2. Bölüm

798 71 1
                                    

Meryem arkasına bakarak tamamladığı yolda anahtarlığını sütyenin den çıkartıp çiftlik evinin kapısını açarak düşünceli gözlerini karanlık havada bulduğu adama ve ata çevirdi.

Nasıl indirecekti yada indirdiğinde nasıl aşağı kata götürecekti bilemiyordu ama hızlı olmazsa yakalanacağı da kesindi.

Birkaç saniye genç adama baktıktan sonra yengesinin söylediklerini hatırlayıp içeri girdi ve ışığı yakmadan hızlı adımlarla merdivenin bulunduğu duvara gelerek kabanların asıldığı küçük odanın kapısını açtı. Beklemeden yere eğilip küçük kilimi çekip karşılaştığı kapağı kaldırdıktan sonra merdivenleri inerken başı sallanan bir şeye çarptı ve o şeyin lambayı açmaya yarayan uzun kablolu düğme olduğunu anlayıp düğmeye dokunarak floresan lambayı açtı.

Bulunduğu basamakta, en fazla dört kişinin yan yana yatabileceği dikdörtgen odaya hızlıca göz gezdirerek baktı. Yerde duran birkaç şeyle battaniyeleri ve döşeği görerek kalan basamakları birkaç saniyede inip gördüklerinin yanına ulaştıktan sonra battaniyelerden birini alıp geldiği hızla tekrardan hem yukarı hem dışarı çıktı.

Meryem birkaç kere genç adama seslense de fark ettiği gibi adamın kendi olmadığını anladı ve eve girerek eşiğin önüne battaniyeyi serip tekrardan atın yanına gitti.

Dişlerini sıkarak ve zorlanarak bi hayli yapılı olan adamı kendisine doğru çekip arkadan sarıldığında bir an yere düşecek gibi oldu ama düşmeden sendeleyerek eşikten içeri geri geri girdi ve kendisi gibi uzun olan adamı battaniyenin üzerine nefes nefese bıraktı.

Eğildiği yerde sıklaşan nefesi ile "Neyle besleniyorsun sen böyle" diye söylenerek olduğu yerde doğruldu ve aldığı nefesi sesli bir şekilde bırakarak eşikten geçip dışarı çıktı ve ata hafifçe, birkaç kere vurarak ürküp kaçmasını sağladı.

Genç kadın anahtarı unutmadan alıp içeri girdi ve kapıyı kilitleyerek anahtarlığı tekrardan sütyenin içine bıraktıktan sonra yere eğildi. Genç adamın başının olduğu kısımdan battaniyenin iki ucunu kavrayıp kutu gibi olan odaya doğru sürüklemeye başladı.

Birkaç saniye sonra portmanto olarak kullanılan minik odanın eşiğine geldiğinde beklemeden ve bodrum kattan yayılan az bi ışıkla yerde yatan kişinin yüzüne bakmadan eğilip genç adama arkadan sarılarak bel ağrısı ile yerinde doğruldu.

Meryem saniyeler sonra ters bir şekilde odanın içerisine girip ağırlıktan dolayı titreyen bacakları ile arkasını dönüp dik merdivenlere baktı.

Hissettiği gücün kırılmamasını isteyerek fazla düşünmeden önüne döndü ve genç adamın bacakları yukarıda kalacak şekilde birkaç basamak inip tuttuğu kişiyi kendisine doğru çekti ama bir anda bacaklarının hissizleşmesi ile genç adamla beraber aşağı düştü.

"Aahh" diye ince ve sessiz bir inilti aralık dudaklarından çıktığında kendisi altta genç adam ise üstündeydi.

Birkaç saniye sırt ve bel ağrısı ile yüzünü ekşiterek öylece duran Meryem, üzerinde ki ağırlıkla nefesinin zorlaştığını fark edip genç adamın tek omuzunu iki eliyle tutarak yana doğru ittirdi ve yüz üstü yatmasını sağladı.

İlk nefesini aralık dudaklarından ve tavana bakarak sesli bir şekilde alsa da kalkıp inen göğsü ile kendisini zorlayarak ayağa kalktı ve yerde olan mumlardan birini çakmak yardımıyla yaktıktan sonra merdivene yöneldi. Ağrıyan bedeni ile kısa zamanda basamakları çıkıp ev kapısı ile küçük oda arasında ki mesafeye baktı. Kan yoktu.

Kısa zamanda geri dönerek battaniyeyi aldı ve küçük odanın kapısını kapatarak yerdeki kapağı da kapatıp küçük kilimi üzerine serdi.

Harika HasarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin