25. Çok özledim anne...

1.1K 105 120
                                    

İnsanın içi parçalanır ya hani, tıpkı bu his gibi. İçim de yaşadığım duygular her gün parçalandığımı bana hatırlatıyor, oda da bir köşe de bileklerimi kesme isteğimi canlandırıyordu.

Günlerim her zaman ki gibi rutin hale binmişti. Ana okulu eğitmeni olmak biraz kafamı rahatlatmama yardımcı oluyordu ama bu eve döndüğüm anda üzerime bir şeyler yıkılıyordu. O günü geçen üç ay'dan sonra bile unutamamak canımı sıkıyordu.

Jungkook'la devam ediyordum, aklım imkansız olana kayıyordu. Ellerini tuttuğum her an, elimi uzun parmaklarla kavrayan adam aklımı meşgul ediyordu. Dudaklarımı öpmek isteyen dudaklarla elimde olmadan başımı eğiyordum.

Jungkook için kendimden nefret ediyordum. Dört bir yanımı sanki ona ihanet ediyormuşum, düşünceleri sarıyordu. Elimde olmayan düşünceler günden güne beni daha da yoruyordu. Sanki kalbimde ki minik heyecan bile buraya geldikten sonra sönmüştü.

Çocuklarla biraz mutlu olabilsem dahi olmuyordu işte. Bir alışkanlık vardı, derimi onun gelmesi için soyabileceğim türden. Ama yapamazdım, tek bir kez bile bana ulaşmak istemeyen adama ulaşamazdım. Ona alıştığımı söyleyemezdim, bana gel diyemezdim.

Başka adamla sevgililik yürütmeye çalışırken, kendimi ateşe atamazdım. Bazı geceler yanıma geldiğin de dilimin ucuna gelen ayrılalım kelimesini söylemeye gücüm yetmezdi. Yetmiyordu... Öyle güzel sarıyordu ki beni, sanki ayrılalım demem ona nankörlük olacaktı.

Ben onu unutmuş hayatıma devam etmişken Jungkook'un, beni beklemesi onu asla üzmemem gerektiğini bana hatılatıyordu ama elimde değil ki işte. Bazen elimiz de olmayan durumlar olurdu... Kendimi çekmeden duramıyordum, kahretsin ki elimde olan kartta ki ismi bile parmak uçlarımla sevecek bir hale gelmiştim. Öyle bir özlem vardı içim de, öyle derinden.

Gizlice aldığım kart her gece parmak uçlarım da benimleydi. Bırakamıyordum...

Yarım saattir bir elimde telefon bir elim de kart ezberlediğim numarayı aramamak için kıvranıyordum. Arayıp ne diyecektim, düşüncelerden kurtulamıyordum. Kafayı yiyecektim artık o, tuhaf raddelerdeyim.
____________

"Jimin!" içeriden gelen sesle bir anlık ürkerek elinde ki kartı yere düşürmüştü.

Bununla beraberin de içinden küçük sesli küfürler savurmuştu. Yere düşen kartı alıp ilk işi yastığın altına iteklemek olurken, telefonunu yatağa bırakıp ayaklanmıştı. Eşofmanını gelişi güzel düzeltip, kapıya adımlayarak hızlı hareketlerle çıkmasıyla saniyesin de salona vardı.

Arkası dönük gördüğü oğlanla yumruklarını sıkarken durakladı. Gerçekten çok kötü birisi olmuştum dedi içinden.. Sevgilisinin arkasında durmuş, onun yerinde olmasını düşündüğü adamı hayal edemeden duramadığı dakikalar ciddi mana da kendine lanetler okudu.

"Efendim?" sessiz bir halde, onun duyabileceği şekilde efendim derken, gerginlikle uzun kollu oversizenin kollarını avuçlarının arasına sıkıştırıp, çekiştirmişti.

"Dışarıya çıkalım mı? Eskiden kaçamak yaparak gittiğimiz yeri hatırlıyor musun oraya gideriz güzel bir yemek yemeye." genç oğlana doğru dönmesiyle, dedikleri yüzünden ona adımlayacakken duraksadı Jimin. Onunla buluşup, kaçtığı küçük lokanta hala aklında bir köşedeydi. Kimse görmeden kendisini öpme çabalarını hatırladıkça küçük bir tebessüm sundu ona elinde olmadan.

♰Sálvame♰Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin