Kim Taehyung evine daha erken vardığı anda çalan telefonuyla arabasından inmişti. Çağrıyı üzerinde ki durgunlukla cevaplarken öte yanda endişeli sesten öğrendiği genç oğlanın bayılması, bütün durgunluğunu üzerinden atmasını sağlarken malikanenin kapısına nasıl ulaştığını bilememişti.
Öyle hızlı davranmıştı ki kalp atışlarının ritimleri bir hayli bozulmuş, nefesi daralmıştı. Açık kapıdan içeriye dalmasıyla ileride yerde öylece yatan, başında korkuyla elini ovan hizmetliyi görmesi bir olmuştu.
Adım atacağı anda teklerken, kendini sakinleştirmeye çalıştı. Oğlanı böyle görmekten artık nefret etmeye başlamıştı. Canını yakıyordu. Sahi ne zaman bu kadar endişelenmeye başlamıştı, düşünmeden edemedi. Bacağını, kalbini tekletecek kadar önemli mi olmuştu bu oğlan kendisi için her gün, her saat düşünmeden edemiyordu.
Yanına vardığı oğlanla yere çömelerek ilk önce genç oğlanı kucağına almış, başının omzuna düşmesini sağlamıştı. Odasına çıkmayarak büyük salona adımlamış, geniş koltuklara kucağında ki küçücük kalmış oğlanla koşmuştu.
"Neyi var, neden bayıldı? Ne oldu bu evde!?" genç oğlanı koltuğa dikkatle yatırırken sorularını bağırarak sıralamıştı. Sakin kalmak için içten içe kendini yerken olamamasıyla daha da dehşete düşüyordu.
"Ben evdeyken bir şeyi yoktu, neden bayıldı konuşsana!" gözlerinin önüne gelen cıvıltılı halleriyle, şimdi ki hareketsiz yatan oğlanla deliriyordu.
Koltuğa bıraktığı oğlanın bileğini tutarak nabzını ölçerken, nabız atışının iyi olmasıyla elini tutarak okşamaya başladı. Rengi iyiden iyiye iyice solmuş oğlanla tepesinde öylece duran kadına başını kaldırdı.
"Kolonya getir, aptal aptal durma!" diyerek bağırmasayla hizmetli dudaklarını dişlerken mutfaktan kolonya kapıp gelmişti. Hemen uzatmasıyla Kim Taehyung, hemen eline almış ve açarak eline biraz dökmüştü.
Başı yana doğru düşmüş oğlanın burnuna elini yaklaştırarak kokuyu içine çekmesini sağlamıştı. Hafif hareketlerle elini kıpırdatmaya başlayan oğlanla, hizmetli oğlanın uyandığı an anlatıcaklarını düşündükçe yerinde daha da gerildi.
Bir kaç adım sinir sistemlerinin sayesinde geriye doğru adımlamasıyla Kim Taehyung hizmetliyi anlamıştı. Bu evde ne olmuştu evde yokken içi içini yerken sert sesiyle konuştu.
"Olduğun yer de dur..." hizmetli duyduğu ses tonuyla tek bir adım daha atamadı geriye, ayakları yere çivilenmiş gibi kala kalmıştı.
"Jimin, aç gözlerini güzelim. Ne olur aç hadi, güzel hareletinle bak bana, hadi bebeğim." yumuşak elleri okşarken ellerini pürüzsüz yanaklara koyarak kolanyanı tenine sürmüştü. Parmakları boynuna ulaşıp kolanyanı boyun çizgisine doğru sürmüştü.
"Ihh." gözlerini aralamadan rahatsız mırıltılar bırakan oğlanın, uyanmaya çalıştığını anladı. Derin bir soluk bırakarak, tekrar güzel yanakları okşamaya başladı.
"Jimin bak bana, hadi lütfen." küçüğe yalvarmadan edemezken hafifçe aralanmış gözle kahverengi hareleri gördü.
"Bak bana aferin güzelim. Anlat bana neler olduğunu, bir yerinde sızı var mı söyle bana." endişeli ses tonuyla kendine gelmeye çalışan oğlanı sözleri ile destekledi. Jimin her duyduğu kelimede istemsiz inlemeler bırakırken, yanaklarınsa ki ellerin varlığı ile yutkunmuştu.
"Iğmm" kurumuş bogazı yüzünden canı yanarken acı inlemesi yükselmişti. Taehyung anladığı şeyle endişe ile parmaklarını oynayan adem elmasına koyarak okşamaya başlarken acısını geçirmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♰Sálvame♰
FanfictionÜnlü estetik cerrahı, deneyin de kullandığı oğlana kalbini kaptırmıştı. "Jeon Jungkook, sevgilin seni arıyor park Jimin..." Başlangıç: 22.Eylül.23 Bitiş: 02.Kasım.23