Harry:
Birkaç bölümün çekiminden sonra Matt ile biraz daha yakın olmaya başlamıştık. Yani en azından sanırım ona karşı olan önyargımı kırmıştım.
Hala daha bana karşı biraz tuhaf davranıyor ama olsun. Alışmıştım.
"İnsanlar bizi sevmeye başlamış." Diyerek Matt'in yanına gittim. Alberto'nun kedisi ile oynuyordu ve onları uzaktan izlemeye başladım.
"Sorma, insanlar tuhaflar. Ama Alec karakterinin neden Magnus'a kendisini kaptırdığını anlamaya başladım. Sevgi ve ilgi görmemiş, gördüğü anda buzları eridi."
"Aynen öyle."
"Niye uzak duruyorsun? Gelip sevsene Stella'yı."
(Stella)
"Ah hayır... kedilere alerjim var benim. Böyle daha iyi."
"Kedi alerjisi hah?" Deyip kediyi kucağına aldı ve sevmeye devam etti. "Hayatta korktuğum sayılı şeylerden birisidir hayvan alerjisine sahip olmak."
"Ben de istemezdim, kedileri çok seviyorum. Onları doyasıya sevmek isterdim."
"Üzüldüm senin adına cidden." Deyip Stella'yı yandaki kadına verdi ve ayaklandı.
"Önce üstünü filan silker misin? Bir de ellerini filan yıkarsan sevinirim."
"Tamam bekle beni."
Matt'i bir süre orada bekledim ve Stella'yı uzaktan gözlerimle sevdim.
"Geldim. Hangi sahneyi prova edeceğiz?"
"Luke'u tedavi ettiğim kısımdan başlayalım." Deyip içeriye doğru ilerledim. Burada bizim için ayrılmış ve prova için kullanılan bir oda vardı.
Hızlıca o odaya girdim.
"Sen burada bekle, ben yeterince acı çekiyor gibi göründüğüm zaman yanıma gelirsin."
"Tamam hallederim ben, sen devam et."
Birkaç adım ileriye gidip yere çöktüm ve elimi kaldırdım. Önümde Luke varmış gibi düşünüp büyü yapma işine girdiğimde bir yandan da bedenimi sarsmaya başlamıştım.
Yere düşecek gibi olduğum anda Matt yanıma geldi ve beni belimden kavrayıp dik bir şekilde durmamı sağladı. Ayağını arkama sabitlemişti ve beni sıkıca tutuyordu.
"Gücüne ihtiyacım var." Deyip ona baktığımda birkaç saniye beni süzdü ve elini uzattı.
"Ne kadar ihtiyacın varsa al."
Yüzüme o acının el verdiği kadar küçük bir gülümseme yerleştirip elini tuttum ve devam ettim.
"Sanırım bu sahne için yeterli."
"Düzeldiği zamanı da prova edelim. Başım senin göğüsüne düşüyor hani."
(Bunu da şuraya atayım. Diyor ki "Alec'in bacağının Magnus'un arkasında olduğunu hiçbir zaman fark etmemiştim. Alec onu tüm bedeni ile tutuyor.)
"Tamam da benim araya ihtiyacım var."
"Ama daha yeni başladık." Demiş olsam da beni orada mal gibi bırakıp dışarıya çıkmıştı. Bunun sorunu ne?
Yere çöküp mal mal çıktığı kapıya baktım. Kısa zaman sonra kapı açıldığında Matt elinde iki kahve bardağı ile içeriye girmişti.
"Kaç şekerli içersin bilmediğim için şeker atmadım. Yanımda getirdim."
"Tek şeker idealdir."
"Cebime koydum." Dediğinde önce elinden kahveyi aldım sonra da uzanıp cebinden bir şeker aldım. O da bunun üstüne yanıma çöküp oturdu.
"Dün gece pek uyumadım da. Şu sahneleri okuyayım derken geç olmuş."
Kahveyi sakince içerken söylemişti bunu.
"Ben de dün bir arkadaşımla prova ettim sahneleri."
"Arkadaşın?" Deyip bana küçük bir bakış attın. "Sevgilin filan mı?"
"Sevgilim olsa sevgilim derdim. Ciddi bir ilişkim vardı ama bir sene kadar önce ayrıldık. Sebebini sorma." Deyip kahveden bir yudum aldım.
"Üzüldüm."
"Ben üzülmemiştim, ayrılmamız ikimiz için de en iyi seçenekti."
"Benim hiç ciddi ilişkim olmadı." Deyip kahve bardağının çevresinde parmağını gezdirdi. "Olmasını pek istemedim. Ciddi şeylere gelemiyorum."
(ESTHER AĞLIYORDU ANANAJJW)
Bir süre öylece oturup kahvelerimizi içtik. Nedensizce her saniye ona olan saçma ön yargım azalıyordu ve buna cidden çok sevinmiştim.
...
Bu bölüm çok hoş oldu bence ♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Desire (Shumdario)
FanfictionHarry de Matt de Shadowhunters dizisini çekerken tanışmış iki bekar aktördür. Ve dizideki yakınlıkları onları iyi yerlere götürmez...