DÖNDÜMMM
Geçenlerde percy jackson resimlerine bakarken percy kız olsaydı temalı bir resim gördüm dedim ki percy kız değil ama benim thea'm var yani tam thea değil ama eppey beziyor
Bölüm Bir: Yedi Yıl Sonra Falan Dermişim.... ŞAKAAAA
Kılıcımı hızla diğer elime geçirip Percy'e savurduğumda eğilen Percy darbeden kurtuldu ve benden uzaklaştı. "Güzel ama sağ elindeki kadar değil, tekrar dene."
Tekrar dene, diye fısıldadı bir ses usulca zihnime.
Bu antrenman asla bitmeyecekti, asla!
"Yoruldum." diye sızlandım yorgunluktan titreyen bacaklarımla ayakta durmakta zorlanırken. "Bitsin artık."
Çünkü sabahın köründen beri burada durmadan dinlenmeden su içmek ve tuvaletimizi yapmak dışında mola vermeden çalışıyorduk. Durmadan, mola vermeden kısmına dikkat çekiyorum. Yılmış, bitmiş, hayattan nefret eder hale gelmiştim. Şu pozisyonda, batan güneşin turuncu kollarının bulunduğumuz alanı çevrelediği bu alanda tekrar denemekten başka istemediğim hiçbir şey yoktu.
Ama istediğim çok şey vardı.
Mesela bir banyo, yemek, uzun bir uyku, diğerlerine yazacağım mektupların başlangıcını düşünmek ama tekrar denemek...
Ah hayır, hiç sanmıyordum.
"Senin okulun her gün var ve sen her gün sabahın köründe kalkıp bir sürü büyüyle ilgili derslere giriyorsun sonra onların sınavlarını oluyorsun ayrıca okul yılı boyunca milyon tane ödev yaparken milyon tane uygulamalı dersten de minik puanlar alıyorsun veya kaybediyorsun ben sana bunların yarısını bile yapmıyorum."
"Sen benim abimsin." dedim bu geçerli bir nedenmiş gibi. Aklımda Percy'nin bana özel kurduğu bir okul vardı ve o okulun işleyiş şekli hiç hoşuma gitmemişti. "Hogwarts Profesörleri değil hem beni koca bir yıl boyunca okulda olduğum için göremedin ve gördüğünde de yapmak istediğin şey antrenman mı?"
Ölene kadar yorma sistemi üzerine kurulmuş bir antrenman daha doğru olurdu ama o cümle bana çok uzun gelmişti. Söylemeye halim yoktu. "Bence bir çocuk yap ve bu yaratıcı eziyetlerini onun üzerinde uygula, ben de ne olur artık dinleneyim."
"Tamam," dedi bana acıyan Percy gülümserken, ki bu gülümseme eğer Annabeth'in yerinde olsaydım delirmeme neden olacak bir gülümsemeydi. "Şimdi beni iyi izle." Kafasını ilerideki bankta oturan Annabeth'e doğru çeviren Percy ellerini ağzının yanına koydu. "Annabeth, Thea yiğen istiyormuş!"
Annabeth'in beyaz teni yavaşça pembeleşirken pis pis sırıtan Percy'e tehlikeli bir bakış atıp bana bakmaktan kaçındı. Böyle şeyleri benim yanımda bahsetmekten tam anlamıyla nefret ediyordu. Zaten bazen benden çekindiğini düşünmeden edemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Half Blood Witch
Fanfic*Harry Potter Lanetli Çocuk ve Apollon'un Görevleri kitapları yok sayılarak yazılmıştır* Selam Muggle! Eğer burayı okuyorsan ya can sıkıntısında benim hayatıma adım atmak üzeresin ya da Percy Jackson veya Harry Potter'a aşık. Demek istediğim herkes...