Kazem, yaklaşık on dakika duyduğu seslerin kesilmesini ve Meryem'in gelmesini tanımlayamadığı yada tanımlasa da kabullenemediği duygularla bekledikten sonra genç kadın kaynattığı nane limon ve merhemle, pijamalarını giyinmiş bir şekilde odadan içeri girip genç adamın yanına geldi.
"Bunu iç" diyen kadın elinde ki kulplu bardağı Kazeme uzattı ve yatağın köşesine oturdu.
Genç adam sırtını verdiği yatak başlığından ayrılarak kısaca öksürüp tebessümle bardağı alarak ilk yudumunu aldı.
"İnsanın her gün hasta olası geliyor."
Meryem ağzı kapalı gülümserken Kazem bal rengi gözlerin güzelliğine ve o gözlerin ara ara çekinerek başka yerlere kaymasına baktı. Her halinden belliydi aynı yatakta yatma fikrinden dolayı utandığını ama önerisinden de pişman değil gibi duruyordu.
"Aman hastalanma Binbaşı, yığılır kalırsan kaldıramam da. Bir kere kaldırdım ama o gücü tekrar kendimde bulabileceğimi zannetmiyorum."
Kazem ikinci yudumunu alıp yumuşak bakışlarla "Sen istersen her şeyi başarırsın Meryem, sadece azmini kırmışlar o kadar ama benliğinde güçlü bir kadın var, yılmayan" dediğinde Meryem iltifat karşısında gülümsedi.
Genç adamın yanındayken kendisini daha güçlü hissediyordu. Kazem ona içinde ki cevheri her fırsatta gösteriyor gibiydi, ailesinin aksine genç adam önemli olduğunu hissettiriyordu.
"Teşekkür ederim."
"Asıl ben teşekkür ederim" diyen Kazem sesli bir nefes alarak ilk önce merheme daha sonra genç kadına bakarak bir yudum daha aldı. "Ben sana süreyim ama sen bana sürme gerek yok."
Meryem iki kaşını kaldırarak başını sağa sola sallayıp "Olmaz, senin sırtın daha kötü. Asıl bana gerek yok" deyip ayağa kalktı. "Şimdi arkanı dön, sen içerken bende süreyim."
Kazem içinden kendisine karşı küfürler savurup bardağı komodinin üzerine bıraktıktan sonra tişörtünü çıkartıp ufak hareketle yatakta döndükten sonra sırtını genç kadına çevirmiş oldu ve akabinde bıraktığı bardağın uzatılması ile alıp içmeye devam etti. İçerken de yudumları büyük olsa da sıcaklığı içinde ki sıcaklıktan dolayı hissedemiyordu.
"Ben de sana süreyim o zaman."
Meryem yatağa oturarak merhemden biraz alıp genç adamın sırtına sürmeye başladığında "Şimdi hasta olan sensin ben değilim. Nane limonunu soğutmadan iç de işe yarasın."
Kazem bir yudum daha alıp dişlerini birkaç saniye birbirine bastırdı.
"Ya hep ya hiç. Bende sana süreyim olmaz öyle."
Genç kadın gülümseyerek işine devam ederken "Maşallah Türk diline baya bi hakimsin" dediğinde Kazem de kısaca gülümsedi.
"Eh işte biraz. İskenderiye kütüphanesini duymuşsundur."
Meryem "Evet duydum" dediğinde genç adam konuşmanın aklını dağıttığını anlayıp devam etti.
"Baya büyük ve her dilden kitap mevcut. Operasyonlara çıkarken uzunca bir süre şehre dönemediğim için kafa dağıtmak amacıyla çok okurdum. Türkler hakkında da eski ve yeni bilgilerin hemen hemen hepsini okudum. Atasözleri ve deyimler kitabı da dahil."
Genç kadın saniyeler sonra merhem sürme işini tamamlayıp elini çektiğinde "Eminim ki bizim hakkımızda bilmediğin bir şeyler illa ki vardır" dediğinde Kazem de tebessümle nane limonundan son yudumu alıp önüne döndü ve boşalan bardağı komodinin üzerine tekrardan bırakarak tişörtünü saniyeler içerisinde giyindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harika Hasar
Chick-LitKader gayrete aşıktır ve gayret ettiğin kadar kaderin güzelleşir... Meryem istemediği evliliğe doğru yola çıkarken o yol bir yakının yardımı ile başka tarafa çevrilir. Evinden ve yuvasından, kına gecesinde kaçar. Başına ne geleceğini bilmeden bir...