Half Blood Witch

Melez Cadı ve Othrys Dağı(7)

Selamlarr

Önceki bölümde bölüm sonunda sormuştum ama muhtemelen çoğunuz oraları okumadan geçiyorsunuz o yüzden bir daha soracağım çünkü biraz sıkıntı çekiyorum o konuda

Görmek istediğiniz tanrı, canavar, sihirli yaratık ve ufak sahneler varsa lütfen buraya yazın(özellikle canavar çünkü bulamıyorum ben)

İyi okumalar ♥️♥️♥️

Bölüm Yedi: Hayatım Yolunda Gidiyor- Her Şey Mahvolana Kadar

Roma Kampı'nda tüm günüm dışarıda antrenmanla geçtiği için Hogwarts mektubumun gelişini maalesef kaçırmıştım, Annabeth'in sabah geldiğini söylediği mektuba bakabildiğimde saat gece yarısına geliyordu. Percy ve Annabeth mektuplarımı bensiz açıp okumayacak kadar saygılı olsalar da koltuğa zarfla yayıldığımda iki yanıma yerleşmelerinden ne kadar meraklı oldukları belli oluyordu.

Annabeth bir yandan bana kendi sıktığı  meyve suyunu içirmeye çalışırken bir yandan da pek saklayamadığı sabırsızlıkla gözlerimin içine bakıyor mektubu açmamı bekliyordu, Percy saçlarımla oynarken normalde olduğundan çok daha yakınıma girip mektubu sorun yaşamadan okuyabileceği bir konum bulmaya çalışıyordu.

Öyle bir disleksisi varken büyüteçle baksa bile rahat okuyamazdı ama meraklı yüz ifadesi çok tatlı olduğundan bunu ona söylemeye içim el vermemişti.

Mektup diğer yıllardan aşırı farklı değildi; beni okula beklediklerini yine kibar bir dille söylüyordu ve yine Profesör Longbottom'ın imzasını taşıyordu, ayrıca her mektubum gibi bu da Hermes sayesinde bana ulaşmıştı. Tanrılarla aramdaki zaten zayıf olan bağlar Canavarlar Denizi ve sonrasında olan her şey yüzünden epey zarar alsa da hatta kopmanın eşiğine gelse de- en azından benim gözümden öyleydi çünkü onların çoğu şeyi umursamadıkları gibi bunu da umursamadıklarına emindim- Hermes'in bana böyle yardımcı olması beni mutlu ediyordu.

Zorla tanrılara adadığım akşam yemeklerinde ismini saydığım birkaç tanrıdan biri olmasının nedeni de buydu.

Her neyse mektupta farklı olan şey bu yıl için seçtiğim ek derslerdi, ayrıca alınacak şeylerin listesi de bu dersler yüzünden öncekilerden daha uzundu ama asıl önemli olan bunlar değildi. Asıl önemli olan her zaman heyecanla beklediğim mektubu bu sefer çok daha büyük bir heyecanla bekleme nedenim olan izin kağıdıydı.

Hogsmeade'e yapılacak geziler için imzalanması gereken izin kağıdı.

Percy ve Annabeth geziden haberdardı. Onlarla akşam yemeği yediğim bir gün okuldan bahsederken bu yılımda yapılmaya başlanacak gezilerden bahsetmiştim.

Yani çok da bahsedememiştim çünkü benim bilgi kaynağım da üst sınıflardı ve Hogsmeade söz konusu olduğunda hiçbir üst sınıf düzgün bilgi veremiyordu. Hogsmeade'i açıklamak için 'Büyüleyici!' ve 'Harika bir yer!' tarzı cümleler kullanıyorlardı, bu cümleler heyecanımı beslemeye yarasa da Hogsmeade hakkında bilgi verdikleri çok söylenemezdi.

Yani demek istediğim şey ikisinin de bu gezilerden haberdar olduğu ve benim gibi bu belgeyi heyecanla bekledikleriydi. Kağıdı doğru düzgün okumadan imzalayıp bana her yeri güzelce anlatma sözü verdirmişti Percy, dışarıda bir yerde tamamen büyücülerden oluşan bir köy olduğu fikri onun da Hogsmeade'i çok merak etmesini sağlamıştı.

Rose etrafın güzel fotoğraflarını çekerken ona Hogsmeade'i anlatmanın çok da zor olmayacağını düşünüyordum, büyülü Polaroid kamerasıyla çektiği her hareketli fotoğrafın birkaç kopyasını alacaktım ve bir sonraki mektubumda onlara yollayacaktım. Yollayamadıklarımı da yazın yanlarına gittiğimde onlara gösterecektim.