Melez Cadı ve Ölüm'ün Kapıları(11)

1.1K 119 38
                                    

İyi okumalar :D

Bölüm On Bir: Harry Potter Bana Saatlerce Ders Anlatsa Dinlerim ÖRNEK AL OLİVİA COX

Omzumu dürten parmağa sırtımı döndüğümde üzerimdeki örtü bacaklarıma dolandı ve o kadar büyük bir sıcaklık vücudumu sardı ki sıcak yüzünden titredim. Bu sefer sırtımdan sanki biri melodi tutturuyormuş gibi dürtüldüğümde birinin iç çektiğini duydum. "Kibarlık da bir yere kadar." dedi tanıdık bir erkek sesi ben tekrar uyumak üzereyken. 

Kulağıma birinin nefesi vurdu ve ardından derin bir çığlık kulağımda patladı. Çığlık atarak yattığım yerde sıçradığımda zaten yarısı yere kaymış olan battaniye beni aşağıya çekti yüksek gürültü çıkartarak yere yapıştım. "Çok özür dilerim, çok özür dilerim. Bu kadar korkacağını bilemedim." 

Ben şaşkın gözlerle etrafa bakarken James özürlerini sıralarken hızla yanıma gelmiş beni iki kolumun altından kavrayarak yerden kaldırmıştı. "Uyurken senin kulağına ben çığlık atayım bakalım sana ne oluyor? Aptalsın James." Dominique James'e aniden çıkıştığında ikisine halsizce baktıktan sonra koltuğa yaslanıp kulağımı ovaladım. 

Ne dediklerini neler konuştuklarını anlayamıyordum. Bastıran uykumla gelip Ortak Salon'da bir koltuğa kıvrıldığımdan sonrası bende yoktu. Ne kadardır uyuyordum bilmiyordum ama uyumadan önceki halimden biraz daha dinç hissetsem de hala yorgun hissediyordum. 

"Çok özür dilerim gerçekten, Dominique seni uyandırmakta başarılı olamayınca sıkıldım. Bu kadar korkacağını düşünemedim." Kafamı iki yana salladığımda çınlayan kulağım suratımı buruşturmama neden oldu. "Sorun yok. Saat kaç?" James dediğimi pek geçerli bulmamış olacak ki kahverengi gözleriyle aynı pişmanlıkla bana bakmayı sürdürdü. Onu itip bakış açımdan çıkartan Dominique kolundaki saatte bir bakış attı. "Aslında seni bu yüzden uyandırdık çünkü yaklaşık beş dakika sonra sanırım dersin var."

Sıcaktan yanıyormuş gibi hissettiğim yanaklarıma bastırdığımda gözlerim tekrar kapanmıştı. Ağzımda kuru bir tat vardı ve yorgun hissediyordum. "Hasta mısın?" diye sordu Dominique endişeyle elini alnıma uzatırken. Kafamı iki yana sallasam da elini alnıma koymuştu ve James gelip önümde yere oturmuştu. "Vay canına." dedi James dikkatle beni süzerken. "Gözlerin kızarıkken çok garip duruyor. Ağladın mı?"

Acıyan gözlerimi ovup kafamı iki yana salladım. Yalandan kim ölmüştü sonuçta. "Yorgunum biraz ama hasta değilim merak etme." Dominique elini geri çektiğinde James kaşlarını çatıp ona baktı. "Neden elinle bakıyorsun annem hep alnımızı öperek kontrol eder ateşimizi."

O kadar irkildim önümde duran Dominique bu ani korkum karşısında geriledi. Diken diken tüylerime bastırırken dediği şeyi zihnimden atmaya çalışıyordum. Annesi olmasının saçma yanı yoktu, herkes benim gibi değildi. "Sen cidden iyi değilsin bence seni bir..."

"Cidden iyiyim." dedim tek elimi daha inandırıcı olmak için havaya kaldırırken. "Sadece birden irkildim. Gitsem iyi olur hem, bu arada Karanlık Sanatlara Karşı Savunma sınıfı nerede biliyor musunuz?" İkna olmasa da inadımı kıramayacağını anlayan Dominique iç çekip James'e baktı. "Ben seni götürürüm." demişti onun bakmasına gerek kalmadan James bana bakarken. "Babamla olan ilk dersini kaçırmanı hiç istemem."

Kafamı sallasam da ona cevap vermedim. Ben de kaçırmak istemezdim. Dominique beni insana benzetirken yerde duran çantamdan son ders olan K.S.K.S eşyalarını alan James asamı görmek için etrafa bakındığında minik bir sehpayı işaret edip asamı gösterdim. O arada Dominique saçlarımı örüyordu. "Saçlarına bir şey kullanıyor musun? Çok canlılar."

"Tanrı aşkına Minique saçına başlatma şimdi ders geç kalacak." 

Arkamda duran kız buna tahminimce göz devirdiğinde James ona dil çıkardı ve asamı eline alıp incelemeye başladı. "Bitti." dedi Dominique eserini gururla inceleyerek karşıma geçerken. "Bir ara şu saçların hakkında konuşalım olur mu?"

Half Blood WitchHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin