Genç oğlan sevgilisinin elini tutarak geldiği mekan da bir köşeye çekilerek içmeye başlamıştı. Her shot diklediğin de sevgilisi yavaş gitmesini söylüyor, dokunuşlarıyla da uyarıyordu. Peki dinleyen var mıydı? Tabi ki de yoktu. Genç oğlan sadece içiyordu.
Yanından arkadaşları yüzünden ayrılan sevgilisi yüzünden burun kıvırmadan edememişti. Bir kaç metre ötede kendi aralarında yüksek sesle konuşan, konuşurken kendi araların da salınan oğlanlarla yüksek sesli bir iç çekmişti.
Kafasını dağıtmak için içiyordu ama neye yarardı. Aklı, zihni dün de kalmıştı. Lanet olasıca hayatına shot diktikçe daha fazla dikesi geliyordu. Acı boğazını yakarak geçiyor, hafif bir yangın veriyordu ama uyuşturmuyordu ki. Uyuşturacağı da yoktu.
Buraya gelene kadar yorganını yastığını ıslatmıştı. Gece boyunca ağlamıştı, boş tavanını izlemişti. Ne yemek yemişti ne su içmeye gücü kalmıştı. Buraya ağzına tıkılan bir kaç kaşık lapayla gelmişti ve aklına gelenlerle içtikçe sanki göz pınarları kurumamış gibi daha fazla dudakları titriyordu. Çocuk yaşlarındaymış gibi birilerinin kollarına sığınmak istiyordu. Sanki ölmüştü ama ayaktaydı, her yanı yara bere içindeydi. Belki gözle görülmezdi ama içini gören birisi bunu görürdü.
Doktor'un kendini bulması için içten içe yalvarıyordu. Aramıştı ama kurtar beniden başka bir şey diyememişti, kilitlenmişti. O an da kilitlendiği için kendine de kızıyordu. Her şeyin üzerine bunun da olması daha fazla ağlamasını sağlamıştı.
Bir shot daha diklerken alnını dirseğinin iç kısmına yaslamıştı. Şimdiden sıkılmıştı, sıkıntısı yokmuş gibi buraya gelmesi de saçmalıktan ibaretti. Olduğu yer de küçücük kalmasıyla elini göğsüne yaslamıştı. Alkol etkisini yeni gösterir gibi boğazını daha fazla yakmaya başlamıştı.
Bir eli cebine doğru girmiş, gözlerini yummasıyla alt dudağını usulca ısırmıştı. Uyumak istiyordu, bir yandan buradan kaçıp gitmek istiyordu. Galiba en sonunda yapacağı şeyde buydu. Buradan belki de seulden gitmekti. Kolay olmaması belki de onu tutan şeydi.
Başını yasladığı kolundan kaldırıp gülüşmelerin geldiği yere bakmıştı. Göz gezdirdiği insanların arasında hip hop dansı yapan sevgilisiyle bazı kızlar heyecanla izlemeye durmuştu. Dansı bitse de yanına koşsak diye bekliyorlardı sanki, gözlerinde böyle bir bakış vardı hepsinin.
Öyle de oldu sevgilisi kendine el salladığı sırada etrafına kızlar dolmuştu. Kıskançlık barındırmalıydı sevgilisi olarak değil mi? Ama genç oğlan da bu duygulardan yoktu. Bundandır ya şimdi oğlanın yanına yürümeye başlamıştı.
Belki de kanında gezip duran alkol sevgilisine doğru yürümesine yardım etmişti. Bir kaç kızın oppa diye bağırışları kulağına dolarken ufak bir kıkırdama bırakmıştı havuzun kenarında.
Gülüyordu çünkü onlar oppa diye bağırırken evet o sevdiği adama kurtar beni diye seslenmişti. Ne de güzel hayatları var, aynı kasaba da yaşıyoruz ama onlar hiçbir baskı görmeden çocukluğunu yaşadı diyordu kendi kendine.
Kıskanmıştı... Bu onu daha da gülümsetirken sevgilisinin yanına sığışmıştı insanların arasından. Anında beline dolanan kolla, kızların bakışlarından hüznün geçtiğini göre bilmişti.
"Nasıl gidiyor?" kulağına üflenerek sorulan soruyla hafifçe başını eğmişti.
"Kötü galiba." müzikte mırıldanmasıyla duyulmamıştı sesi. Bu yüzden arkasına geçen beden kollarını sardığı oğlanı hafifçe sallandırmaya başlamıştı.
"Birazdan oyunlar başlayacak, daha da eğleneceğiz." kulağına bağıran oğlanla genç oğlan, sevgilisi gibi vücudunu hareketlendirmişti. Elleri sevgilisinin üstüne doğru kapanırken slow müzikte gözlerini örtmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♰Sálvame♰
FanfictionÜnlü estetik cerrahı, deneyin de kullandığı oğlana kalbini kaptırmıştı. "Jeon Jungkook, sevgilin seni arıyor park Jimin..." Başlangıç: 22.Eylül.23 Bitiş: 02.Kasım.23