22. Bölüm

459 42 0
                                    

Kısa zaman sonra odasına dönen Kazem, Meryem'in çekinik gözlerine karşılık gülen gözlerle ortada bulunan sehpanın önüne geldi ve eğilerek doktorun bıraktığı merhemi eline alıp kızaran bilek başta olmak üzere genç kadının ayağının bir kısmına sürmeye başladı. Öğrendiği konu üzerinde durup da istemeden Meryem'in güvenini sarsacak bir şey demek istemiyordu.

"Çok ağrıyor mu."

Meryem ise daha farklı bir tepki yada söz beklediğinden içi burkulmuş tebessümle genç adamı izliyordu.

"Ağrımıyor. Senin toplantıda olman gerekmiyor muydu."

"Karşı taraf on dakika ara istedi" dese de durum tam tersiydi. Kendisi bu arayı talep etmiş, doktorun diyeceklerini birebir dinlemek istemişti.

Kazem'in açıklaması üzerine bir şey demeden hüzünlenen gözlerle kısaca başını eğen Meryeme karşılık Kazem de işine odaklı olduğundan daha başka bir şey demedi.

Genç adam birkaç dakika içerisinde dikkatle merhemi sürmüş, elastik bandajı da sararak ayağa kalkmıştı.

"Toplantı biter bitmez çıkarız."

Meryem Efkan konusunu hatırlayarak tebessümünü durdurup "Bu ayakla yüzmeyi öğrenemem zaten, erken çıkmamıza gerek yok. Başka zaman alışveriş yaparız" dedi. Hâlâ istifasını getirmemiş oluşu sinirlerini geriyordu.

Kazem ise başını olumsuz anlamda sallayarak kapıya yöneldi.

"Bu ayakla çalışamazsın da Meryem, dinlenmen gerekiyor. Ne dediysem o."

Genç adamın cevap beklemeden kapıdan çıkışını karışık düşüncelerle izleyen Meryem aldığı nefesi sesli bir şekilde bırakıp iki eliyle yüzünü sıvazladıktan sonra toplantıya katılımı olmayan Efkanı çağırmak üzere masanın köşesinde duran sabit hatta yöneldi ama hemen yanda olan çantasından telefonun çalma sesi geldiğinden çantasını eline alarak kucağına bıraktı.

Birkaç saniyede çantasından telefonunu çıkartan genç kadın bilmediği numara ile karşılaşarak aramayı cevaplandırdı ve akabinde gün içerisinde yeni tanıştığı, numarasını toplantı bitiminde verdiği, sakin sesin sahibi Süreyya ile konuşmaya başladı.

Süreyya numarasının çıkması için aradığını söylerken Meryem'in ses tonundan da bir şeyler olduğunu anladı, bileğini burktuğunu öğrendi. Geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra ise görmeyi isteyerek genç kadının ev adresini alıp aramasını sonlandırdı.

Birkaç dakikalık konuşmanın ardından kapanan arama ile telefonunu çantasına, çantasını da tekrardan masaya bırakan Meryem ikinci kez sabit hatta yönelse de çalışan kadınlardan biri elinde ki küçük tepsi ile odaya giriş yaptı.

"Geçmiş olsun" diyen kadın tebessümle birkaç adımda Meryem'in yanına gelip elinde ki tepsiyi masaya bıraktı, yerinde doğruldu. Soru dolu bal rengi gözlere karşılık açıklama yaptı. "Eczane poşetinde ilaçlarınız var, ağrı kesici içmeniz için su ve her ihtimale karşı ağrı kesici etkisi olan bitki çayı getirdim."

Meryem gülen gözlerle yanında bulunan masaya, tepsiye yöneldi ve cam kulplu bardağı eline alarak ayakta duran kadına baktı.

"Teşekkür ederim. Kazem mi gönderdi."

Kadın çalışan kısaca başını eğerek "Evet ve rica ederim" dedikten sonra izin isteyerek geldiği gibi odadan ayrıldı.

Meryem iç çekip kendi kendi gülerek bitki çayını ağır yudumlarla içmeye başladığında aklındaki her şey uçup gitmiş en son ne düşündüğünü unutuvermişti. Aklında dolanan tek şey, gülümsemesini sağlayan kişi ise bi alt katta toplantı odasında, konuşulanları dikkatle dinliyordu.

Harika HasarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin