Bir haftanın sonunda ikinci doktor seansından çıkan Meryem dışarı da bekleyen Kadirin aracına bindi, yola çıktıklarında "Taşınma işi ne oldu" dedi.
"Daha yeni toparlandık. İki güne yerleşmiş oluruz" diyen adam günler sonra alalade konuşan kadın karşısında tebessümle yola bakıyordu. Daha iyiydi ve nezlesi son bulmak üzereydi.
Günler içinin soğumasını sağlamamıştı ama istemese de alışmaya başlamış olmak kendince kahır sebebiydi Meryem için.
"Beni yeni yere götürür müsün" deyip sulanan gözlerini ovaladı, bakışlarını yanında ki cama çevirdi. "Evden ayrılmak istemiyorum ama içine girince de üzerime üzerime geliyor."
Kadirin "Eve değil yeni binaya gidiyoruz o zaman" dediğinde soru gibi gelen cümle karşısında başını olumlu anlamda salladı.
"Evet."
Bir haftadan sonra dışarı çıkma isteği güzel bir şeydi elbette, özellikle de Kazemle ilgili haberlerin son bulduğu günlerde.
İkili uzun bir süre Ankara trafiğinde yolculuk ettikten sonra dört katlı yeni çalışma yerine geldiklerinde genç kadın hayallerinin gözlerinin önünden akmaya başlaması ile içeri ilk adımını attı, tebessümle bakan gözleri fark etmeyerek Kadir'in yönlendirmeleri ile yürümesine devam etti.
Her köşede yerleşmek amacıyla bir personel çalışma halindeydi. Kimsenin yüzüne bakmasa da geçerken kolay gelsin demeyi de ihmal etmedi.
Kısa süre içerisinde ilk kata çıkıp geniş çalışma alanında etrafına bakarak yürürken Kadir sonda ve yan yana olan iki kapıyı çenesinin ucuyla gösterdi.
"Senin odan orada" deyip boğazını temizlerken Meryem'de gelen göz yaşlarını durdurmak amacıyla burnunu çekip derin bir nefes aldı.
"Hemen yanda ki Kazem'in miydi."
Kadirin "Evet" demesi yerinde durup yanında ki adama baktı.
"Bana biraz zaman verir misin."
Kadir ağlamaklı duran bal rengi gözleri birkaç saniye inceledikten sonra başını ağır ağır salladı.
"Tamam ama fazla üzülme olur mu. Daha yeni toparlanmaya başlıyorken geriye gitmeyelim."
Acı bir tebessüm atan kadın "Merak etme" dedikten sonra bakışlarını karşısına çevirip derin bir nefes aldı, ağır adımlarla yan yana duran odalara yöneldi. Arkasında bıraktığı adam ise birkaç saniye inceleyen bakışlarla ve kararsızca baksa da bir üst kata gitmek üzere geri döndü ama etrafta çalışanlardan birini ani bir durum karşısında kendisine haber vermesi konusunda uyararak.
Ağır ve geri giden adımlarını kısa zaman sonra tamamlayan kadın sol tarafta duran kapıyı yavaşça araladı, içeri baktı. Sulanmaya başlayan gözleri ilk, iki odayı birbirine bağlayan duvarın kalın camdan oluşuna takıldı. Arada ki taşıyıcı kolon dışında iki oda birbirini net bir şekilde görebiliyordu.
Birkaç saniye eşikte öylece durduğunda çantasının kulplarını sıktı ağlamamak adına ama ne kadar çabalasa da kendisinden bağımsız yaşları çoktan sessizce akmaya başlamıştı ve ağır attığı iki adımla içeri geçip kapıyı kapattı.
Her iki odanın dizaynı aynıydı. Etrafa bırakılan kutular ve temizlik dışında her şey yerli yerindeydi. Bulunduğu odanın hemen camın önünde bir çalışma masası, masanın önünde ise iki deriden yapılma siyah tekli koltuk yer alıyordu. Sol duvara bitişik geniş ve bel hizasında olan dosya ve dergi gibi eşyaların konuşması için dört kattan oluşan, koltuklarla ve masayla aynı renk olan raf dolap yer alırken kapının bulunduğu duvarın köşesinde de bir ayaklı askılık yer alıyordu. Odanın ortasında ki boş alanda ise birkaç kutu duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harika Hasar
ChickLitKader gayrete aşıktır ve gayret ettiğin kadar kaderin güzelleşir... Meryem istemediği evliliğe doğru yola çıkarken o yol bir yakının yardımı ile başka tarafa çevrilir. Evinden ve yuvasından, kına gecesinde kaçar. Başına ne geleceğini bilmeden bir...