Half Blood Witch

Melez Cadı ve Ölüm'ün Kapıları(6)

Bilgilendirme: Karakterleri bilmiyor olabilirsiniz diye kısa bir bilgilendirme yapayım dedim.

Teddy Lupin: Remus ve Tonks'un oğlu, Harry'nin Vaftiz oğlu, Metamorphmagus, Victoire'nin sevgilisi. 

Victoire Weasley: Bill ve Fleur'un kızı, Dominique'nin ablası, Teddy'nin sevgilisi

Dominique Weasley: Bill ve Fleur'un kızı, Victoire'nin kardeşi.

(Bill ve Fleur'un bir çocuğu daha var bu arada ama o daha kitaba gelmedi)

Fred(2) Weasley: George Weasley ve Angelina Johnson'un oğlu, (Gerçekte öyle mi emin değilim ama bende ikizler) Roxanne Weasley'in ikizi

Roxanne Weasley: George Weasley ve Angelina Johnson'un kızı, Fred'in ikizi

Molly(2) Weasley: Percy Weasley ve Audrey'in kızı, Lucy'nin ablası

Lucy Weasley: Percy Weasley ve Audrey'in kızı, Molly'nin kardeşi

Rose Weasley: Hermione ve Ron'un kızı

Hugo Weasley: Hermione ve Ron'un oğlu (daha gelmedi)

James Sirius Potter, Albus Severus Potter ve Lily Luna Potter'dan bahsetmeme gerek yoktur. 

Scorpius Malfoy'dan da.

Bölüm Altı: Pekala Hogwarts Benim için Bile Oldukça Hareketli

Gözlerimi ovalayarak oturduğum masada tüm konuşmalar kulağıma boğuk birer uğultu halinde geliyordu. Gece pek uyuyamamıştım o yüzden uykum vardı. Jane yanıma benimkine benzeyen bir suratla oturduğunda oldukça enerjik duran Albus ikimize de gülerek baktı. 

"Jane bardağına az önce fındık attın, farkında mısın?" Jane şişmiş suratını ona çevirip anlamayarak kaşlarını çattığında ben onun kadar berbat halde olmadığım için güldüm. İlk gün için gerçekten oldukça hazırdık. Albus da benim gibi gülerken Rose denilenin doğruluğunu test etmek için kafasını okuduğu kitaptan kaldırıp içinde portakal suyu olan bardağa baktı. 

"Biber de atabilirdi." dedi yanımıza aniden yerleşen Dominique. Saçlarını garip bir topuz yapmıştı ve kolunda da oldukça kalın bir kitap vardı. "James bir keresinde uyku sersemi burada otururken vişne suyuna biber attı, o günü unutamıyorum."

Bu sefer Jane bile olayı anlayıp gülmeye başlayınca  birkaç bakış bize döndü. Sonunda gülüşmeler bitince az az birkaç parça şeyden yedim. Sonunda gerçekten de kendime gelebilmiş akıl sağlımı normal haline döndürebilmiştim. "İlk dersimiz Biçim Değiştirme." dedi Rose portakal suyunu yudumlarken programa eğilip. Kafasını geri havaya kaldırdığında bakışlarının döndüğü yerin öğretmenler masası olduğunu biliyordum. "Babam masada yok." dedi Albus merakla oraya bakarken. "İlk dersinden önce onunla bir konuşmak istiyordum." 

Jane çay kaşığıyla portakal suyunun içine kaçırdığı fındığı almaya çalışırken gülmemek için elimle dudaklarıma bastırdım. "Diğerleri de onun için kahvaltıya gelmediler. Babanı arıyorlardı buldular mı bilmiyorum." Dominique omzunu silktiğinde Albus sıkıntılı bir nefes çıkararak masaya eğildi. "Albus bak sana ne numarası göstereceğim." Jane'nin sesinden onu neşelendirmeye çalıştığını anladım. Dikkatimiz ona çevrildiğinde o kaşığının yüzeyini kullanarak arkada bir yere bakıyordu. "Bunu ben buldum ve adını da şu koydum: Jane Nicky'yle Malfoy'yu Trolle."

Ne yapacağını anladığımda onun elindeki kaşığı ben yakaladım ve onun arkayı görebileceği şekilde konum aldım. Jane portakal suyundan çay kaşığıyla geriye fırlattığı fındığı görebilmek için arkasını döndüğünde bende onu izledim. Fındık Scorpius'un az kalmış koyu renk içeceğine indiği an oğlan uzanıp bardağı aldı ve kalan içeceği içti. O öksürük krizine girerken. Jane intikamını almanın sevinciyle koyulaşan gözlerini irileştirdi.