22

2.1K 108 9
                                    

<Yazardan>

Bazen insan öyle bir duruma girerki çıkamayacağını, kazansa da kaybettiğini, tam bitti derken başa döndüğünü hisseder.

Samet'de tam olarak öyle hissediyordu. Karşısında ki kızı seviyordu. Hayır ona aşıktı. Ama ona çok acı çektirmişti, öyle bir acı çektirmişti ki artık acı hissedemeyecek hale getirmişti.

Kumsal için Samet çoktan bitmişti, hem kendisi için hem Alev için hem de Nisa için affedemezdi onu. Evet belki tam herşeyi hatırlamıyor olabilirdi ama yeterince hatırlıyordu.

Bu hikayede en çok üzülen Kumsal'dı. Aslında isterse mutlu olabileceğini bilmiyordu. Tek yapması gereken karşısındaki adamı dinlemekti. Ama dinlerde affederdi ve affederse hayallerine ihanet ederdi.

O kaybettiği hayallerine ihanet etmek istemiyordu..

<Kumsal'dan>

Benim suçum neydi ki? Ben sadece sevmek istemiştim. Bir kere de olsun güvenmek, düşünmeden birine sırtımı dönmek istemiştim.

Ama o kişi benden düşlerimi almıştı, o kişi benden gülüşlerimi almıştı. Her şeyi geçtim çocukluğumu almıştı.

Evet çocukluğumun da suçlusu oydu. Ben ilk onun babasına satılmıştım, ben ilk babası ile savaşmıştım, ben ilk babasına baş kaldırmıştım. Ama o da ilk babasına baş kaldırmıştı. İlk beni kurtarmaya çalışmıştı. Ve ilk benim yüzümden dayak yemişti.

Ben onun sayesinde güçlenmiştim, onun sayesinde yıkılmış, onun sayesinde ayağa kalkmıştım, ben sevmeyi ve sevilmeyi de, nefreti de, kini de, şevkati de, merhameti de ondan öğrenmiştim. Ben ilk onunla gülmüş, ilk ona sığınmıştım. Ama bana sırt dönen ilk kişi o olmamıştı. Ve sonda olmamıştı...

Hastaneden çıkalı 1 ay olmuştu ve çıktıktan 1 hafta sonra tanımadığımı düşündüğüm adamların abim, kuzenlerim ve bir tanesinin de babam olduğunu, kadının annem olduğunu ve Çınar abimin de öz abim olduğunu öğrenmiştim. Samet mi? O üvey kuzenimmiş.

Ailesi onu evlat edinmiş. Öz babası 14 yaşında yetiştirme yurduna bırakmış ve Tolga amca onu evlat edinmiş.

Elimdeli kalemi daha sıkı tuttum. Yine vinç kuledeydim. Önümde günlüğüm vardı ve ben yine unutmamak için yazıyordum. Bu kes farklı yazacaktım ama onunla konuşuyormuş gibi, ona söylüyormuş gibi yazacaktım.

Seni tam unutucaktım, hatırlamıyordum. Sonra sen geldin. Gerçi gelmesen de en ufak şey bana seni hatırlatıyor.

Yoksa sen kendini unutturmak istemiyor musun?

Ya da..

Ya da ben seni unutmak istemiyorum :(

Bu kötü birşey. Çünkü seni unutamayınca çok canım acıyor. Kalbim acıyor. Etrafımda seni bana hatırlatacak bir şey olmasa da illa ki birşey var. Ney biliyor musun?

Hani bana demiştin ya 'Beraber atlatıcaz ssvgilim' :)

Her kontrol de, her pansuman da aklıma geleceksin. Bana seni hatırlatacak o kontrol, o hastaneler..

Gözlerimi sildim ve defteri karıştırmaya başladım. Eski yazılarımı görünce tekrar aktı göz yaşlarım.

11/10/09

Biliyor musun senden sonra, yani sen gittikten sonra çevremdeki çoğu kişi gitti, etrafımdakiler beni dışlamaya başladı. Neden bilmiyorum. Kimseye bir şey de yapmadım aslında...

Ama neden beni dışlıyorlar, sevmiyorlar bilmiyorum. Bilsem belki düzelmeye çalışırım ama bilmiyorum ve kimse de birşey söylemiyor.

25/09/12

Merhaba! Nasılsın? Umarım iyisindir. Ama beni sorarsan bilmiyorum.

Hastayım biliyor musun? Grip oldum. Ama dayanılmaz bir şey. Burnum acıyor, boğazım acıyor, hapşurup duruyorum, gözlerim yaşarıyor sürekli. Ama en kötüsü de; sen yine yoksun...

Keşke, keşke şuan yanımda olsaydın. En azından ruhen yanımda olsaydın. Keşke..

Günlüğü kapatıp ağlamaya devam ettim. Ben onu 5 yıl beklemiştim. 5 yıl boyunca hergün onu yazmıştım. Özlemimi böyle geçirmeyr çalışmıştım ama çok net hatırlıyorum özlemimden bir gram eksilmemişti.

...

Yaklaşık bir saattir İstanbul manzarası karşısında ağlamıştım.

Yavaşça aşağı indim ve motoruma doğru ilerledim.

Tam binicekken gördüğüm araba ile durdum. Burayı bilen sadece ben ve o vardı. Yani gelen Samet'di.

O arabadan inerken ben motora binmiş kaskımı takmak üzereydim. Arabadan inmiş önünde duruyordu

"Ben geldim diye mi gidiyorsun?"

"Hayır" diye kısaca cevap verdim ve tam kaskımı takacakken söylediği şeyle durdum "Keşke o gün gitmeseydim"

Güldüm ama keyiften değildi tamamen alay içerikliydi.

Defterime yazdığım şey geldi aklıma "Keşkelerin altında çok şey yatar. Ama önemli olan bu değil, önemli olan o keşkelerin altında ne yattığını fark etmektir" anlamadığını belli edercesine yüzüme bakmaya devam edince devam ettim.

"Sen zamanın da benim keşkelerimin altın da yatanları fark etmedin, şimdi de ben fark etmicem. Yani zamanın da sen benim pişmanlığımı umursamadın şimdi de ben umursamıyorum" kaskımı takıp hızlıca eve sürdüm.

Artık beni umursamayanları umursamicaktım.

●●●

Son zamanlar da attığım en kısa bölüm oldu sanırım.

Yapcak bişi yok..

Kumsal'ın defterine yazdığı ve farklı yazı tipi ile olan her şeyi SeldanurKaraman yazdı. Ben sadece ufak değişiklikler yaparak buraya uydurdum o kadar.

Kendinize iyi bakın.

Seviliyorsunuz💜♥




YENİ AİLEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin