14. Bölüm

451 52 3
                                    

Meryem birkaç kere, tuttuğu çatalını elinde çevirirken Kazem'in, evleneceği kişi hakkında imalı konuştuğunu anlayıp anlamadığını düşündü. Anladığını zannetti,  Kazem'in akıllı olduğunu biliyordu keza anlayıpta bu tepkiyi veriyorsa zannettikleri kadar yakın olmadıkları kanısına vardı. Daha yumuşak karşılık verebilirdi. Konuşmasına bile fırsat vermeden kalkıp gittiyse kesin anlamış gözüyle baktı genç kadın.

Meryem kaçan iştahıyla çatalını tabağına bırakıp oturduğu yerden kalktı ve çıkışa yöneldi. Canı sıkılmış, ağlamaklı hissediyordu kendisini. O genç adam için bir şeyler yapmayı isterken Kazem'in bu tavrı zoruna gitmişti.

Genç kadın ağlamaklı gözleri ile kısa zaman sonra restorandan çıkıp şirkete doğru yürümeye başladı. Kendisini aptal gibi hissediyordu, Kazeme kendisini yakın görmek, öyle hissetmek aptallık gibi gelmişti. Ailesi bile kendisini düşünmezken Kazem'in düşündüğünü zannetmişti ama yanıldığını görebiliyordu.

Genç adamın bu tavrına karşılık ağlamaklı gözleri ile uzun binadan içeri girecekken güvenlikte olan bir adam yanına geldi ve durmasını sağlamış oldu.

"Meryem hanım değil mi."

Meryem burnunu çekip "Evet, siz kimsiniz" dedi.

"Beni Kazem bey gönderdi, arabasının anahtarını bıraktı. Sizi eve götürmek için burada bekliyor olacağım."

Genç kadın alt dudağının içeriden ısırarak burnunu dikleştirip "Gerek yok, ben kendim giderim" dedikten sonra adamın konuşmasına mahal vermeden yürümesine devam ederek kapıdan girişini yapsa da konuşan kişi yanında gelmeye başlamıştı.

"Israr ediyorum."

Meryem sinirli bir nefes alarak öğle arasının daha bitmediği, boş olan binada yönünü asansörlerin olduğu tarafa çevirdi. Yanında ki de emir kuluydu farkındaydı.

"Teşekkürler, yarım saat sonra gelmiş olurum."

Adam "Peki" diyerek yürümesini geriye doğru çevirirken genç kadında saniyeler sonra zemin katta bulunan asansör kabininin düğmesine bastı ve açılan kapıdan içeri girerek bulunduğu katın numarasına dokundu.

Çeşitli duygular içerisine girmişti. Yirmi beş yıllık hayatının son bir buçuk ayı dışında baskı altında yaşamış ve tek bir arkadaşı bile olamamıştı. Şimdi ise tek arkadaşı kendisine resti çekmişti, sormadan konuşmadan...

Meryem titreyen gözleri ile bulunduğu kata geldikten sonra yaklaşık yirmi dakika içerisinde hem öğleden sonra hem de yarın olan Kazem'in görüşmelerini ileri tarihlere erteledi. İşi bittiğinde de beş dakika önce mesaiye kaldığı yerden devam eden arkadaşlarından bazıları masasının önüne geldi.

Sılanın işi bıraktığını öğrenmişlerdi ve iki kadın aynı masayı paylaştıklarından dolayı Meryem'inde haberi olacağını düşünmüşlerdi ama Meryem de sebebini bilmediğini dile getirerek Efkan'ın özel olarak konuşma isteğini isteksiz bir şekilde reddedip ajandasını çantasına koyarken çalışanlardan birkaçının aynı masada toplandıklarını görüp gözlerini kısarak baktı.

Beş altı kişi aynı telefonun ekranına bakarak kısık sesle ama şaşkın nidalarda konuşurken genç kadın ara ara kendisine kısa anlarda dönen gözlerle çantasını kapatıp eline aldı ve gruba doğru yürümeye başladı.

"Telefondan neye bakıyorsunuz."

Telefonun sahibi olan adam ekranı kapatıp cebine bırakırken Efkan da oturduğu yerden kalkıp bi Meryeme birde çalışma arkadaşlarına bakarak gruba doğru yürümeye başlamıştı.

Harika HasarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin