37. bölüm

843 65 62
                                    

"Ma...at... hayır... hayır yapma..."

Matt ile şu an setteydik, ara verilmişti ve beni giyinme odalarından birine kapadı.

Evet KAPADI. Ve şu an bana dokunuyor.

"Niye? Sevgilime dokunamaz mıyım?"

"Burada olmaz, eve gitmeyi bekle lütfen."

"Bekleyemiyorum. Sette Magnus'un giydiği şeyler yüzünden çok azgın hissediyorum ve üstünde Magnus'un kıyafetleri varken seninle sevişmek istiyorum."

"A... ama... birileri görürse..."

"Sahne çalışıyoruz belki."

"Böyle sahnemiz yok!"

"Bu yazarların sorunu." Deyip elini pantolonum üstümde gezdirmeye başladı. Arkam ona dönüktü ama yüzünde şerefsiz bir gülümseme olduğuna yemin edebilirim.

"Birileri... gelebilir."

"Kapıyı kilitledim, ayrıca herkes öğle arasına çıktı. Mızmızlanmayı bırak. Ayrıca bir ara... fantezi yapmalıyız. Sen Magnus'un kıyafetlerini giyip makyajını yaparsın ve ben de Alec gibi giyinirim. Roleplay yaparız, hem o zaman şimdikinden daha cesur davranırsın."

Doğru söylüyordu. Magnus kesinlikle benden daha özgüvenli davranırdı.

"Üzgünüm, 800 yaşında ve 17 bin ilişkisi olmuş bir adamla aynı özgüvene sahip olmadığım için."

"Aha, az önce kendi karakterini mi kıskandın sen?" Deyip gülmüştü Matt. Sonra bir anda elini pantolonumun içine gönderdi. "Üzülme, onun Alec'i var. Ben de sana kaldım işte, şansına küs."

"Alec Magnus'a böyle davranmazdı zaten, onun isteklerini dinlerdi."

"Magnus da böyle davranmazdı, eminim Alec ona dokunurken daha fazlası için yakarışlarda bulunurdu, durması için değil."

Yüzüm asılmıştı ve o bunu görmediği için şanslı hissediyordum.

"Çok tatlı kokuyorsun."

Bana sürtünmeye devam ettiği için bir cevap verememiştim. Burada yapmayı tamamen istemiyor değildim, açıkçası bu beni de heyecanlandırmıştı.

Ayrıca ilk yiyişmemiz bir spor salonunun duşunda olmuştu. Şimdi mi ahlaki değerlere saygı duyasım geldi yani?

"Biraz hızlı olur musun, çoktan sertleştim."

"İstemiyordun hani."

"O kadar dokundun ki, artık istememek gibi bir seçeneğim kalmadı."

Sinsi bir gülümseme işitmiştim. Sonrasında pantolomu çözdü ve pantolon dizlerimin aşağısına kadar kaydı.

Hala ona arkam dönüktü ve duvarı öylece tutuyordum. Sonrasında bir anda beni kendine çevirdi ve önüme çöktü.

"Gerçekten görüntün beni azdırıyor."

(Beni de Matt, beni de...)

Dudaklarını kasıklarımda gezdirmeye başladığında elimde olmadan inlemiştim. Sanırım onun bana sakso çekmesinden daha seksi bir şey varsa o da bunu, Alec'in boynundaki dövmeye sahipken yapmasıydı.

Boynundaki damarların şiştiğini görmek bu durumu her saniye daha da azdırıcı hale getiriyordu.

"Biraz daha devam edersen..." deyip elimi onun saçına geçirdim. Bana küçük bir bakış atarken resmen gözleriyle bana güldüğünü hissetmiştim.

Şerefsiz. Bundan her seferinde bu kadar zevk almak zorunda mısın?

"Ahh... yeter... Matt!"

Sonunda geriye çekildiğinde neredeyse dizlerim beni taşımayacaktı ama kendimi ayakta durmaya zorladım yoksa Matt hayatı boyunca benle dalga geçirdi.

"Hemen bitirmeyi ben de istemiyorum." Deyip ayaklandı ve beni tekrar çevirip kapıya yasladı. Sonrasında pantolonunu çıkardığını duydum ve elimi duvara dayadım.

"Beni hazırla yoksa seni öldürürüm." Dediğimde çenesini omzuma koymuştu.

"O minik ellerinle mi öldürürsün beni?" Deyip elini kalçamda gezdirdi. "Ah, çok üzücü ki kayganlaştıcımız yok."

Elini yüzüme çıkarıp parmaklarını yavaşça dudaklarıma sürttü.

Gerçekten!

"Sinir bozucusun."

"Sen istedin ama."

Sinirli bir iç çekip dudaklarımı yavaşça araladım. Bana bu kadar fazla hükmediyor olması çok sinir bozucu.

Parmaklarını sakince dudaklarım içine ittiğinde kalçamı istemsizce ona sürtmüştüm.

"Ama sen böyle yaparsan... ben de sabırsız olurum Harry." deyip elini yüzümden uzaklaştırdı. Parmakları ile yavaşça beni hazırlarken istemsizce dişlerimi sıkmıştım.

Bunu onunla çok sıklıkla yaptığım için alışmaya başlamıştım, bu yüzden ikimiz de öncekinden daha rahat ve istekliydik.

"Ta... tamam yeter." Dediğimde parmaklarını geri çekti.

"Çok şanslısın, yanımda kondom getirmişim."

"Bunu planladın, değil mi?"

"Tabii ki planladım, sen sevgilini ne sanıyorsun?"

Birkaç saniyelik bir boşluğun ardından içimde hissettiğim baskı ile kendimi sıkmıştım. Sonrasında Matt duvarda duran elimin üstüne elini koydu.

"Ayakta yapmak... biraz zor." Dediğimde diğer elini karnımın üstüne koydu ve beni kendine çekti.

"Ama hoş." Deyip dudaklarını da kulağıma yaklaştırdı. "Sanki puzzle parçaları gibi birleşiyoruz. Kıvrılan beline ve sırtına göğüsüm tam oturmuyor mu? Ya da kalçaların ve kasıklarım..."

"Şöyle... konuşma..." deyip alnımı duvara yasladım. Bir anda hızlanmasıyla neredeyse çığlık atacaktım. Son anda elimle ağzımı kapatmıştım. "Delirdin mi?"

"Seni böyle görüp delirmemek mümkün mü?" Deyip beni kendine daha sert çekmişti. 

Bazen bu zevk yüzünden bayılacak gibi hissediyordum.

"Matt... bacaklarım titriyor."

Ben bunu dediğim zaman Matt beni kendine çevirdi ve sonrasında kucağına aldı.

"Böyle nasıl?"

"Böyle daha güzel." Deyip kollarımı onun boynuna sardım. Dudaklarımız anında birleşirken dışarıdan birtakım sesler gelmeye başlamıştı.

"Neredeler ki? Matt ve Harry bir anda ortadan kayboldular."

Bu Dominic'in sesiydi. Matt bana sessiz olmam için bir işaret yapsa da alt tarafları pek rahat durmuyordu.

Katherine'in "Bilmiyorum, belki de dinlenmeye gitmişlerdir." Dediğini işittim. Sonrasında birlikte uzaklaşmışlardı ve ben tuttuğum nefesimi bırakıp Matt'in omzuna bir tane yumruk attım.

"Neden hareket etmeye devam ettin?"

"Durmam çok zor çünkü." Deyip içime sertçe girdiğinde gözümden adeta yaş gelmişti.

"Senden... nefret ediyorum." Dedim zar zor konuşarak.

"Ben de seni seviyorum sevgilim."

....

Magnus ve Alec roleplayi yapan Matt ve Harry mi? Nerede lütfen söyleyin ansnmad

Desire (Shumdario)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin