Yazardan not: Herkese selamlarr. Bu bu zamana kadar ki en uzun bölüm oldu. Tam 6.248 kelime!
Bu bölümün şarkısı: Sertap Erener-Kendime Yeni Bir Ben Lazım Olsun (:
Bölüm emojisi ❤️🩹❤️🩹 olsun (:
İyi okumalar.
********
"Ellerimi bir kere tutsaydın,
ömür boyu unutmazdı
parmaklarım parmaklarının izini."
********Gözlerimi acıtan güneşin inatçı ışınlarıyla gözlerimi açmamakta ısrar ederek rüyamın bana tekrar kucak açması ümit ettim ve yatağımda tam tur bir dönüş yaptım. Yastığıma sarılıp rahat bir pozisyon almıştım ve tekrar uyumaya hazırdım.
Çok geçmeden babam camları da açarak içeriye hala sert esen sabah rüzgarının girmesine izin verdi. Pikemi üstüme doğuru çekerek vücut ısımı korumaya çalıştım.
"Ya baba rahat bırak beni!" Diye yalvarırcasına mırıldanarak gözlerimi açmamak için direndim.
"Hadi kalk saat neredeyse öğlen olacak." Abarttığını biliyodum saat en fazla sekiz buçuk olabilirdi. Çünkü hava henüz o kadar ısınmamıştı.
Babamın pikemi çekiştirmeye başlamasıyla pikemi parmaklarımın arasına kenetleyip iyice kendime sabitledim. Böylece babamla kıran kırana bir mücadelenin içine sürüklenmiş olduk.
"Pikeni ver!" Babamın dudaklarının arasından sızan bu kelimeler meraklanmama sebep oldu.
"Ne istiyorsun pikemden be adam?!" Pikeyi o kadar sıkı tutuyordum ki dışarıdan gören beni koalaların yetiştirdiğini zannedebilirdi. Üstelik gözlerimi hala açmamakta kararlıydım.
"Ateş amcanların çamaşırlarını makineye atacağım ama doldurmuyorlar bu yüzden çarşaf ve pikeni de atacağım kalk!" Açılmamakta ısrarcı olan gözlerim alev tutulmuşcasına açıldı.
Ve dudaklarımdan tek bir kelimenin dökülmesine izin verdim.
"Vermem!"
Bu benim pikemdi ve kimse onu ne Ateş amcanın ne de kontak oğlunun kişisel eşyalarıyla aynı makinede yıkayamazdı!
"Ver şunu hadi daha bir sürü işim var." Babama onlarla aynı makineyi paylaşmak istemediğimi söyleyemeyeceğim için hemen bir bahane bulmam gerektiği alarmı kafamın içinde yandı.
"Benim çarşaflarım daha yeni yıkandı baba!"
"Ne yenisi? Yıkanalı 2 hafta oluyor neredeyse! Sen ne zaman bu kadar pis bir kız oldun?" Babam pikeyi çekmekte kullandığı yoğun gücünde etkisiyle dişlerinin arasından tıslayarak konuşuyordu. Bu da ister istemez insan da ki inatçılık duygusunu körüklüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU
FantasiaKORKU KİTABI DEĞİLDİR! Nereye koştuğunu bilmeden koşan birine ne yardım edebilir? Durduramazsınız ama eşlik edebilirsiniz. Eflal'in hem koşup hem yolunu nasıl bulduğunu beraber okumaya ne dersiniz? ******** '1. Kitap arkası' Üzerimdeki onca kıyafete...