İki beden araba da el ele tutuşmuş kasabaya doğru ilerliyordu. Genç oğlan sevdiği adamın elini hafif temaslarla okşamadan duramazken, başını Kim Taehyung'un omzuna doğru yaslamıştı. Fazla mutluydu ve bu mutluluğunun bozulacağını bir an bile düşünmek istemiyordu.
Slow bir müzik çalıyordu araba da ve oğlan da sakin bir ses tonuyla eşlik ediyordu. Kim Taehyung kutsanıyormuş gibi hissediyordu. Öyle ki kulağının hemen yanında ki sesi bir ömür boyu dinleye bilirdi ki dinleyecekdi de.
"Böyle, seninle araba yolculuğu yapmak çok hoş oluyormuş." diye konuşan oğlanla Kim Taehyung, küçük bir kahkaha sunmuştu.
"Bir ömür boyu seni araba da gezdire bilirim." oğlan duyduğu cevapla kıkırdarken dudakkarını pürüzsüz esmer yanağa yasladı.
"Hmm diyorsun?" dudakları Kim Taehyung'un, yanağına değerken cilveyle konuşmuştu.
"Diyorum... İşten ve evde ki genel aktivitelerden sonra seninle her gün gezebilirim. Yetmişime kadar turp gibi olacağımı düşünüyorum, yani önümüz de gezmek için uzun bir ömür var." diyen adamla kıkırdamış, ardından küçük bir öpücük konudurarak geri çekilmişti.
"Yetmiş, seksen, doksana hatta ölene kadar benimle olacaksın değil mi?" genç oğlan heyecanla soru sorup dudağını dişlemişti.
"Seni bırakmaya niyetli değilim." genç oğlan, Kim Taehyung kendisini kurtarmaya geldiğinden beridir duyduğu bu sözlere aşık olmuştu. Her an bu cümleyi kendisini bırakmayacağını duymayı istiyordu.
Bağımlı olmuştu tüm kalbiyle.
"Hayal ediyorum buruş buruş olduğumuz da bile aynı yatakta yatıyoruz. Sen beni yine kollarınla sarıyorsun, ben ise göğsüne başımı yaslamış kokunu soluyorum. Hayali bile muhteşem!" sonlara doğru çığlık atıp, sızlayan kalçasını hafifçe koltuğa sürtmüştü.
"Bu akşamdan başlayalım şu dediklerini yapmaya. Kollarım özledi seni, o yaşlarım da daha güzel sararım ama söz." şakayla karışık oğlana doğru konuşmasıyla genç oğlan elini esmerin uyluğuna koyup kıkırdamıştı.
Sonra ise sessizleşen ortamla önünü izlemeye başladı. Genç oğlanı motorla getirirken yirmi dakika süren yol şimdi yarım saat veya bir saat falan sürmüştü. Yine de sevdiği adamın yanında sıkılmıyordu oğlan. Kendisi için Kim Taehyung'un yanında zaman su gibi akıyordu. Yine de aklını meşgul eden bir takım şeyler vardı.
Gidecekleri yere vardıkların da Jungkook'la veya başkalarıyla karşılaşırız korkusu vardı için de. Eğer karşılaşırsak ne olur onu da bilemiyordu. Tek bildiği herkesin kendini kötü hissedecek olmasıydı ve bu kalbini sıkıştırıyordu.
"Seninle eve ben de geleceğim." dudaklarının arasından huzursuz bir soluk bırakırken, yanında ki esmer adamın dediği ile genç oğlan yanında ki bedene baktı.
"Ne?"
"Seninle bende geleceğim diyorum." genç oğlan anlamamış gibi sorduğu soruya verilen cevapla sıkıntıyla elleri yumruk oldu.
"Taehyung, tek gitmem daha iyi sen beni araba da beklersin. Biliyorsun neler olabileceğini."
"Ne olacak Jimin, ben de geleceğim diyorum." diyerek verilen cevapla Jimin'in göğsü sıkışırken tekrar Taehyung'un boşta ki elini tuttu ve dudaklarına yasladı.
"Peki ama kapı da bekle. Jungkook'la karşı karşıya gelirsen falan da diyaloğa girme. Ona karşı hala suçlu hissediyorum kendimi." diyen oğlanla Kim Taehyung küçük eli okşadı.
"Suçlusun çünkü." söylenen cümle karşında dudaklarını ısırdı Jimin. Bu suçlusun kelimesini duymayı hiç beklemiyordu saatler için de sevgili olduğu adamın dudaklarından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♰Sálvame♰
FanficÜnlü estetik cerrahı, deneyin de kullandığı oğlana kalbini kaptırmıştı. "Jeon Jungkook, sevgilin seni arıyor park Jimin..." Başlangıç: 22.Eylül.23 Bitiş: 02.Kasım.23