İthafları yorumlar arasından seçiyorum. Herkese keyifli okumalar!
Ablamın telaşla içeri girişi odadaki kardan adamın yeniden canlanmasına vesile olduğunda rahat bir iç çektiğimi itiraf etmek zorundaydım. Dakikalar süren birbirimizi görmezden gelme çabamızda Arda hiç zorlanmamıştı fakat ben artık dayanamayacağım bir noktaya varmak üzereydim. Dışa dönük kişiliğim ve sohbet etmeye olan önlenemez tutkum yüzünden yeniden Arda'yla konuşmaya başlamama saniyeler kala ablam kapıyı açıp içeri girdi. Annemden ona miras kalan güzel gözlerindeki derin endişeyle yanıma koşturduğu sırada tek başına gelmediğini fark ettim. Poyraz abi de buradaydı ve o da oldukça endişelenmiş görünüyordu.
"Küçüğüm." dedi ablam sevgiyle bana sarılırken. "Ne oldu sana böyle?"
Nihayet tekrar konuşabileceğim için sevinçle burnumu çekerek "Bir kapkaççı yakaladım." diye cevap verdim.
Ablam yüzümü ellerinin arasına aldı ve gözlerime bakarak "Neden?" diye sordu.
Omuz silkmekten başka çarem yoktu. "Yanlışlıkla."
Karşımdaki zavallı insanların bakışları sorularla dolduğunda derin bir nefes alıp olan biteni hızlıca özetledim. Bu sırada Arda hala odadaki varlığını koruduğu için neden evden geç çıktığımı tam olarak açıklayamamıştım. Onu bütün gücümle görmezden gelmeye devam ediyordum lakin ablam "Ama sen hiç geç kalmazsın ki." diye şaşırdığında ona "Geç kalmadım zaten." diye cevap verdiğim ana dek. O an Arda'nın alayla güldüğünü yakalamıştım. Bu gülüş sinir katsayımı hepten artırınca ise kendime daha fazla hakim olamayıp başımı ona çevirdim.
"Gördüğün gibi ablam ve eniştem burada." dedim soğuk bir sesle. "Artık işten kaytarmaya bir son verebilirsin."
Arda önce gözlerini devirdi, ardından bana bir cevap vermeden yavaşça ayağa kalktı. Bu sırada ablamın keskin bakışları onun üstünde dolaşıyordu. Bir saniyelik kısa bir değerlendirmenin ardından küçük bir adımla Arda'ya yaklaşıp elini uzattı. "Merhaba." dedi tatlı bir sesle. "Ben Şafak."
Arda bir beyefendi gibi ablamın elini sıktıktan sonra "Memnun oldum Şafak Hanım, ben de Arda." diyerek kendisini tanıttı. Ablamın onun hakkında bildiği bütün o şeylerden tamamen habersizdi. Bu yüzden "Tan'ın çalışma arkadaşıyım." diye masum bir açıklama yaptı.
Hayır, Ardacığım. Sen Tan'ın en büyük kalp kırıklığısın.
Ablam da muhtemelen aklından bunu geçiriyordu ama hiç bozuntuya vermeden gülümseyerek "Memnun oldum." dedi. "Tan'ı buraya sen getirdin sanırım. Teşekkürler."
Arda başını eğerek bu teşekkürü kabul ettiği sırada Poyraz abi "Onunla artık biz ilgileniriz." diyerek araya girdi. Ablamın muhteşem rol kabiliyeti onda yoktu. Arda'ya, aralarında bariz bir husumet varmış gibi sert bakışlarla bakıyordu ve bundan hiç gocunmuyordu. Ablam onu hafifçe çimdiklediği halde üstelik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar ve Kıvılcım
HumorBir varmış, bir yokmuş. Soğuk diyarların padişahı kardan adam, bir gün kendisini eritecek bir alev parçasıyla karşılaşmış. Anlatacaklarıma başlamadan önce benimle ilgili bilmen gereken üç şey var sevgili okuyan. Kim ne derse desin kırmızı rujun bana...