32. Onunla uçmayı kabul etmiştim...

1K 102 54
                                    

Gözlerimi araladığım da anlamıştım, onun kolları arasın da güne uyanmak kadar güzel bir şey yoktu. Elleri belime sarılı gece geldiğimiz yatağın da beni iyice göğsüne yaslamıştı. Öyle ki uyandığım da bile aynı şekilde uyanmam beni şaşırtmıştı.

Dün gece teklifinden sonra tam iki tur daha yapmıştık. Onunla uçmayı kabul etmiştim... Özellikle dinlenerek devam etmiş, sigarasını her söndürüşünden sonra beni farklı pozisyona sokmuştu.

İlkim olduğu için canım bir noktadan sonra yanmaya başlamıştı ama galiba sevişmek bir bağımlılıktı. Canım yansa dahi onu içim de istemiştim. En sonunda zaten ben kucağına oturmuştum. Kucağında defalarca kez zıplamış, yüzüne bakarken inlemelerimi tutamamıştım.

Odaya dolan sesler hala kulağımda yankılanıyordu. Tenimizin birbirine çarpışı güzel bir melodiydi benim için. Tıpkı şuan ensemle omuz boşluğumun arasına sıcak nefeslerinin vurmasının hissi gibi.

Varlığı mutlu ediyordu. Uzun zaman sonra kendime gelmiş gibiydim ve oldukça canlı hissediyordum. Parmaklarımla karnımın üzerinde ki elinin üstüne bilmediğim şekiller çiziyor ona yaslanmıyormuş gibi biraz daha yaslanmaya çaba gösteriyordum.

"Mmmh." boğuk bir mırıltı düşüncelerimin arasına keskin bir şekilde girmişti. Omzumda hissettiğim dudaklar, bir anlık derin soluk çekmemi sağladı.

"Taehyung, uyandın mı?" derken bir yandan da başımı yüzüne doğru çevirmeye çabaladım ve biraz da olsun yüzünü gördüm. Demek ilk uyandığın da böyle görünüyordu.

Şah eser, bir tablo da resmedilecek en güzel varlık...

"Uyandım güzelim. Sen ne zamandır uyanıksın?" diyen adamla, bir kaç saniye boğuk ses tonun da kalakaldım. Uykudan uyandıktan sonra ki ses tonu. Ah delirticiydi...

"Bilmem bir kaç dakika oluyor her halde." derken ona doğru kolları arasında döndüm.

"Böyle kollarım arasında uyanacaksın bundan sonra. Sevdiğim oğlanın ilk gördüğüm şey olmasını istiyorum. Güne senin yüzünle başlamak kadar güzel bir şey yok bu hayatta." hala boğuk bir ses tonuyla dedikleri yüzünden yutkunmadan edemedim.

Elimi yanağına yaslayarak dudağına yaklaştım. Zaten bir kaç milim öte de olan dudaklarına küçük bir buse koyup geri çekildim. Öyle güzel çehresi vardı ki onun her bir santimini izlerken yaladığı dudaklarına bakmak için zor yetiştim.

"Seni seviyorum, seni çok seviyorum. Bu an için o kadar bekledim ki... Tekrar senin yanında olabilmek benim için imkansızdı. Ama şimdi yanındayım, seni öpebiliyorum." konuşurken baş parmağımla alt dudağını okşadım.

"Sen bir de benim içimi bilsen." dedi. Ardından beni bir anda sırt üstü yatırıp üzerime çıkmıştı. Yorgan omuzlarından kayıp beline doğru gerilerken bacaklarımın arasın da yerini düzelten onun boynuna kollarımı sardım.

"Hmm? Özledin mi beni çok?" özledigini defalarca kez söylediği halde bilmiyormuş gibi yeniden cilveyle sormuştum. Özlediğini tekrar ve tekrar duymak istiyordum Kim Taehyung'un sesinden.

"Cevabını biliyorsun yaramaz oğlan." dudağıma minik bir öpücük bıraktıktan hemen sonra dediğiyle kıkırdadım.

"Kim demiş, bilmiyorum ki. Söyle bana, defalarca kez söyle duymak istiyorum. Özledin mi beni Kim Taehyung?" konuşurken hafifçe ensesinde ki saçları çekiştirip, göğsüne doğru sürttüm ellerimi.

"Özledim, öyle çok özledim ki tarifi anlaşılamaz. Sözler kifayetsiz kalır, ardından seni izlerken yanına gelememek göğsümü defalarca kez vurur."

♰Sálvame♰Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin