Melez Cadı ve Othrys Dağı(9)

459 36 184
                                    

İyi okumalar canlarım 💜💜💜

(Bölümü yayınlamam çok uzun zaman aldığı için isterseniz bir önceki bölümü kontrol edin direkt ondan sonrasındayız çünkü)

Bölüm Dokuz: James'in Akrabasına Gece Ziyareti Yapıyoruz

Geride birilerini bırakmak berbat bir histi. Planın daha en başından yanlış gittiğini göstermesinin yanında aynı zamanda duygusal olarak da sarsılmana neden oluyordu.

Önce bir şekilde Albus elimden alınmıştı ve şimdi de bir şekilde Jane ve Scorpius geride kalmıştı.

Bir şeyleri yıkıp dağıtmak isteyen duygularım sessizleşip yerini soğuk bir sakinliğe bıraktığında derin bir nefes aldım. Şu an panik yapamazdım, kendimden şüphe duyamazdım, bocalayamaz, duygularıma kapılamazdım. Sakin kalıp ilerlemeye devam etmeli ve Albus'a ulaşmalıydım.

Jane ve Scorpius'a güvenecektim.

Ve bu göreve James ve Rose'la devam edecektim. Tam olarak görev sayılmazdı gerçi bu ama...

Şimşeklerin aydınlattığı odada arkadaşlarımda göz gezdirirken bir şekilde üç kişi kaldığımızı fark etmiştim. Evet, belki mantıklı düşününce görev sayılmazdı ama bir şekilde görevmiş gibi hissettiriyordu. Bu yolculuğa üç kişi çıkmamız belki de çok daha iyi olmuştu.

"James, Rose." dedim kendimden emin sesimle. "Bırakın üzülmeyi kaybedecek bir dakikamız bile yok. Harekete geçmemiz gerekiyor. Yakalanırsak Jane ve Scorpius'un geride kalmalarının hiçbir anlamı olmayacak."

Rose'a ait olduğunu düşündüğüm birkaç titrek nefes odaya dağıldıktan sonra Rose burnunu çekti. Sonra da çantasından bir şeyi çekip aldı ve düğmesine basıp odayı tamamen aydınlatamasa da çoğunlukla aydınlatan bir feneri açtı.

"Haklısın." demişti yavaşça. "Şimdi ne yapacağız?" James kafasını sallayıp kendine gelmeye çalışırken gözlerimi sonunda aydınlanan odada gezdirdim. Küf kokan odanın her yüzeyinde hatta yüzey olmayan yerlerinde bile toz vardı, tavana yakın bir yerdeki küçük camdan içeriye dışarıdaki fırtınanın ışıkları giriyordu. "Önce buradan çıkacağız." dedim etrafa kısaca bakıp. "Buranın adı ne demiştiniz?"

"Borgin ve Burkes." dedi James sonunda sessizliğini bozup. "Knocturn Yolu'ndaki yıllar önce kapatılmış bir dükkan. Karanlık şeyler satıyormuş, o yüzden herhangi bir şeye dokunmadan ve geri dönüşü olmayacak şekilde lanetlenmeden önce dediğini yapıp buradan çıkalım."

Rose ışığı yerdeki bir zamanlar siyah olan ama tozla griye dönmüş sandıklarda gezdirdi. "Şuradan." dedi kısa süre sonra. Gösterdiği yer daha büyük bir alana açılan kapı şeklinde bir boşluktu. Öne geçip fenerinin tamamen aydınlatmaya yetmediği karanlığa yürüdüğünde peşine takıldım. Bir elim avucumdaki düğmenin üstündeydi henüz bastırmıyordum ama gerektiği an asamı elime alabilirdim.

Tyson'ın yaptığı ve bana doğum günü partimde verdiği garip eldiven sağ elimde takılıydı. Kolumun iç kısmına asamı yerleştirebileceğim siyah kayışlarla yapılmış bir düzenek elimdeki eldivene bağlıydı. İşaret parmağımla avucumdaki düğmeye basarsam asa mekanizmadan direkt elime fırlıyordu. Tyson ilk yılın sonunda ona asayı taşımanın kolay olmadığını ve neden kolay olmadığını uzun uzun anlattığım konuşmamdan sonra bana böyle bir hediye yapmıştı. Daha önce kullanamamıştım ama koluma sarılmış materyal sanki oraya aitmiş gibi hissettiriyordu.

Half Blood WitchHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin