<Yazardan>
Neydi aşk?
İki insanın birbirini sevip kavuşması mı, yoksa birbirlerine imkansız olup kahrolmaları mı?
Peki aşk mutluluğu mu severdi, acıyı mı? Onların aşkı acıyı seviyordu.
Onlar imkansızdı..çünkü oğlan, kızın karşısına çıkamazdı. Kız ise yaralıydı. En derinden, çünkü kalbindeydi yarası. Ve ikisi de kızın yarasını biliyordu. Ne oğlan sarabiliyordu kızın yarasını, ne de kız anlıyordu oğlanı...
°°°
1 haftadır genç kızın başında bekliyorlardı. Tam 13 kişi.3 tanesi kardeşini, 4 tanesi ablasını, 3 tanesi kardeşten öte dediklerini, 2 tanesi kızlarını, 1 tanesi ise sırdaşını bekliyordu ve kimse onu tanımıyordu ama o yinede ablasını bekliyordu, yataktaydı, çıkamıyordu, ama yine de bekliyordu. Ve hepsi acı çekiyordu.
<Gizli kişiden>
Telefonum çalınca kimin aradığını baktım. Özel numara olduğunu görünce biraz uzaklaşıp öyle açtım "Alo?"
"Merhaba" sesini duyduğum an tanımıştım onu.
"Ne istiyorsun?"
"Hiç sadece halini hatrını sormak için aramıştım. Sonuçta sevdiği kişinin ölümle burun buruna gelmesi neymiş en iyi ben bilirim, öyle değil mi?"
"Kısa kes"
"Peki peki. Teklifi mi düşündün mü?"
"Düşünmedim. Düşünmicem"
"Hadi ama sen de biliyorsun bu patlama sadece buz dağının görünen ucuydu"
"Sendin. Seyfi sadece kuklaydı. Asıl yapan, yaptıran sendin öyle dimi?"
"Oğlum olduğunu bu kadar belli etmemelisin. Mazallah anlarlarsa senin için pek iyi olmaz"
"Unutma Mehmet Yağcı sen sadece benim oluşumumda ufak bir katkısı olan küçük bir varlıktan ibaretsin ve ben senin oğlun değilim. Ben Hakan Barutçu'nun oğluyum"
"Pekii öyle olsun. Şimdilik hoşçakal"Yüzüne kapatıp yoğun bakım camlarından miniğimi görebiliceğim birine geçtim ve izlemeye devam ettim.
Ona miniğim diyordum eskiden. Çünkü ne kadar 24 yaşında olduğunu bilsem de çok küçük görünüyordu.
1 yıl boyunca her Allah'ın günü karşısına çıksam beni tanır mı diye düşünmüştüm. 1 yıl sonra ise babamın (Hakan'dan bahsediyor) yıkılacak şirketinin önün de görmüştü beni. Ama tanımamıştı. Haklıydı. Bir sürü ameliyat olmuştum. İlk aynaya baktığımda ben bile tanıyamamıştım ki kendimi o nasıl tanısın? O gün vurmuştu beni. O an aklıma eskiden söylediği şey gelmişti.
< 7 yıl önce~
Kumsal ile beraber atış çalışması yapmaya gelmiştik. Daha 17 yaşında olsa bile silah kullanmayı öğrenmesi gerekiyordu.
Çoğu insan silah kullanmayı öğrenmeyi kendisi isterdi. Evet Kumsal'da istiyordu ama tabi ki de 17 yaşında değil. O şuan buna zorunlu kalmıştı.
"Yaman abi, gelmiyor musun?" Miniğimin sesi ile ona döndüm ve "Geliyorum" diye seslenip yanına gittim.
"Hazır mısın?" "Tabi ki de hazır değilim" güldüm hep aynı şeyi söylüyordu. "Gülme! Bu sefer ciddiyim. Hiç hazır hissetmiyorum" ona sımsıkı sarıldım "Ya şimdi hazır mısın?"gülerek kafasını salladı.
Ondan ayrılıp atış yapacağı yere geçtik kulaklık gözlük vs. takıp silahı aldı ve hedefe doğrulttu "Miniğim?" dedim sorarcasına
"Efendim?"
"Yanlış tutmuyor musun sence de?"
"Yoo doğru tutuyorum"
"Emin misin?"
"Evet" yanına gittim ve atış yapmadan onu durdurup silahı ben aldım "Doğru mu tutuyor muşsun?" diye sordum alayla."Sen yanlış tutuyorsun" dedi ve silahı alıp yine yanlış tuttu. Dalga geçmeye karar verdim
"Tabi, tabi ben yanlış tutuyordum. Sen şimdi çok doğru tutuyorsun"
"Evet, sen yanlış tu- bir dakika" deyip hızla bana döndü. Gülerek ona baktığımı görünce "Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"
"Yok canım ne alaka" diyerek dalga geçmeye devam ettim. Silahı ayaklarıma doğrultup "Dalga geçme sıkarım topuğuna" deyince teslim olur gibi ellerimi yukarı kaldırdım ve "Büyüksün abla" silahı yere indirip "Abla deme lazım olur" dedi ve göz kırptı. Gülerek ona baktım ve bir kez daha sıkıca sarıldım.Kısa süre sonra ondan ayrılıp atış yapması için silahı doğru tutmasını sağlamış ve atış yapışını izlemeye başlamıştım.
~Günümüz~
Dediğini yapmıştı 6 yıl önce sıkmıştı topuğuma. Şimdi kalkıp yine sıksa topuğuma gıkım çıkmazdı. O gün tanımasın diye söylediğim ne kadar şey varsa şimdi sıksa asla söylemezdim.
Ne zaman içeri girdiğini fark etmediğim doktor dışarı çıkınca düşüncelerinden ayrıldım ve ona döndüm. Derin bir nefes alıp verdi ve konuşmaya başladı "Kumsal gayet iyi. Patlamanın etkisi ile bir kaç metre savrulmuş ve kafasını çarpmış herhangi bir iç kanama ya da beyin travması olmaması büyük şans. Yine patlamanın etkisi ile olan bir kaç yarayı diktik. Ayrıca vücudunda patlamadan önce olan yaralar, patlamanın etkisi ile açılmış ama onlara da pansuman yap-" doktorun sözünü Aral kesti "Ne demek patlamadan önce olan yaralar?" o da Kumsal ile ilgilenmek istemişti ama Poyraz izin vermemişti. "Kumsal'ın sırtında çok sayıda çizik, morluk, kabuk tutmuş ya da tutmamış çok sayıda yara var. Ayrıca vücudunun bazı yerlerine sigara izmaritleri basılmış ve kemerle dövülmüş. Kısacası kardeşimiz darp edilmiş. Ama bunları hallettik"
"Bunları hallettik dediğine göre hallolmayan şeyler de var?"dedi Demir. Doktor "Malesef evet. Dediğim gibi patlamanın etkisi ile metrelerce savrulmuş ve kafasını vurmuş. Hem bu nedenle kafasından kulağına giren kan, hem de patlamaya yakından şahit olduğu için çıkan güçlü ses yüzünden kulaklarında ufak bir sorun oluşmuş. Kumsal artık fazla sese dayanamicak. Yüksek sese maruz kaldıktan kısa süre sonra bayılacak"
•••
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.
Ben iyi miyim değil miyim bilmiyorum. Neyse kendinize iyi bakın. Sakın hasta olmayın tamam mı?
Bugün kü ikinci bölüm ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Seviliyorsunn💛💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ AİLEM
Teen FictionMantıklı olduğu için değil, saçma olduğu için yazılmıştır. Düzelteceğimi söylesem dahi kitap ilk haliyle durmaya devam edecektir. Herhangi bir mantıksızlık görürseniz lütfen söyleyin. -----------------°-°----------------- Kumsal ailesi bildiği kişil...