• 50. Bölüm •

83.3K 3.6K 4.8K
                                    

Ayırlı günler<3

Uyarı koymuyorum boşuna, ne olacağı belli zaten. Bazılarınıza mide bulandırıcı gelebilecek sahneler var. Okumak istemeyen direkt bölümü hiç okumasın.

🐿

Kemal'in son attığı mesaj üzerinden tam olarak 4 dakika geçmişti ve ben gerginlikten ölmek üzereydim.

Aptal değildim yazdığı mesajdan etkilendiğini anlamıştım ama yine de engelleyemediğim bi şekilde ne yapacağımı şaşırmıştım. Çünkü beni neyin beklediğini bilmiyordum.

Kemal'in tepkilerini daha yeni yeni kestirebiliyordum. Yani şu an bir anda gelip bu yaptığın da nesi dese mal gibi kalırdım.

Aslında şu kuyruktan kurtulmak istiyordum ama öylece bekle dediği için de çıkartamıyordum ve içimdeki ucu her hareket ettiğimde canımı yaktığı için adam akıllı hareket edemiyordum.

En azından odanın içinde ordan oraya yürüsem stresim biraz azalırdı ama lanet kuyruk hareketlerimi kısıtladığı için yapamıyordum. Mecbur bir şekilde yatağının önünde sadece ayakta durarak Kemal'in eve gelmesini bekliyordum.

Çıplak bacaklarımı birbirine sürterek içimdeki metal şeyin verdiği yanma hissini azaltmaya çalıştım.

Kapı sesi.

O kadar hızlı bir şekilde açılıp kapanmıştı ki irkilmiştim ve istem dışı korku nidası çıkmıştı dudaklarımdan.

Normalde en az 6 adımla çıkılabilecek olan 18 basamaklı merdiveni Kemal sadece 3 adımda çıkmıştı.

Geliyordu gelmekte olan.

Aynı hızla odanın kapısı açıldı.

"Kemal?"

Çatık kaşları, gerilmiş çenesiyle ona seslenişimi umursamadan, kısa bir an sadece beni baştan aşağıya süzdü ve sonrasında bir saniye bile beklemeden üzerime doğru büyük adımlarla ilerledi. Yüzünü tam olarak okuyamıyordum ama daha önce şahit olmadığım bir ifadeye sahipti. O yüzden istem dışı duvara sırtımı vererek bir kaç adım geriledim.

"Kemal?" Bu sefer daha kısık çıkmıştı sesim. Ya gerçekten duymadı ya da duymamazlıktan geldi.

Sert adımlarıyla dibime kadar geldiğinde omuzlarımdan iterek tamamen duvara yapışmamı sağladı ve ellerini iki yanımdan duvara dayadı.

"Aşkın!" Sesi o kadar hiddetli ve sert çıkmıştı ki yutkunmak zorunda kaldım ve başımı yavaşça kaldırıp yüzüne baktım. Saçlarımın üstüne bakıyordu.

Kedi kulakları.

En azından onu çıkarsaydım ya!

Kaşları daha çok çatılırken bu sefer gözlerime baktı. Nasıl bakıyordum bilmiyordum ama sadece ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordum.

"Yolda gelirken." Bir kaç saniye duraksadı. Hızlı bir kaç nefes alıp verdi. "Yolda gelirken, hatta yolu siktir et şu odanın kapısını açana kadar durmaya çalıştım, kendimi ikna etmeye çalıştım, zamanı olmadığını söyledim kendime ama yok!" Avucunu duvara sert bi şekilde vurdu. "Sikeyim, olmuyor!"

Kendini sıkıyor, zor tutuyordu bunu hafif bir şekilde titreyen ellerinden bile anlayabiliyordum.

Hiçbir şey söylemeden öylece karşımdaki halini izlerken bir elini enseme doğru götürdü. Kedi kulaklı tacıma tekrar bakarken gözlerini kıstı ve ensemdeki saçlarımı tuttu. Çekmiyordu saçımı ama elini yumruk yapmıştı olduğu yerde.

Cesur Velet (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin