"Nasıl bir hayat yaşadın sen?" diye sordu Ateş, sesi çaresiz çıkıyordu. "Anlat bize, yardım edelim sana." bunu diyen ise Poyraz'dı, gözlerinde kocaman bir şefkatle bana bakıyordu.
"12 Haziran 1998'de İstanbul'da doğdum. Annem bildiğim kadın ben doğarken ölmüş. 5 yaşına kadar bana komşular baktı. 5 yaşından sonra kendi kendime bakmaya başladım. 1 yıl hiç evden çıkmadım. 6 yaşında zorla ilkokula başladım. Ama sadece evden okula, okuldan eve. Hiç arkadaşım yoktu. Kollarımda bir sürü morluk vardı çünkü. Herkes korkardı benden. Birgün evden kaçtım. Parka gittim. 8 yaşındaydım. O fotoğraf orda çekildi. İlk kez birisi benden korkmadı. Kısa bir süreliğine korkmadı tabi. İlk sara nöbetimi geçirdim onun yanında. Hastaneye kaldırıldım. Oda arkadaşım Oğuz'du. İyileştim eve gittim. Yine kendi kendime baktım. Evden kaçtım diye parmaklarımı kırdı. Herkesin içinde nöbet geçirdim diye de gözümü morarttı. Yine de Oğuz ile konuşmama izin veriyordu. Diğer fotoğrafı Oğuz çekmişti. 10. yaş günüm. Amcam bana ilk kez dokunmaya çalışmıştı. Yaman abim kurtardı beni. O zaman tanıştık hatta onunla. Evden gelen çığlıklarımı duymuş. O da daha 14 yaşındaydı. Ama beni kurtarmıştı. 2 saat geçti. Babam elinde ilk kez doğum günü pastamla geldi. Mum dikti. Fotoğrafta, mutluluktan ağlıyordum. Fotoğrafı çekti, bana verdi, albümüme koydum. Sonra beni arabasına bindirdi. Sürprizi olduğunu söyledi. İnandım. Beni bir depoya götürdü. Orda saatlerce dövdü. İlk defa beni dövdüğü için ağladım. Çok iyi davranıyordu, neden dövmüştü ki? Çok mutluydum, neden bozmuştu bunu? Ne yapmıştım ki ben?" Poyraz, Ateş ve Aral dişlerini ve yumruklarını sıkıyordu. Diğerlerinin ise gözleri dolmuştu.
Devam ettim "Sonra beni hastanenin önüne atmış. Ben çoktan bayılmışım, zar zor nefes alıyormuşum. Hatta hastanede kalbim durmuş. Komaya girmişim. Uyandım. Neden uyandım ki? Daha çok acı çekmek için mi uyandım? Daha çok içim yansın diye mi uyandım? Daba çok zarar göreyimm diye mi uyandım?" Burnumu çektim. Sağ gözümden akmak üzere olan yaşı sildim.
Hepsi devam etmem için bana süre tanımıştı.
"13 yaşındayken yine beni yanına çağırdı. Sırtım da olan yaralara baktı. Onlar için ben den özür diledi. O kadar mutlu oldum ki. Hemen affettim onu. Yine de bana bir hediye vermek istediğini söyledi. 3 yıl geçmiş aradan. Yine onunla gittim. Önce alış-veriş merkezine gittik. Bir sürü şey aldık. Aldığımız yeni şeylerden giydirdi bana. Sonra bilmediğim bir eve gittik. İçeri girdik. Adamla anlamadığım bir şeyler konuştular. Meğersem o adama beni 1 haftalığına satmış. 13 yaşındaydım daha. Bıraktı beni gitti. İlk kez, ilk kez ona yalvardım. Beni bırakmaması için. Umursamadı, arkasına bile bakmadı. 1 gün geçti. Bana verdikleri odadan çıkmıyordum. Sonra 1 gün daha geçti. Akşam kapıma birisi geldi. Korkuyordum. Çok korkuyordum." Hepsi korkumu görüyormuş gibi, beni anlıyormuş gibi baktı.
"Gelen o adamın oğluymuş. 15 yaşındaymış" kim olduğunu söylemiyordum ama onlar zaten Samet'den bahsettiğimi biliyorlardı.
"Bana kim olduğumu sordu. Konuşmuyordum, cevap vermiyordum. Yanıma oturdu. Uzun uzun bir şeyler anlattı. Sıkılmadan dinledim, yine de cevap vermedim. Sonra 1 gün daha geçti. Yine kapıma birisi geldi. Bu sefer geleni tanımıyordum ama o da pek büyük değildi. 17 yaşındaydı. Yanıma geldi. Yaralarıma baktı. Hepsini tek tek sardı. Ama o hiç konuşmadı. Dördüncü gün. Yine kapıma birisi geldi. Bu sefer gelen o adamdı. Geldi. Sarılı yaralarıma baktı. Sonra gitti. Ben ona bakamıyordum bile."
"Hiç kaçmaya çalışmadın mı?" diye sordu Demir, sesi hem sinirli hem de çaresiz çıkıyordu.
"Yatağa bağlıydım. Kaçamıyordum. Günün belli saatlerinde yemek getiriyorlardı. Ertesi gün yine geldi." Sustum. Devam edemedim nasıl edebilirdim ki zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ AİLEM
Teen FictionMantıklı olduğu için değil, saçma olduğu için yazılmıştır. Düzelteceğimi söylesem dahi kitap ilk haliyle durmaya devam edecektir. Herhangi bir mantıksızlık görürseniz lütfen söyleyin. -----------------°-°----------------- Kumsal ailesi bildiği kişil...