Yazardan not: Bu bölümün uzun süre gelmediğinin ben de farkındayım. Ama maalesefki hiç istemediğim sorunlar yaşadım. Geceleri bölüm yazarken aynen görseldeki gibi olduğum anlar oldu. Saolsun Wattpad de yazdığım bölümü kaydetmeyince baya bir moral olarak çöküşler yaşadım. Bu yüzden bölüm fazlasıyla gecekti. Bu bölüm tam 16.114 kelime oldu. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.
Bölüm şarkısı; Pera- Sensiz Ben
Bölüm emojisi 💥💥 olsun :)
İyi okumalar dilerim :)
********
"Sana mı aşığım? Yoksa her gece hayal ettiğim kişiye mi? Gerçekten tanısam seni, bu kadar sevmezdim belki?"
********Ölümün bu kadar kolay olmasını beklemiyordum. Ölümü biliyorum elbette ama bana bu kadar yakın olabileceğini hiç hissetmemiştim. Dünyaya dair olan bütün algılarım ilk açıldığından itibaren, sanki ölüm bana çok uzakmış gibiydi. Sanki yaşamak için uzun yıllarıma dair garanti almıştım. Ama şimdi fark ediyorum ki her nefesim, son nefesim olabilirmiş. İnsanın vücudu küçük bir pıhtıyı dahi kaldıramayacak kadar kırılgan olabilirmiş.
Meğer insanın nefesi ne kadarda önemliymiş. Her gün defalarca tekrar ettiğimiz bu alışılagelmişliğin bir anlık teklemesi bizi hayatımızdan edebilirmiş. Her anımız ölümle bu kadar iç içeyken nasıl onu bu kadar görmezden gelebiliyoruz? Nasıl ölüm yokmuş gibi davranabiliyoruz?
Soğuk balçık... Yapış yapış... Islak... Ama gerçek üstü derecede pürüzsüz...
Beni içine çeken, nefesimi isteyen iğrenç bir sıvı. Kollarımı gıdıklayarak yavaş yavaş üzerime çıkan sıvı. Belki de üzerimi kaplamak üzere olan. Sırtımda yumuşaklığını hissediyorum. Çünkü sırt üstü yatıyorum bu balçıkta. Sanki bir su yatağı gibi. Ama hiç bir yumuşaklık bu kadar rahatsız edici, bu kadar bilinmez değil. Kim bilir içinde neler barındırıyor? Kim bilir o karanlığın içinde neler var?
Kollarımı aşan ve en sonunda tamamen kaplayan bu soğukluğu artık kaburgalarımda hissediyorum. Yavaşça bedeniminde üzerine çıkma hevesinde. Karnım çoktan gömülmüş bile bu kara çamurun içine. Ayak bileklerimi hissediyorum onlarda içeride. Ama diz kapaklarım ve yukarısı için daha erken. Kulaklarımı aşan bu sıvıyla hafifçe hareket ederek bakışlarımı ayak parmaklarıma çevirdim. Sanırım en son benden geriye onlar kalacakladı yüzeyde. Kim bilir belki öldükten sonra anca tamamen gömülmüş olacaktım. Belki de çırpındıkça batacaktım.
Karanlığa emilen bedenimle beraber yavaş yavaş ruhumu da yitirdiğimi hissettim. Soğuklukla ürperen tenimin üzerini kaplayan siyah gölgeyle beraber bir bütün haline geldim. Burun deliklerim kapanmadan saniyeler önce aldığım son derin nefesimi verebileceğim bir alan bile yoktu. Yine de yavaşça ciğerlerimdeki son havayı da bu karanlığa teslim ettim. Aynı ruhum ve hislerim gibi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU
FantasyKORKU KİTABI DEĞİLDİR! Nereye koştuğunu bilmeden koşan birine ne yardım edebilir? Durduramazsınız ama eşlik edebilirsiniz. Eflal'in hem koşup hem yolunu nasıl bulduğunu beraber okumaya ne dersiniz? ******** '1. Kitap arkası' Üzerimdeki onca kıyafete...