"Sara'nın amacı neymiş ki?"
Yan masada fısır fısır konuşan kızlara dönüp baktığımda yüzleri dehşet içindeydi. "Bir insan neden eserlerini yakmak ister ki?" dediklerinde hafifçe kahvemden bir yudum aldım ve elimdeki kalemle önümdeki kağıdı karalamaya devam ettim. "Ailevi problemleri olduğunu söylüyorlar."
Düşündüm. Bir insanın çılgınca bir şey yapmak için ailesinde problem olması mı gerekirdi? Cinayetler hep ailevi problemlerin gün yüzüne çıkardığı dehşet verici yanlarından mı meydana gelirdi? Hastalıklı bir zihne sahip olmak için bir probleme mi sahip olmak gerekirdi?
İnsanın kendisi böyle olamaz mıydı? Hep bir sebebi olmak zorunda mıydı? Gülümsedim ve hafifçe ayağa kalkarken çalan telefonumu cevapladım. "Nasılsın kuzum?" Sesindeki sevgi telefonun ardından bile hissedilirdi. "Çok iyiyim." Yavaşça yürürken derin bir nefes aldım. "Sen nasılsın anne?"
"İyiyim, Carla da ben de seni çok özledik." Görmeyeceklerini bilsem de hafifçe başımı salladım. "Ben de sizi özledim. Yakında oraya döneceğim. Senenin sonunda, tüm işlerimi halletmiş olacağım."
"Eserlerinin sergi için seçildiğini duydum. Abel söyledi." Kaşlarımı kaldırdım. "Ah, evet. Bunun için çok çalıştım. En küçük hayalimiz gerçek oldu." dediğimde kıkırdadı. "Gözümüz yükseklerde değil mi?" Onaylayan bir ses çıkartıp konuştum. "Şimdi kapamam gerek, sonra görüşürüz olur mu?" Ekledim. "Carla'ya onu öptüğümü söyle."
Telefonu kapayıp cebime attığımda arkada konuşmaya devam eden kızların son cümlesini duydum. "Suçunu kolayca kabul etmiş." Arkamı dönüp son bir kez içeriye baktıktan sonra hızla yürüdüm ve merdivenlerden çıktım. Çantamı masamın üzerine bırakıp boş atölyede camı araladım. Rüzgar yüzüme çarparken arkadan gelen adım seslerine döndüm. Kapının önünde durmuş bana bakan suratına baktım. Mırıldandı. "Neden yaptın bunu?" Sesi kırgın ve yorgundu.
Gözlerine uzunca bir süre sadece baktım ve saçımı hafifçe geriye aldım. "Gerçeği görmeni istedim." dediğimde kaşlarını çatıp bir kaç adım attı. "O da ne demek?" Omuzlarımı hafifçe silktim. "Sen bu değilsin. Sen Betth değilsin. Farkında değil misin? Herkesleşiyorsun. Resimlerine baktığımda seni görmüyorum. Popülariteyi görüyorum." dediğimde duraksadı. "Neden beni düşünüyormuş gibi davranıyorsun?"
"Seni düşünmüyorum. Gerçekleri söylüyorum." Güldüm ve ekledim. "Resimlerini yaktın, çünkü onlardan bıkmış ve usanmıştın." Yaklaşıp önümde durduğunda arkamdaki rüzgar içeriye sertçe vurdu ve saçlarını geriye savurdu. Boynundaki benine dikkatle baktım. "Seni özel yapan bir şeye sahipsin." Elimle hafifçe benine dokundum. "Seni benden ayıran fiziksel bir özellik."
Gözlerime baktı. "Seni anlamakta zorlanıyorum. Nereden çıktığını bile bilmiyorum. Hayatıma ne yapmaya çalışıyorsun?" Fısıldadı.
Başımı iki yanımda salladım. "Hiçbir şey, sadece görmeni istedim. Ama anlamıyorsun bile." Arkamı hafifçe döndüm ve dışarı baktım. "Abel'e aşık mısın?" dediğinde duraksadım. Kaşlarımı çatıp ona döndüm. "Çıkardığın şey bu muydu?" dediğimde başını iki yanında salladı. "Merak ediyordum. Çünkü o sana delice aşık." Hafifçe güldüm. "Sen de ona mı aşıksın?" dediğimde gözlerini kapadı. "Hayır." Arkasını dönüp hafifçe masama ilerledi. "Sadece bir erkek yüzüne ihtiyacım vardı. O da karşıma çıkan ilk erkekti." Kısa bir an bana baktı. Ardından resmime baktı. "Sergiye bu kadar çok katılmak istiyorduysan bana söyleyebilirdin." Gözlerini tekrar bana döndürdü. "Senin için bunu yapardım."
"Sergiye katılmamı engelleyen şey sen değildin." dediğimde kaşlarını kaldırdı. "Betth." Kaşlarını çattı. "Bu da ne demek?" dediğinde hafifçe güldüm. "Seni seçmek zorunda olduğunu bilmiyor musun?" dediğimde dudakları aralandı. "Seni seçiyor, çünkü bunu yapmak zorunda. Bu yüzden seni değiştiriyor. Banelleştiriyor, tıpkı kendisi gibi."
"Ama sanat için zengin bir ailede doğmana gerek yok." Yanına yürüdüm ve hafifçe omzuna dokundum. "Çünkü sen kendi başına özelsin." Resme döndüm ve gözlerini işaret ettim. "Kaybetme."
Bir süre sessizce bekledikten sonra mırıldandı. "Senden nefret etmem gerekiyor." Yavaşça ona döndüm. Dudakları aralandı ve gözleri uzunca bir süre yüzümde gezindi. "Ama edemiyorum. Sanki sen de benim için doğru olan bir şeyler var." dediğinde gözlerimi hafifçe kaçırdım ve elimi omzundan çektim. Hafifçe uzaklaşırken elimi yakaladı ve avuçlarının arasına alıp boynuna götürdü. "Sanırım... sen benim özel yanımsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sacrifice gxg
ContoBaşka biri olmaya o kadar kapılmış ki neye dönüştüğünü kendine söyleyemeyecek kadar korkak, aslında kim olduğunu göremeyecek kadar da körleşmiş.