Kahvaltının ilk dakikaları sessiz geçse de birkaç dakika sonra sessizliği bozan Cemil bey oldu. Yeğenine gülümseyerek bakıyor ara ara yengesini de süzüyordu.
"Bakıyorum da annen yanına geldi diye baya bi mutlusun Meryem."
Muhatabı olan kadın gülümseyerek hafifçe başını eğip lokmasını bir yudum çay ile mideye gönderdi.
"Öyle, mutluyum tabii" derken annesinin gülen yüzüne baksa da bakışları otomatik olarak karşısında ki adama kaymış ve mavi gözlerle göz göze gelse de bakışlarını çabucak amcasına çevirmişti. "Bugün de kalacaksınız değil mi."
Amcası başını olumsuz anlamda sallarken iki yanında olan kuzeni Medine "Yüksek lisans için hazırlanıyorum, biliyorsun. Başka zaman daha uzun kalmak için sizi rahatsız edelim hem dönüş biletlerimizi buraya gelmeden almıştık" dediğinde Meryem tebessüm etti.
"Ne rahatsızlığı siz gelin de" deyip kuzenin de olan bakışlarını eşine çevirdi. "Biz memnun oluruz değil mi."
Kazem çatalında ki lokmayı almadan "Tabii" dedi.
Masada ki konuşma muhabbete dönüşürken Meryem'in yüzünde açan gülleri herkes fark etmişti ama bu durumu annesinin gelişine yormuşlardı. Bir ara genç kadın dalıp gitse de çabucak kendisini toparlamış kaldığı yerden neşe saçmaya devam etmişti.
Kahvaltı bitiminde Cemil bey ve ailesini uçağa bindirmek üzere havalimanına doğru yola çıktıklarında dün akşam yardımcı olan Kadir gelmiş orta yaşlı adamı ailesiyle beraber aracına alarak Kazemle peş peşe araçlarla yola çıkmışlardı.
Havalimanına giden yolculuk esnasında Meryem eşinin yanındayken Ayşe hanım arka koltukta orta kısımda oturuyordu. Biraz sessiz ve içine kapanmıştı. Onun bu hâli kızı tarafından fark edilse de genç kadın sesini çıkarmamıştı. Annesinin biraz zamana ihtiyacı olduğunu biliyordu, kolay değildi bazı şeyleri atlatmak hele ki boşa giden bir ömür olduğunu fark etmesi... bunu atlatması biraz zaman alacaktı farkındaydı.
Yaklaşık bir saat içerisinde trafik dahilinde havalimanına giden yolu tamamlayan iki araç Cemil bey ve ailesini yolcu ettikten sonra dönüş yoluna geçmişler, ilk adres olarak genç adamın dünden görüştüğü boşanma avukatına bir buçuk saat içerisinde varmışlardı.
Ayşe hanım kadın avukatla karşılaşınca bir kez daha pişmanlıkla oturduğu yerde omuzlarını düşürse de başından geçenleri, avukatın bilmesi gereken yerleri ve dünden aldığı raporları vererek anlatmaya başladı. Anlattıkça içinde büyüyen 'ben bu duruma neden katlandım, neden kızımın da katlanmasına izin verdim' soruları büyüyor, pişmanlıkları dağ gibi bir hâl alıyordu.
Yakın zamana kadar kız çocuğu okutulmaz düşüncesindeyken şimdi okumuş kızı ve okumuş bir başkasının kızı kendisine yardım ediyordu...
Bir saatlik görüşmenin ardından boşanma dilekçesi hazırlanmış, notere giderek vekâlet verilmişti. Bir ara iş yerinden aranması sonucu alışveriş işini bir saat erteleyen üç kişi şirkete giderek bulundukları kata çıkmışlardı.
Meryem annesini kendi masasına oturtup "Ben hemen geliyorum" derken Kazem de evrakla yanına gelen bir personelle odasından içeri giriş yapıyordu.
Ayşe hanım ilk defa büyük bir kente ve o kentte büyük bir binaya girdiğinden biraz kendisini tuhaf hissetmiş kendisine bakan kişilere gözlerini kaçırarak bakarken "Tamam kızım" demişti.
Genç kadın çalışanlardan birine annesine su getirmesini söyleyip eşinin odasına geçti, masanın arkasında ayakta duran adamın yanına giderek evrağı kısık gözlerle hızlıca okumaya başladı. Saniyeler sonra ise genç adamın kendisine uzattığı birkaç kâğıdı aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harika Hasar
أدب نسائيKader gayrete aşıktır ve gayret ettiğin kadar kaderin güzelleşir... Meryem istemediği evliliğe doğru yola çıkarken o yol bir yakının yardımı ile başka tarafa çevrilir. Evinden ve yuvasından, kına gecesinde kaçar. Başına ne geleceğini bilmeden bir...