Harry:
Sahne çekimleri bitmiş, 2. Sezonu tamamlamıştık. Şimdi de panel için harekete geçmiştik.
Paneller her zaman çok renkli geçerdi. Fanlar ile fotoğraf çekimleri, onların sorularını yanıtlama ve daha birçok şey... Yorucu ama aynı zamanda mükemmel bir deneyimdi bu.
Kalacağımız otele vardığımız zaman başta hepimiz genişçe bir salona ilerledik. Dom henüz gelmemişti ve Emeraude de çok yorgun olduğunu söyleyip odasına çıkmıştı.
Ben, Matt, Alberto ve Katherine salona doğru ilerledik ve anında koltuklara yayıldık. Hepimiz fazlaca yorulmuştuk çünkü.
"Daha yeni başlıyoruz." Dedi Alberto. "Bu iki gün çok yorucu ve eğlenceli geçecek."
"Yorucu olacağı kesin." Dedi Matt başını koltuğa yaslayarak.
"Acaba ne tarz sorular soracaklar?" Dediğimde Katherine gülümsedi.
"Clace hakkında gelecek soruları az çok tahmin ediyorum. Ne zaman birlikte olacaklar? Ne zaman kardeş olmadıklarını öğrenecekler? Ne zaman mutlu olacaklar?"
"Evet bu konuda haklısın." Deyip güldüğümde Matt de gülmüştü.
"Acaba malec hakkında ne tür sorular gelecek?" Dedi bu sefer Matt. Benden önce Alberto söze atladı.
"İlk soru, sevişirken hanginiz üstte oluyor?"
"Sevişirken? Yani... bilmiyorum. Sevişmedik sonuçta." dedim birden heyecanlanarak.
"Maleci kastediyor, bizi değil." Dedi Matt göz devirerek. "Magnus üstteydi ama bu spoiler olacağı için söyleyemeyiz sanırım."
"Bence de." Dedi Alberto. Bense Matt'in olayı hızlıca toparlamasından dolayı ona minnettardım.
"Sizin hakkınızda çok fazla soru geleceğine eminim." Dedi Katherine. "İnsanlar sizi çok seviyor."
"Sevmekte haklılar da. Dostum ikiniz resmen karakterleri yaşıyorsunuz. Birbirinize gerçekten aşık gibisiniz." Alberto abartarak konuşurken Matt rahat bir şekilde arkasına yaslandı.
"Çünkü az çok yaşıyoruz sahneleri ve bu güzel oluyor."
Bana göz kırptığında muzip bir şekilde gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Sonrasında hepimiz odalara dağılma kararı almıştık.
Benim odam Matt'in odası ile aynı katta olduğu için birlikte asansörden aynı katta indik.
"Akşama hazır olmamız gerekiyor."
"Ne giyeceğime hala karar veremedim." Dedim odamın kapısına yaslanarak. "Bana bu konuda yardım eder misin?"
Birkaç saniye boyunca yüzüme öylece bakmıştı.
"Ya da... saçma oldu sanırım."
"Yo hayır, saçma olmadı. Tabii ki yardım ederim. Yalnızca sen her zaman ne giymesi gerektiğini iyi bilen birisindir. O yüzden birazcık şaşırmış olabilirim."
"Çok kıyafeti olunca insanın kafası karışıyor." Deyip kartımı okutarak odamın kapısını açmıştım. Sonrasında Matt de ardımdan odaya giriş yapmıştı.
"Göster bakalım seçenekleri." Deyip yanda duran koltuğa yayıldı Matt. Ben de yanda duran valizlerime yönelip kıyafetlerimi tek tek valizden çıkardım.
"İlk seçeneğimiz bu." Dedim bordo takımımı göstererek.
"Çok resmi, daha salaş bir şey giymelisin bence."
Haklıydı, bunu niye yanımda getirdiysem zaten.
"Peki bu?" Deyip bu sefer pantolon- tişört kombini göstermiştim."
"Güzel ama o valizde daha iyileri olduğuna eminim."
Dediği şey hoşuma gitmişti. Valizden bu sefer başka bir kombin çıkarmıştım.
"Bu daha hoş duruyor." Deyip valize yöneldi ve içinden bir şapka çıkardı. "Bununla denemelisin ve şu an üstünde görmeyi istiyorum."
Tekrar koltuğa oturduğunda gülümseyip kıyafetleri aldım ve yandaki banyoya yöneldim.
"Giyip geliyorum o zaman."
Başını tamam dercesine salladığında banyoya giriş yapmıştım. Üstümdekileri hızlıca çıkarıp diğer şeyleri üstüme geçirdim.
Şapkayı da kafama taktıktan sonra odaya dönmüştüm.
"Hoş görünüyor muyum?" Dediğimde beni süzdü bir süre.
"Oldukça hoş görünüyorsun." Birkaç saniye daha beni süzdüğünde farkında olmadan heyecanlanmıştım. "Buraya kadar iyi idare ettik değil mi?"
"Evet öyle."
"Şu an idare edebilecek sabrı zorlamaya başladım ben."
Arkamda duran duvara yaslandığım zaman Matt ayaklanmıştı.
"O zaman bence gitmelisin." Demiş olsam da o çoktan bana yaklaşmıştı.
"Sence gitmeli miyim?"
"Normal yaşamımıza devam etmek zorundayız, bunu yaparak devam edemiyoruz."
Elini sakince belime attığında söylemiştim bunu.
"Normal yaşamıma devam etmek istemiyorum belki. Lütfen, beni odaya aldığın zaman sonunu başka bir şey olarak mı düşünmüştün?"
Tamam, düşünmemiş olabilirim ama bu yönde ilerlemesi de gerekmiyordu.
"Zorlamasak Matt?"
"Bence zorlamamız lazım." Deyip bana yaklaştı ve kulağıma doğru konuşmaya başladı. "Bu çekime karşı gelmeyi istemiyorum."
"Böyle mi devam edeceğiz?" Dediğimde boynumu öpmüştü.
"Nasıl devam etmek istersen öyle devam ederiz Harry, şu an tüm fikri sana bırakıyorum."
"Ben yalnızca... hangisi doğruysa onu yapmak istiyorum."
"Kime göre doğru?" Deyip boynumdan uzaklaştı ve gözlerime bakmaya başladı. "Yanlış hissetmiyorsan doğrudur."
"Hissetsem bu odada olmazdın ama sorun şu ki... her zaman böyle mi olacak? Yakınlaşıp sonra da bir şey olmamış gibi devam mı edeceğiz?"
"Böyle olmasına gerek yok, ben seninle olmak istiyorum."
İlk defa bu kadar net söylediği için şaşırmıştım.
"Benimle olmaktan kastın ne? Sevişmek mi?"
"Sence öyle mi?" Dedi Matt tek kaşını havaya kaldırıp ciddi bir ifadeyle beni süzerek.
"Hayır." Dedim yutkunarak. "Ben de aynısını düşünüyordum ama..."
"Nasıl olacağı konusunda tereddüt ediyorsun sen de." Deyip gülmüştü. "Bence güzel olur Harry. Bir süre aramızda kalsın, yani sadece yakınlarımız bilirler. Diğer insanlar daha sonra öğrenir."
"Reyting için yaptığımız düşünülecek."
"Bu düşünce umurunda mı?"
"Bilmiyorum." Dediğimde dudağıma bir öpücük bırakmıştı.
"Ne düşündükleri beni ilgilendirmez. Ne yazacakları da... Ben sadece senin düşünceni önemsiyorum."
"Düşündüğüm şeyleri söyledim az önce." Dediğimde gülümsedi.
"O zaman kabul mü?"
Başımı evet dercesine salladığımda dudağıma bir öpücük daha bıraktı.
"Bundan güzel bir haber daha olamazdı."
....
Yeyy sonunda sevgililer ♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Desire (Shumdario)
Hayran KurguHarry de Matt de Shadowhunters dizisini çekerken tanışmış iki bekar aktördür. Ve dizideki yakınlıkları onları iyi yerlere götürmez...