♰Sálvame♰

21. Gözleri bu adama benziyordu.

Kim Taehyung ulaştığı adresle altında ki arabayı bir köşeye çekmişti. Etrafı incelemeye durmuşken, kaç dakika veya saat geçmişti, bilmiyordu bile. Öyle bir yere gelmişti ki üst cemiyetin diliyle kenar mahalle olabilecek bir kasabaya gelmişti.

Yarım saat mi geçmişti, yoksa bir saat mi? Bunu bile arabasın da sigarasını tüttürürken anlamak zordu. Sadece önünde ki yola dalmış, aklında ki oğlanı bu körpe mahallenin yolların da yürürken hayal etmişti.

Zamanı nasıl geçiriyordu burada? Düşünceleri zikzak çizmiş, belki de mahalleyi küçümsüyordu? Elit bir aile de büyümüştü, Kim Taehyung için bu mahalle yabancıydı. İzlediği yoldan geçen insanlar, arabasına şaşkınlıkla bakan erkekler. Hepsi gözüne tek tek takılmıştı.

Kadınlar kendi aralarında fısıldaşırken, çocukların koşarak gelipte arabasına dokunmaya başlamasıyla beraber yolu izleyen dikkati çocuklara kaymıştı. Öyle heyecanlı aralarında bir şeyler anlatıyorlardı ki dikkatini çekmişti, bu.

Camını çok az bir şekilde aralayarak küçük yakışıklıyı dinlemeye kalkışırlen, aklına genç oğlanın küçüklüğünün nasıl olduğu gelmişti. Bir kaç dakikasını da bunu düşünmeye ayırmıştı. O da böyle heyecanlanıyor muydu, yoksa arabaları bir sik yerine koymuyor muydu? Eğer biraz tanıdıysa bir sik yerine bile koymuyordu, bundan emindi.

"Büyüyünce büyük adam olup, bu arabadan alıcam oğlum."

"Yakıyor lan, baksana!"

"Jilet gibi bizim mahalle de ne işi var bu arabanın?"

"Televizyon da gördüklerime benziyor lan."

"Tek bir ağızdan konuşun lan, hanginize yetişeyim!" Taehyung hızlı hızlı büyük bir olay gibi konuşan oğlanlarla istemsizce tebessüm ederken, ani bir çıkışla çıkışan oğlanla tebessümünü silmiş dikkatini ona vermişti.

Diğerine göre hafif bodur, saçları badem rengi alnına dökülmüştü. Kahverengi gözleri vardı, bilakis çok güzel de bakıyordu. Ama deli dolu gibiydi çünkü bağırmasıyla beraber arkadaşlarının birinin ensesine geçirmeden de duramamıştı.

"Yah oğlum kafanı ısırırım senin!" ensesini ovuşturan çocuğun dediğiyle dörtlü gür bir kahkaha atarken kendisine dimdik dönen bakışlarla bir bağırtı kopmuştu.

"La arabanın için de adam var!" Kim Taehyung bağıran küçük kızla camını tamamen örtmüştü. Ardından gözlerine güneş gözlüğünü iliştirip, sigara çakmağını ve telefonunu alarak arabadan kıvrak bir hareketle inmişti.

Elinde ki anahtarla arabasını kilitlerken bu defa gözlerini yukarılarda da gezdirmesiyle camdan arabasına bakan kadınları da görmesi bir olmuştu. Bir yandan da normal seviyeli bir mahalle gibi gelmişti. Sadece kendisi villaların arasında yetişmişti, yabancıydı.

"Oha çok yakışıklı bu abi!" kızın sesini tekrar işitirken güneş gözlüğünün arkasına sığınmıştı, çünkü gözleri kısılmıştı.

"Ne diyorsun nara, of"

"Araban yakıyor abi." kendi arasında konuşanlara rağbet elini büyümüş bir adam gibi uzatan oğlanın dedikleriyle, elini sıkıp ve sıkmamak arasında gidip gelmişti. En sonunda bu düşüncelere yenilmesiyle küçüğün elini sıkmıştı.

"Burada Park Yo-han diye birisi yaşıyormuş, tanıyor musun ufaklık?" elini geri çekerken sorusunu sormasıyla çocuk düşünür gibi hımlamıştı.

"Galiba tanıyorum, da ne yapacaksın o amcayı?"

"Küçükler için büyük bir mesele. Beni onun evine götürür müsün?"