Çok dikkatli bir şekilde Matt'in evinin önüne gelip kapısını birkaç kez çalmıştım.
Bugün onunla akşam yemeği yiyecektik.
Ayrıca ilk sezon çekimleri de bitmişti bu yüzden bir aramız vardı. Umarım ikinci sezonda daha fazla malec sahnesi olur.
Yanii... onların ilişkilerinin daha fazla gelişmesini istiyorum.
Bunu düşünürken kapı açıldı ve Matt gülen bir yüzle beni karşıladı.
"Tam zamanında geldin. Yemekler de az önce geldiler."
Önümden çekildiği zaman hızlıca evine girmiştim. Evi küçük ama şirindi.
"Salona geç istersen. Benim mutfakta birkaç işim daha var."
"Ben de yardıma geleyim." Diyerek onun peşinden mutfağa yönelmiştim. Sonrasında birlikte masaya yemekleri taşıdık.
"Bir ara birlikte de yemek yapmalıyız." Deyip masaya oturduğum zaman o da karşıma oturmuştu hızlıca. "Yani ben de pek iyi değilim ama yine de üstesinden geliriz bence."
"Sonumuz acilde bitmesin de." Deyip gülümsedi ve yemeğine yöneldi. "Şu düğün sahnesi ne zaman yayınlanır sence. Hayranların tepkilerini çok merak ediyorum."
"Bence çıldıracaklar."
"Aynı anda nefes aldığımız için bile çıldıran hayranlar var." Dediğinde neredeyse kahkaha atacaktım.
"Bak bu çok doğru. Ama çekimler bitti ya, tatile gitmek istiyorum. Biraz kafa dağıtmam lazım."
"Anladım, ben de bir süreliğine ailemin yanına gideceğim sanırım. Kız kardeşlerimi özledim."
"Kız kardeşlerin? Kaç tane kız kardeşin var?"
"2 tane."
"Vay be, çok şanslısın." Dediğimde ayaklandı ve yanda duran birkaç çerçeve ile yanıma döndü.
"Alexandra, ve Catharine."
"Alexandra'yı tanıyorum sanırım filmlerden." Dedim incelerken. "Ama kardeşin olduğunu bilmiyordum. Ve cidden ailecek iyi genlere sahipsiniz."
"Eh öyleyiz." Deyip fotoğrafı elimden aldı ve geri yerine koydu.
"Benim de iki ablam var ama onlar kameralardan uzak insanlardır."
"Biz sanırım kameralardan uzak duramıyoruz."
Tekrar karşıma oturduğunda bu sefer tam anlamıyla yemeğine odaklanmıştı. Farkında olmadan bir süre onu izledim ve sonradan saçma bir şey yaptığımı fark edip yemeğime odaklandım.
"Mhhmm, yemek cidden çok güzelmiş. Bana bu yerin numarasını filan vermelisin."
"Veririm merak etme."
"Dudağının kenarında kaldı." Deyip yanda duran peçeteyi ona uzattım."
"Off, her zaman bunu yapıyorum. Kötü bir yiyiciyimdir."
(Bu ben ya, ben yemiyorum da ağzımın her yeri yiyor resmen...)
"Bence sevimli görünüyorsun." Dediğimde eli birkaç saniye peçeteyi sadece tuttu ve hareket ettirmedi. Sonrasında gülümseyip peçeteyi yana bıraktı.
"Sence ikinci sezonda bizi neler bekliyordur?"
"Açıkçası ben korkuyorum. Yani Alec hala ilişki olaylarına alışık değil."
"Ve Magnus fazla alışık."
"Sorun yaşayacaklardır." Dedim biraz üzgün bir sesle.
"Bu zaten kaçınılmaz olacak. Umarım sorunsuz bir şekilde atlatmayı başarırlar. Onların aşkını seviyorum."
"Kötü şeyler yaşasalar da iyi şeyler de yaşayacaklardır."
"Mesela seks gibi." Dedi çatalını havada sallayarak. "Çok merak ediyorum, ilk adımı Magnus mu yoksa Alec mi atacak?"
"Bence..." dedim düşünceli bir şekilde durarak. "Magnus atmaz. Yani tamam, ilk sezon çok sabırsız gözükse de Alec'ten çekinecek gibi geliyor bana."
"Nedense bana da öyle geliyor. Sonunda dayanamayıp Alec üstüne atlayacak." Dediğinde istemsizce gülmüştüm.
"Bunu yapabilir, Alec'te o potansiyel var."
"Yıllarca beklemiş. Bu çok zor olmuş olmalı."
"Bekleyip Magnus gibi birisini bulması bence büyük bir şans."
"Ayrıca şanssızlık. Düşününce, evet harikalar ama çok zıtlar. Bir yerde patlayıp yürümemeye başlarsa cidden üzülürüm."
"Bence yürütmenin bir yolunu bulacaklardır."
"Öyle mi düşünüyorsun?" Dediğinde başımı olumlu anlamda sallamıştım.
"Aşk Matt, aşk her şeyi aşmanın yolunu bulur."
"Üzgünüm, hiç tatmadığım bir şey olduğu için yorum yapamam."
"Ben de kaliteli bir aşk yaşamadım ama böyle olması gerektiğini düşünüyorum."
Bu dediğime gülümsemekle yetinmişti.
"Ne?"
"Çok iyimsersin ama sevdim. Umarım dediğin gibi olur."
"Umarım."
...
Sizin yorumlarınızı yerim ben ♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Desire (Shumdario)
FanficHarry de Matt de Shadowhunters dizisini çekerken tanışmış iki bekar aktördür. Ve dizideki yakınlıkları onları iyi yerlere götürmez...