Melez Cadı ve Kayıp Kahin(3)

1.1K 90 104
                                    

İyi Okumalar

Bölüm Üç: Avcılarla Bayrak Kapmaca Fikrinin Sahibi Olarak Tüm Suç Kheiron'un!

Bazı insanlarla geçinmek çok zordur, bazı insanları sevmek ve onlarla anlaşmaksa neredeyse imkansızdır. 

Thalia Grace de benim için o insanlardan biriydi işte. Percy'nin ve diğerlerinin arkadaşı olduğunu, Jason'ın ablası olduğunu ve Leo'nun amansızca aşık olduğu kızlardan biri olduğunu biliyordum ama bana göre Thalia benden ne kadar uzaksa o kadar mutlu olduğum biriydi. Benim kamptaki ikinci yılımda buraya gelmiş ve başlarda benimle konuşmaya çalışmıştı. 

Sonra benim Percy gibi olmadığımı anlayıp pes etmişti. Etmeliydi de ben cidden Percy gibi değildim bana ne yapacağımı söylemesine falan izin verecek değildim ve Percy'nin arkadaşı olması da zerre umurumda değildi. O kazanmak istiyorsa ben de istiyordum. 

Akşam yemeği yerken gözlerimi avcıların oturduğu masaya bakmamak için tabağıma dikmiş arada bir kaldırdığım gözlerimle Kheiron'a kınayıcı bakışlar atmıştım. Aramızdaki husumeti en iyi o biliyordu ve buna rağmen bayrak kapmaca oynamayı kafaya takmıştı. Percy yemeğini öylece yerken arada benim Kheiron'a attığım bakışlara gülecek gibi olsa da ona döndüğüm an sessizleşiyor ve tabağıyla oynamaya başlıyordu. 

En azından içim rahattı çünkü bana Annabeth gibi neden Thalia'yı sevmediğimi sormamıştı. Sanki tahmin edebiliyordu nedeni ama yine de ben sormadığım için içinde tutuyordu. Kheiron ayağa kalktığında yediği kola kutusunu öylece masaya bırakan Alvin heyecanla dinlemeye başladı. "Biliyorsunuz bu akşam bayrak kapmaca oynayacağız."

"Maalesef." diyen sesim herkesin bana dönmesine neden olsa da kimseye bakmadan Kheiron'a bakmaya devam ettim. Bay D. zevkle kolasını içmiş pis pis sırıtmıştı. "Normalde olsa melezler ve avcılar karşı karşıya olurdu ama sayılar eşitlensin diye avcılara melezlerden bir kaçı da katılacak."

Söylenmeler başlarken tiksintiyle suratımı buruşturmuştum. Thalia'ya dönen gözlerim onun elektrik mavisi gözleriyle çakışınca onun da benimle aynı surat ifadesine sahip olduğunu görmüştüm. "Gerek yok Kheiron." dedi Thalia. "Biz yalnız da savaşırız." 

Gözlerim devrilmiş sinir bozukluğuyla geri Kheiron'a dönmüştüm. Her dediği o kadar sinirimi bozuyordu ki o siyah saçlarını yolasım geliyordu, içimdeki çirkefliği uyandırıyordu. "Bu tartışmaya açık bir konu değil." 

Kheiron somurtan melezlerde ve avcılarda gözlerini kısaca gezdirdikten sonra ellerini birbirine vurdu. "Ares Kulübesi ve Avcılar iki takımın yöneticileri." Ares'in çocuklarından heyecan dolu haykırışlar yükseldiğinde Annabeth de dahil tüm Athena melezleri dehşet içindeydi. 

Ne yalan söyleyeyim ben de şaşırmıştım, Kheiron'un onları takım kaptanı yapacağına neredeyse tüm Drahmilerimi yatırabilirdim, neyse ki böyle bir iddia olmamıştı. "İçinizden birini seçin sonra sırayla seçim yapacaksınız, ev sahibi oldukları için seçim hakkı Ares Kulübesinde."

Thalia beklemeden ayağa kalktığında onu Ares kulübesinin danışmanı olan Austin izledi. Tüm Ares çocukları nasılsa o da öyleydi. İri yarıydı, korkutucu bir zorbaydı ve yeni gelenlere tuvalet seremonisi yapmayı çok seviyordu, asker tıraşı olmuş koyu renk saçları ve çenesinde yara izi olan bir yüzü vardı. "Jackson'ı alıyoruz!"

Thalia gülüp somurtan suratını bozdu ve zaferle resmen şakıdı. "Athena kulübesini alıyoruz. Gerçekten de elindeki şansı öylece ittin mi yani?" Onun sataşmasına alayla bakan Austin dudaklarını araladığında Thalia tekrar konuştu. "Biz bir ordu aldık, sen tek kişi." 

"Saçmalık." dedi Austin. "Jackson tek başına bir ordu eder." Athena kulübesi kalkıp avcıların yanına geçerken ben de kalkıp Austin'in yanına geçtim. Ben giderken Percy Annabeth'e gözlerini kısıp bakmış iki parmağını önce gözlerine sonra ona doğrultmuştu. Sanırım bu artık düşmanız falan demekti. 

Half Blood WitchHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin