Melez Cadı ve Ölüm'ün Kapıları(15)

1.2K 111 309
                                    

İyi okumalar ♡

Bölüm On Beş: Minik Bir Bebeği Büyüyle Susturmak Etik Mi?

"Diyelim ki ben seni acayip sinirlendirdim..." diye konuşmaya başladı Percy. Bugün aynı şekilde binden fazla cümleye girmişti. 'Diyelim ki...'

Ya da ufak gelişmeler oluyordu arada: 'Varsayalım ki...' Gözlerimi devirip saçlarıma vakum gibi yapışan minik bebeğe yandan bir bakış attım ve gözlerimi ona döndüğüm an suratına yayılan geniş gülümsemeye çevirdim.

O kendine has sesler çıkarırken bebeğe bakma işini bana yıkmış Percy, bebek mamasını yuttu ve bu dünyadaki en güzel şeymiş gibi gözlerini yumdu. Ona dönen tiksinmiş bakışlarıma gözlerini büyüterek tepki verdi. "No todo çok gozol."

Onun ağzının etrafına ve çenesine dağılmış mamaya kıkırdamaya başlarken mamayı yutan Percy sırıttı. "Diyelim ki seni çok sinirlendirdim ama öyle böyle değil bana büyü yapar mıydın?"

Soruya cevap düşündüğümü fark eden Percy yanındaki yastığı bana fırlattığında Estelle'in kafasını tutarak yana kaçtım. "Sen asla o okula gitmemeliydin. Asla."

"Bir kere sana tabii ki büyü yapardım, ne yani kılıçları mı çıkarmamı isterdin?" Percy mimiklerimi taklit ettikten sonra kaşığına doldurduğu mamayı yemesi için ona fırsat verdim. "Ne büyüsü yapardın?"

Ona cevap veremeden saçıma asılan Estelle yüzünden acı dolu bir ses çıkarırken Percy ellerini iki yana açtı. Hala ağzında olan kaşık, mama doly yüzü ve elindeki yarısı yenmiş mama kutusuyla kendisini pek ciddiye almak mümkün değildi. "Estelle o benim kardeşim, benim."

Estelle onun itirazına bağırmasıyla karşılık verdiğinde Percy sonunda kaşığı mama kabına koyup mamayı da masaya bıraktı. Onu sonunda koltuktan kaldırmayı başaran Estelle derin bir saygıyla baktım.

O da o kahve gözlerini bana dikmiş kafasını yana eğmişti. Bu bakışmamız araya giren Percy'le bölünürken artık Percy'nin kucağında olan Estelle ani yükseklik farkı yüzünden durakladı. Gözleri bir bana bir Percy'e gitti. Dudakları artık benim kollarımda olmadığını anlayınca titremeye başlamıştı. "Ah hayır." dedim gelecek şeyi tahmin ederken.

"Neden bana evlatlık muamelesi yapıyor?" Percy de dikkatle Estelle'e bakarken Estelle'in gözleri dolup yanakları şişti ve sonra oldukça yüksek sesli bir çığlık dudaklarından döküldü.

O ağlamaya başlarken panikten kalakalan abimle göz göze geldim. "Bana ver geri." dedim kollarımı ona uzatırken anında kollarıma bıraktığı Estelle ağlamaya devam edince ben de onu koltuğa bıraktım.

Percy'e döndüğümde ellerini havaya kaldırmış şokla kardeşine bakıyordu. "Bu adil değil." dedi sonra huysuzlukla kollarını bağlarken. "Kardeşim beni sevmiyor, büyü mü yaptın doğruyu söyle."

Asamı alıp ona gerçekten güzelinden bir büyü yapmak istesem de bunun yerine yere eğilip Estelle'in oyuncağını aldım. Burnunda ve kulaklarında ziller olan renk renk peluş bir ayısı vardı ve onu salladığımız anda susuyordu.

Ayıyı sallayıp minik kuyruğunu onun minik burnuna sürttüğümde ağlamaya devam eden Estelle kendini geriye atıp yataraka ağlamaya başladı. Sadece bebeği kucağımda bıraksa ne olurdu ki?

Tamam onunla konuşurken kendisiyle ilgilenmediğimi fark ettiği an saçımı çekerdi ama sonuçta ağlamazdı. Aniden aklıma gelen fikirle asamı cebimden çekip aldım ve Estelle biraz yaklaştırıp fısıldadım.

"Equliof."

Asanın ucundan çıkan minik mavi ışıklar kelebeklere dönüşüp Estelle'in etrafına yayılınca asamı hareket ettirerek kelebeklerin onun etrafında dönmeye başlamasına neden oldum.

Half Blood WitchHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin