüzüne değdirdiğimde dişlerini görecek kadar olmasada dudağının sol tarafının kıvrıldığını gördüm.
Seni ağzını yalarım çocuk
"Şu gençlerin büyük gözükme çabaları işte"
Yücel abi sus
"Neyse ben kalkayım abi baya geç oldu. Annemi de beklettim."
Herkese baş selamı verdikten sonra sandalyeden kalkmıştım ki onun sesini duydum.
"Bekle çocuk. Ben de eve geçecektim şimdi, beraber gideriz."
O da benim gibi herkese selam verip benimle birlikte çıkışa doğru yürümeye başlamıştı.
"Yücel abi çok sevmiş seni. Normalde herkesi öyle kolay kolay kahvesine davet edip önüne bedavaya çay koymaz."
Önüme çay mı koymuştu? Aşkından onu bile görmemişim.
"Sende sevsen ya"
"Heh? Efendim"
Dilimin ayarını sikiyim.
Allahtan mırıldanmıştım da duymamıştı.
"Ben de onu sevdim dedim. Çok iyi
bi abi"Çatılan kaşlarını düzeltip kafasıyla onayladı.
Biraz yüzünü izlemek istiyordum aslında. O kadar güzeldi ki...
Bir bakışıyla bu hale geliyorsam beni sikse nereye gelirim kim bilir?
Allahım nasip et be amin
Evimizin olduğu mahalleye girdiğimizde "Okulda falan bulaşan olursa söyle. Çok tekin bi lise değil orası." Dedi.
Kafamı kaldırıp bi cesaretle yandan yüzüne baktım. Hafif çıkmış sakalları, kahvenin en kapalı rengi olan gözleri, fazlaca uzun kirpikleri ve o dolgun iki dudak parçası. Her şeyiyle beni bitiriyordu.
"Duydun mu?"
Daldığım yüzünden hemen gözlerimi kaçırıp biraz kendimden emin konuşmaya çalıştım. Yani normal ben olmaya çalıştım.
"Öyle kolay kolay kimse bulaşamaz bana. Böyle küçük durduğuma bakma vücudumla değil ama aklımda akıllarını alırım onların."
Konuşmam bitince tekrardan yüzüne baktım. Bu sefer gülümsemesi daha belirgindi ama o alaycılık yine orada duruyordu.
"Yaa öyle mi?"
"Yaa öyle tabi."
Evlerimizin önüne geldiğimizde son kez yüzüne baktım. Ne kadar çok bakarsam o kadar kardı.
"Hadi selamün aleyküm" Dedikten sonra beklemeden evine doğru ilerledi.
"Aleyküm selam ve iyi akşamlar" diye arkasından bağırdığımda tekrardan bakışlara bana döndü.
Ve yine gülüyordu.
Yalarım yalarım
•
Böyle bir şey işte

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesur Velet (bxb)
Storie d'amore05...: Of var ya bi koysan yıkılır buralar Kemalim: ? Kemalim: Yanlış oldu galiba. 05...: Yalnız olabiliriz ama yanlış asla