• 29. Bölüm •

74K 3.7K 3.1K
                                    

Sizce ben en son hasta olup yataklara düşmemden daha 15 gün geçmeden tekrar hasta olup yataklara düşmüş müyümdür?

🐿

"Bunları ilk başta Mahmut abiyle değil, benimle konuşmayı tercih etmen gerekiyordu." Ellerime bakarken konuştum.

"Aşkın, yaptığımın doğru olduğunu savunmuyorum zaten. Az önce de söyledim." Kendini bana açıklamaya çalışırken aşırı anlayışlı bir ses tonu kullanıyordu. "Çok düşünmekten, çok bilinmezlikten ne doğru ne yanlışı görmedi gözüm."

Bana sarılmasından bir süre sonra ayrılmış, sonra ise onun sürüklemesiyle salona geçmiştik. Bir süre nereden başlayacağını bilemez gibi durmuş en sonunda bana yanlış anlaşılmaları anlatmaya başlamıştı.

Mutfakla birleşik olan salonun ikili koltuğunda ben, karşımdaki üçlü koltukta ise Kemal oturuyordu. Beni oturttuktan sonra tam yanıma oturacaktı aslında ama kısa bi duraklama yaşadıktan sonra kafasını iki yana sallamış ve hemen karşımdaki koltuğa oturmuştu.

"Dayak yemeseydim gelmeyecektin yanıma değil mi?" Kafamı kaldırıp, gözlerine baktım.

"Gelmezdim." Karnımda bi boşluk hissettim. "Çünkü bilemezdim."

"Neyi?" Kaşlarımı çattım, anlayamamıştım.

"Düşün Aşkın. Bana şu ana kadar adım atmaktan hiç çekinmeyen sen, bi anda yüzüme bile bakmaz oldun." Koltuktan biraz öne kaydı. "Bunu her şeyi senden bekliyorum gibi anlama. Sadece tam sana gelmeye cesaret etmişken, en büyük korkum 'heves miyim onun için' diye düşünürken gördüm senin o tavrını."

Neredeyse gözümü dahi kırpmadan onu dinliyordum.

"Senin, konuşmalaramızın sadece bir kısmını duyduğundan habersiz, neden böyle olduğunu anlayamazken sana adım attım yinede. Ve hiçbir şeyi bilmezken, o hallerini beni istemediğinden başka bir şeye yoramadım."

"Aptalsın." Burnum sızlıyordu.

Gülümsedi. "Kesinlikle hemfikir olduğumuz bir konu."

Onu çok özlemiştim. Bu şekilde yüzüne doya doya bakmayı özellikle. O yüzden bir müddet konuşmadan sadece yüzünü izledim. Aynı şeyleri mi hissediyorduk bilmiyorum ama oda herhangi bir konuşma ya da harekette bulunmadı.

"Son zamanlarda yaşadığım tüm üzüntü senin yüzündendi ama yinede keşke şöyle yapsaydın, keşke böyle yapsaydın diyemiyorum. Sana özel bir düşüncem değil bu. Kimse için dememem gerekiyor. Çünkü kimse ben gibi olamaz ya da bir başkası gibi. Herkes kendisi. Ve bir şeyle çıkaracaksa gerekirse sonucunda aptallığına ağlayacak ama bu yoldan artık tecrübeli bir şekilde çıkacak. O yüzden sana ne kadar kızmak istesemde kızamıyorum. Çünkü ben de seninle birlikte bu yaşadığımız şeyin sonucunda bu anlayışı kazandım."

Konuşmam bitince hayranlıkla yüzüme baktı.

"Gelim mi artık yanına." Bacağının teki sallanırken heyecanla sordu. "Böyle uzak kaldık sanki?"

"Kendin oturdun oraya."

"Yanında otursaydım, konuşacağım şeylere odaklanamazdım."

Dediği şey beni heyecanlandırmamış gibi umursamazca sadece omuzlarımı silktim. "Ne halin varsa gör."

Yamuk gülümsemesi belirdi yüzünde ve hızla ayağa kalktı. İki koca adım atarak hemen önümde durdu. Yanıma oturmasını beklerken beklemediğim bir şey yaptı.

Cesur Velet (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin