• 18. Bölüm •

79K 4.1K 3.5K
                                    

SÜPRİİZZ

İyileşemedim hala ve daha kötüye gidiyor gibiyim. O yüzden dedim daha kötü olmadan bölüm atayım.

🐿

"He?"

Onun bakışlarında hiçbir değişim olmazken, ben böyle bir şey beklemediğim için az önceki moddan çıkmış ve şaşkınlıkla gözlerimi açmıştım.

"Sen demiştin." Bakışları dudaklarıma indi. "Miyavlarım diye."

Şu andan itibaren anlamıştım ki, Kemalin gerçekten fetişi vardı.

Tamam ilk mesaj attığında da şaşırmıştım ama bu kadar ciddi olduğunu bilmiyordum.

Sen yeter ki iste Kemalim. Ben kedi kuyruğu bile takarım.

Bir anda duyduğum sesle Kemal'in kucağında irkildim. Telefonu çalıyordu.

Ben hala kucağındayken tek eliyle cebinden telefonunu çıkarıp gelen aramaya baktı.

"Zamanlamanı sikim Mahmut." Sinirle fısıldayıp, cevaplaya dokundu. "Noldu."

Bir müddet karşıyı dinledikten sonra anlık olarak bana bakmıştı.

"Hayır Mahmut." Bakışlarını hala çekmemişti benden. "Saçmalama lan ne bi şey yapması. Geliyoruz birazdan." Dedikten sonra telefonu kapatmıştı bıkmış bir ifadeyle.

Kollarım hala boynuna sarılı değildi ama omuzlarına tutunuyordum.

Bakışlarını bana çevirirken yüzünde düz bir ifade vardı. İkimizde az önceki anın yoğunluğundan sıyrılmıştık. 

"Şimdi seni yere indiricem."

Kafamı hızla iki yana salladım. "İstemiyorum." Kaşlarım çatılırken, huysuz bir sesle söylemiştim.

Bakışları kısa süreliğine dudaklarıma kaymıştı.

"İnmelisin. Gitmemiz gerek."

"Tekrar öpüşmek istiyorum." Bilerek dudaklarına bakarak konuşmuştum.

Onu yoldan çıkarmaya çalışıyordum.

"Şu an olmaz Aşkın." Onunda bakışları dudaklarıma inmişti.

"Ne zaman olur peki?"

Sorumla birlikte bir şeyleri yeni kavrar gibi boş bakmıştı.

Kaşlarım daha çok çatıldı.

"Sen az önce beni öptün!"

"Bak Aşkın-" Yüzünde gördüğüm ifade, söyleyeceği şeyleri tahmin etmeme sebep olmuştu. Hızla ellerimi omuzlarından çektim.

Kucağından inmek için bacaklarımı doladığım belinden çözdüm ve duvardan destek alarak yere indim.

"Ne bak Aşkın'ı Kemal? Az önce beni sen öptün ve şimdi söyleyeceğin şeyleri yüzünden bile okuyabiliyorum!"

"Düşündüğün gibi bir şey olamaz."

Benim aksime daha sakin ama net konuşuyordu.

"Neden?" Hala yüzüme o ifadeyle bakınca yeniledim sorumu. "Neden olamazmış, düşündüğüm gibi bir şey? Ya da madem olamayacaktı neden öptün?"

"Aşkın..." Durdu bir kaç saniye. Bir adım uzaklaşıp etrafında gezdirdi bakışlarını. Kendiside ne söyleyeceğini bilmiyor gibiydi. Sonunda tekrar bana bakıp. "Şu an sana durumu açıklayacak cümle yok ben de. Ve böyle bir durumda söyleyeceğim her şey kalbini kırar." Dedi.

Cesur Velet (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin