Panel boyunca Matt gözünü üstümden ayırmamıştı. O beni izlerken gerildiğim için sürekli olarak bakışlarımı kaçırmak zorunda kalmıştım.
En sonunda paneller bittiğinde hep beraber akşam yemeği yedik. Herkes neşeliydi ama aynı zamanda da fazlaca yorgundu. Bu yüzden odalara erkenden dağılma kararı almıştık.
Asansöre doğru ilerlerken Matt de benimle birlikte asansöre binmişti.
"Odama gelir misin? Konuşmamız gerektiğini düşünüyorum."
Tamam anlamında başımı sallayıp asansörden inerek onu takip ettim. Sonrasında kapısından içeriye birlikte girmiştik.
Matt kapıyı kapatıp kilitledikten sonra bana döndü ve beni bileğimden kendine çekti.
"Sorun ne, anlat hadi. Gerginsin ve bunu hissediyorum."
"Herhangi bir sorun yok, sadece gözlerin üstümde olunca kendimi gergin hissettim hepsi bu."
"Söylediğim şey yüzünden değil yani öyle mi?"
Başımı hayır dercesine salladığımda gülmüştü.
"Emin miyiz?"
"Yani... biraz onun etkisi de var. Sen çok iyiydin ve ben... o kadar iyi olamazsam diye endişe etmedim değil."
"İyi olmasan ne olacak ki? Bir daha yapmayız olur biter."
Birkaç saniye ciddi mi diye yüzüne baktığımda tekrar gülmeye başlamıştı.
"Beni ciddiye almayı bırakmalısın Harry."
"Şaka yaptığın zamanla ciddi olduğun zamanı ayırt edemiyorum."
"Ben hiçbir zaman ciddi değilimdir, ciddi olduğum zaman bunu çok net bir şekilde belli ederim inan bana."
Elleri belime indiği zaman gülmeye çalışmıştım.
"Anlaştık şu an değil mi? Herhangi bir sorun yok aramızda."
"Hayır yok." Deyip elimi yüzüne çıkardım ve dudaklarına bir öpücük bıraktım. "Teşekkür ederim."
"Uyuyalım hadi, ben aşırı yoruldum bugün. Hemen ılık bir duş alıp uyumak istiyorum."
"O zaman ben pijamalarımı alıp geleyim." Dediğimde burnumun üstüne bir öpücük bırakmıştı. Yaptığı şeyle gülümserken benden uzaklaştı.
"Çok bekletme ama beni, hemen gel."
"Birazdan burada olacağım." Deyip odanın anahtarını alarak kapıdan çıktım. Hızlıca kendi odama ilerleyip pijama takımımı bir çantaya koydum.
Neden daha çekici bir takımım yok ki?
Önemsememeye çalışarak çantama birkaç şey daha attım ve sonrasında odamın kapısını kilitleyerek odadan çıktım.
Matt'in odasına girdiğimde onun hala duşta olduğunu fark etmiştim.
"Senden sonra ben duşa girerim." Diye seslendim kapısına doğru.
"Üstünü çıkar ve gel, birlikte duş alalım."
Dediği şeyle bir süre ne yapacağımı bilememiş olsam da sonrasında hızlıca üstümdeki şeylerden kurtulmuştum.
Hala neden bu tarz şeylerden çekindiğimi merak ediyordum. Oysa genel olarak yakınlıktan çekinen birisi olmadım hiçbir zaman.
Büyük ihtimalle Matt'in kendine güvenen tavrı egoma zarar vermişti.
Ben fare avlamayı seven bir kediydim ama fareler biraz dişli çıkınca kendimi geri çekiyordum.
Yine de banyonun kapısında durup onu izlerken az da olsa kendimi rahatlatmıştım.
"Orada öylece beni mi izleyeceksin? Hoşuma gitmediğini söyleyemem ama bana katılsan eminim daha çok hoşuma gidecek."
"Fazla mı çapkınız?"
"Genelde hayır, özelde evet. Dikkatimi çeken şeyler konusunda oldukça cüretkar olabiliyorum."
Ona yaklaştığım zaman beni kolumdan tutup suyun altına çekmişti hızlıca.
"Seni çok zorlamamak için bugün seni rahat bırakacağım." Deyip yüzümü yavaşça okşamıştı. "Seninle bir tatile mi çıksak? Kanada olabilir eğer istersen."
"Olabilir, neden olmasın. Hem bu sayede birbirimizi daha iyi tanırız."
Uzanıp dudağıma bir öpücük bıraktığında ona anında karşılık vermiştim. Sonrasında beni yavaşça suyun altına çekip orada öpmeye devam etmişti.
Belime tek elini yerleştirirken diğer eliyle de yüzümü tutmaya devam etmişti. Ilık suya rağmen ateşimin çıktığını hissetmiştim.
Hafifçe geriye çekildiğim zaman gözleri dudaklarıma kaymıştı.
"Hiçbir zaman beni ciddiye alma." Deyip tek parmağı ile dudağımın kenarını okşadı. "Seni kesinlikle sinir etmek için yapmadım. Ya da öyle düşündüğüm için de değil. Ben... boş konuşmayı seven birisiyim. Seni kırdıysam üzgünüm."
"Kırılmadım. Sadece... hassas bir insanım sanırım. Yani... takıntılı olabiliyorum bazen. Hayatı çok ciddiye alıyorum."
"Alma. Özellikle benleysen kesinlikle ciddiye almamalısın." Deyip gülümsemişti. "İnan bana seks makinesi filan değilim. Öyle bu olayı çok önemsediğim de söylenemez. Sadece... bir şeyleri dalgaya vurmayı seviyorum. Özellikle seks konusunu. Ama yapma dersen bir daha yapmam bebeğim, sen yeter ki iste."
"Hayır sorun değil, sadece belki biraz dikkat edebilirsin. Yersiz şakalardan pek hoşlanmam ve bazen bazı şeyleri fazla ciddiye alıyorum. Kısaca zor bir karakterim var, seni zorlayabilirim."
"Ben de çok gevşeğim. Bu konuda da ben seni zorlayacağım sanırım." Deyip burnuma bir öpücük bıraktı. "Ama birlikte aşarız diye umut ediyorum. Sen benim art niyetli olmadığımı gördükçe... ve ben de senden tepkiler aldıkça değişim göstereceğiz. İlişki de bu demek oluyor, karşındaki kişiyi tanımak ve ona ayak uydurmak."
"Evet bu konuda haklısın işte."
"Gördün mü? Bir ortak nokta bulduk bile." Deyip benden uzaklaştı. "Şimdi şu duştan çıkalım yoksa kendime hakim olamayacağım."
Başımı tamam dercesine sallayıp hızlıca dusumu almıştım. Matt benden önce duştan çıktığında ben de birkaç dakika sonra onun ardından çıkmıştım.
Havlu ile iyice kurulandıktan sonra yanıma aldığım pijamaları üstüme geçirdim ve yatağa çoktan girmiş Matt'in yanında uzandım.
Anında bana kollarını sarıp beni kendine çekmişti.
"İyi geceler bebeğim." Deyip saçımı öptü ve derin bir nefes aldı. "Kokun mükemmel bu arada."
"Teşekkür ederim. Ve sana da iyi geceler." Deyip gözlerimi kapadım ve onun kolları arasında beni bekleyen rahat uykuya doğru kendimi bıraktım.
...
Oy ben sizi yerim amaaaa ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Desire (Shumdario)
FanficHarry de Matt de Shadowhunters dizisini çekerken tanışmış iki bekar aktördür. Ve dizideki yakınlıkları onları iyi yerlere götürmez...