Yazardan not: Evet aslında hikayemiz bu bölümde başlıyor diyebiliriz. Yazılacak çok şey var ve ben çok heyecanlıyım. Bu heyecanımın size de geçmesini istiyorum. Umarım bunu yansıtabilirim. Bu arada bölüm 9330 kelime :)
Bölüm şarkısı: Pamela - İstanbul olsun (:
Bölüm emojisi 🌃🌃 olsun (:
İyi okumalar..
********
"Neden geçmişe gidemeyiz? Eğer gidersek geri dönmek istemeyeceğimizden mi?"
********
Artık karanlıktan korkmuyordum. Karanlığın beni içine çekmesinden de beni boğmasından da kormuyordum. Çünkü artık ölmek bile umurumda değildi. Beni bu dünyaya bağlan hiç bir şey kalmamıştı. Tutunmaya çalıştığım ne varsa bir bir elimden alınmışlardı adeta. Elimden hiç bir şey gelmeden, benden kayıp gidenleri izliyordum. Ve en sonun da izleyebileceğim bir tek aynadaki yansımam kalmıştı.
Nefes almak bile artık bana bir yük gibi geliyordu. Aldığım nefesler maalesef ki bedenimi diri tutmaya bile yetmiyordu. Yavaş yavaş kaybediyordum yaşam hücrelerimi. Acı hissetmeden tek tek kaybediyordum onları. Umutlarım kayıyordu bir bir ama tutacak da değildim.
Karanlıktan korkmuyordum artık. Çünkü yaşamımın son bulmasından korkmuyordum. Bu dünyadan yitip gittiğimde arkamdan ağlayacak kimsem bile kalmamıştı. En son tutunduğum arkadaşlarım vardı onlardan da büyük bir hızla koparılmıştım. Zaten yaşamıyor gibiydim. Eminim ölsem bu benim için çok daha kolay olurdu.
Karanlık... Sanki duyunca boğazım düğümlenir gibi oluyordum. Keşke o gece o karanlık beni içine çekip yutsaydı. Böylelikle ölüme şahit olmazdım. Ölen ben olurdum. Nefes'e bu kadar muhtaç olmazdım...
Kafamın cama saniyede 700 kere vurmasından rahatsız olarak başımı camdan çektim. Uzun süredir karanlığın içinde izlediğim kesik beyaz çizgiler son bulmuştu. Dinlenme tesisinde duruyorduk.
"Yarım saat mola!" Muavinin bağırmasıyla otobüsün ışıkları açıldı ve herkes ayaklandı. Evet İstanbul'a uçakla değil otobüsle gidiyorduk. Nefes Bey son anda fikrini değiştirip sabah uçağına olan biletlerimizi iptal etmiş onun yerine akşam otobüsüne bilet almıştı. Saat 22.00'da hareket etmiştik ve İstanbul'a ancak 06.00 gibi varacaktık. Yani 2 saatlik yolu 8 saate çıkarmıştık ve Nefes Beyin sebebini açıklamak gibi derdi hiç yoktu. 8 saat... Nefes ile dip dibe... Nasıl geçer bu yol?
"Hadi gel biz de inelim hem biraz hava alırsın?" Diye sordu Nefes.
"Olur inelim." Dedim ve aynı anda ayaklandık.Dar koltukların arasından geçip dışarıya çıktık. Dışarısı epey serindi. Daha önce hiç otobüs yolculuğu yapmadığım için bu kadar soğuk olacağını tahmin etmemiştim üzerimdekiler inceydi ve üşüyordum. Yine de bu durumu Nefes'e belli etmek istemedim ve dinlenme tesisine doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU
FantasíaKORKU KİTABI DEĞİLDİR! Nereye koştuğunu bilmeden koşan birine ne yardım edebilir? Durduramazsınız ama eşlik edebilirsiniz. Eflal'in hem koşup hem yolunu nasıl bulduğunu beraber okumaya ne dersiniz? ******** '1. Kitap arkası' Üzerimdeki onca kıyafete...