Harry:
Bütün gün o panelden bu panele koşarken oldukça yorulmuştuk. Sonrasında ise hayran çekimlerine katıldık.
Herkes malec hakkında onlarca soru sormuştu. Hepsini spoiler vermemek için ince ince eleyerek cevaplamaya çalıştık.
Matt bazen heyecanlı heyecanlı konuştuğu için ağzından bir şeyler kaçıracak diye oldukça korksam da kaçırmamıştı ve bunun için Tanrıya birçok kez dua ettim.
Akşam olup herkes odasına çekildiğinde ise Matt bana mesaj atmıştı.
Matt: Sence yanına gelmeli miyim? Şu an yanına gelmek için sağ kolumu feda edebilirim.
Gülümseyip öylece ekrana bakmıştım.
Harry: Çok dikkat çekeriz, odanda kalmalısın.
Matt: Seni hayal etmekten uyuyamıyorum.
Matt: Panelde ve fotoğraf çekimleri sırasında gözümü bir saniye senden alamadım.
Matt: O yakası açık tişörtü giyip beni delirtmek zorunda mıydın?!!
Seçtiğim tişört aklıma gelince tekrar gülümsemiştim.
Harry: Buradan dönünce bolca vaktimiz olacak bir şeyler için, şu an dikkat çekmeden devam edelim istiyorum.
Harry: Birileri görürse anında haber oluruz. Zaten tüm fandom bizi birlikte görmek istiyor.
Matt: Dayanacak gücüm kalmadı benim!
Matt: Şimdi seni yatakta uzanırken hayal ediyorum ve... ah bunu yapmamam lazım.
Matt: Yanına geliyorum.
Harry: Matt hayır!
İtiraz etsem bile cevap gelmemesinden anlamıştım yanıma geleceğini. Kalkıp sessizce kapıyı açtığımda kısa zaman sonra Matt odaya giriş yapmıştı.
"Sabredemedin değil mi?" Dememle kafasını olumsuz anlamda sallayıp kapıyı kapatmıştı.
"Sabırlı olacak zamanı geçeli çok oldu."
Aniden dudaklarıma kapanması ile birkaç saniye kendime gelmeye çalışmıştım. Ama buna izin vermeden beni yatağa sürükledi ve hızlıca üstüme çıktı.
"Tanrım, bunu geciktirdiğimize inanamıyorum. Daha ilk andan itibaren senin için deliriyordum ben."
Elini saçıma geçirdikten sonra saçımı sertçe çekti ve inlememe neden oldu. Sonrasında cevap vermeme izin vermeden tekrar dudaklarıma kapandı.
Bir yandan bana sürtünüp bir yandan da saçımı çekiştirmeye devam ediyordu. Küçük küçük inlemelerimi onun dudaklarına bırakırken tişörtümü yukarı doğru sıyırdı.
"Çok sıcaksın." Deyip elini karnıma koymuştu. "Seni iyi etkilemiyorum değil mi?"
Cevap vermek yerine dizimi yavaşça kasıklarına sürtmüştüm.
"Her şey karşılıklı bence." Deyip yüzüne yüzümü çevirdim. Gözleri arzu ile parladıktan sonra biraz aşağıya doğru eğildi ve dudaklarını karnıma bastırdı.
Ona bakmanın iyi bir fikir olmadığını düşündüğüm için bakışlarımı tavana diktim ve dokunuşlarının zarifliğine odaklandım. Küçük ve ufak dokunuşlar ile karnımdan göğüs uçlarıma doğru ilerlemişti.
"En hassas yerin neresi merak ediyorum. Ama söyleme, ben keşfetmek istiyorum."
Başımı tamam dercesine salladığımda göğüs ucumu sakince dişledi. Bedenim gerilirken onun dudakları tenime temas etmeye devam ediyordu.
"Çok iyi hissettiriyorsun." Dediğimde bir bacağımı beline çekti ve bana sertçe sürtündü.
"Birazdan daha iyi hissedeceksin."
Sakince inlerken üstümdeki kıyafetleri bir bir çıkardı ve sonrasında kendi kıyafetlerinden de kurtuldu.
"Normalde şu kıyafet çıkarma işinden nefret ederim ama seni soymak bile hoşuma gitti."
Bacaklarımı tekrar beline dolarken ona gülümsemiştim.
"Tabii ki hoşuna gidecek, karşında olan kişi benim. Herhangi birisi değil."
"Ego hah? Severim. Bir de neyi seviyorum biliyor musun? Senin inlemelerini. O yüzden bana kendini kapatma, sesine ihtiyacım var."
Başımı tamam dercesine salladığım zaman kendini yavaşça bana itmişti.
Bu konuda çok profesyonel hareket ediyordu, gerçekten nasıl dokunması, nasıl devam etmesi gerektiğini iyi biliyordu.
"Seni yavaş yavaş keşfetmek istiyorum, acelem yok."
Birkaç git gelin ardından üstüme eğildi ve adem elmamı emmeye başladı.
Hassas olduğum için nefes alış verişim hızlanmış, ondan kaçmaya çalışmıştım.
"Aha buldum." Diyerek yüzünü biraz geriye çekti. "Ve bayağı sevdim."
Boynumu hafifçe tutup yüzümü sabitledikten sonra dudaklarını tekrar adem elmam üstünde gezdirmeye başlamıştı. İnleyip onun saçlarına asıldım ama dudakları hala boynumdaydı.
Bir yandan da içimde gidebildiği kadar derine gidiyordu ve eş zamanlı olarak aldığım zevk yüzünden dişlerimi sıkarak inliyordum.
Sonunda adem elmamı rahat bırakıp boynuma doğru ilerlemişti dudakları. Boynumu sertçe ısırdığında acıyla inledim.
"Bana ait olduğuna dair izler bırakmak istiyorum boynunda."
"Yarın panel var... ah Tanrım, şuna bir son ver Matt."
Kıkırdayıp ısırdığı yerlere birkaç öpücük bırakmıştı. Sonrasında yüzünü boynumdan uzaklaştırdı ve yüzüme bakmaya başladı.
"Sana verdiğim zevki izlemek istiyorum." Dedikten sonra bana bakarak içime sertçe gömüldü. Başımı geriye atıp inlediğim zaman gülmüştü.
"Çok güzel görünüyorsun." Deyip tekrar içime gömüldü. Tekrar ve tekrar. Artık bacaklarım onun belinden düşüyor, bacaklarımı orada tutamıyordum.
Bir süre sonra onun da inlemeleri odayı doldurmaya başladığında sona yaklaştığını anlamıştım. Eş zamanlı olarak hareketleri hızlanırken ben de kalçamı ona doğru itmeye başladım.
İkimiz de zirveye ulaşırken inlemelerimiz odayı doldurmuştu ve kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.
"Bu bayağı iyiydi." Dedim üzerimde uzanan Matt'in sırtını okşarken."
"Bu sadece gecenin ön gösterimiydi. Uzun bir gece bizi bekliyor Harry."
...
![](https://img.wattpad.com/cover/176503702-288-k420402.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Desire (Shumdario)
FanfictionHarry de Matt de Shadowhunters dizisini çekerken tanışmış iki bekar aktördür. Ve dizideki yakınlıkları onları iyi yerlere götürmez...