Melez Cadı ve Othrys Dağı(5)

643 39 193
                                    

Geç gelen bu bölüm için hepinizden çok çok çok çok özür dilerim

Gerçekten asla bölüm yazamadım hiçbir kitabıma ilham perilerim öldüğünden falan değil ilham perilerim şu an yazdığım bölümleri yok sayıp 'siktir et hadi half blood witch beşinci kitabı baştan sona planlayalım. ilk dört kitap iyi hoş da bence bu kitap biraz daha farklı dönüm noktası olmalı sonunda bence-" derdimi anlatabiliyor muyum???

Ama neyseki sonunda tüm kitabı planladım neredeyse ve sonunda buraya gelebildim.

Bu arada bölüm sonunda resmen hayatsal sorgulamalara girdiğim anların yazıları var üşenmeyip bölüm bittiğinde yazdıklarımı okursanız çok mutlu olurum

Şimdiden iyi okumalar <33

Bölüm Beş: Sonunda Eve Geliyoruz

Yolculuklardan haz etmezdim. Küçüklüğümden beri çok bir yer gezdiğim söylenemezdi tabii ama illa bir yere gitmem gerekiyorsa bunun birkaç kuralı oluyordu.

Öncellikle uçak kullanıma yasaktı çünkü Zeus kafama yıldırımı çakar beni Hades'e yollardı. Bu en kötü kurallardan biriydi çünkü uçak bir yerden başka yere gitmenin en kısa yoluydu ve benim uzun yolculuklarda nasıl olduğumu düşünürsek en kolayıydı da. Tanrılarım bir otobüs koltuğunda saatlerce oturmaktansa size yemin ederim Reyna'nın köpekleriyle sonra beni ısıracakları bir yarış yapmayı tercih ederdim.

Sonrasında yolculuk esnasında ya da öncesinde bana enerji verecek şeyler yemem yasaktı- bu yasak benimle ben abur cuburlarla kendimi doyurup üstüne birkaç soğuk kahve içtiğim yolculuğu benimle yapma gibi bir şanssızlık yaşayan Jason tarafından konulmuştu, bir nebze haklı olabilirdi ama bu eğlencemi elimden aldığı gerçeğini değiştirmezdi- ayrıca Leo'yla yolculuk yapmam- eğer yolculuk nedeni dünyanın sonu veya bir görev değilse- yasaktı.

Bu çok saçma bir kuraldı bana sorarsanız. Tamam belki Leo'yla birlikte bindiğimiz otobüsü yanlışlıkla yakmış olabilirdik ama bu birlikte yolculuk yapmamızı yasaklamamalıydı- sana diyorum Hazel, sana diyorum Annabeth- Percy'le yaptığım her yolculukta çok daha büyük olaylar oluyordu ama Percy'le yolculuk yapmam yasak değildi, ee neredeydi adalet?

Ve son olarak yolculuklarda, Nico'nun bana attığı tuhaf bakışların ardından koyduğu bu kuralla camlardan kafamı çıkarıp etraftaki insanlara bağırmam da yasaklanmıştı. Beni deli mi ne gösterdiğini söylemişti- peh ne alakaysa artık!

İşin özü hayatımda her konuda olduğu gibi bu kadar çok kural barındırdığı ve sıfır eğlence içerdiği için yolculuklardan haz etmiyordum. Kural kavramı benlik değildi, benim canım sıkılıyordu, benim içim daralıyordu, dayanamıyordum.

Tabii bunlar Hogwarts yolculuklarım hariç yolculuklar için geçerli olan şeyler Sevgili Okurlar çünkü ben Hogwarts yolculuklarına bayılıyorum. Tamam bir kaç tanesi hoş değildi hatta berbattı ama genele vurunca bu yolculuklar gerçekten de harikaydı.

Bir kere hiçbir kural yoktu. Bu mükemmel durumun üstüne tüm yolculuk boyunca tüm yolculuk değilse bile yolculuğun yüzde doksanında tam anlamıyla tüm Potter-Weasley ailesini bir arada görebiliyordum ve bir de Rose'la Albus'ın süreç içerisinde resmen akrabaları yüzünden utançtan defalarca kez bayılma eşiğine gelişini izleyebiliyordum.

Scorpius gibi başkalarının acısından göstere göstere zevk alan birinin o zevk dolu nadir gülüşlerini ve Jane'nin beni gülmekten mahveden alaylı cümlelerini de duyabiliyordum. Trende yiyebildiğimiz mükemmel şeylerden ve oynayabildiğimiz büyülü oyunlardan bahsetmiyorum bile.

Hogwarts'a gidiş yolculuğunu Hogwarts'ın kendisinden daha çok seviyor olabilirdim ama gerçekten kim beni suçlayabilirdi ki? Hem Jane'i başka ne zaman Britney Spears şarkılarıyla konser verirken görebiliyordum ki?

Half Blood WitchHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin