Vedaları hiç bir zaman sevmedim, sevmeyeceğim de...
Söze nasıl başlasam bilemiyorum doğrusu. Textıng türünde yazdığım ilk hikayeydi ve çok keyif alarak yazdım. Sizin sayenizde bazı satırlarda kahkaha attım, desteğinizle ayakta durdum. Kısaca sizin sayenizde buradayım. Portakal Çiçeği okumaları bir anda artmaya başladı ve çok sevildi. Zehra' nın ve Yusuf'un aşkı, Demir' in eğlenceli hareketleri, Faruk' un sert ama yumuşacık kalbi olan bir abi olması, Berra' nın çılgınlıkları, diğerlerinin sevgisi ve tabiki sizin o muhteşem yorumlarınız... Hepsi benim için o kadar özel ki.. Bu kitabı hiçbir zaman unutmayacağım.
Umuyorum ki okurken yüzünüzde küçük bir tebessüm oluşmuştur. Umuyorum ki bizi çok sevmişsinizdir. Ve umuyorum ki bu kitabı hiç unutmazsınız...
Ve son olarak hayalet okuyucularım artık bu satırda kendinizi belli eder misiniz? Emoji koysanız bile beni mutlu edersinizz ❤
Sizi çok seviyorum, iyi ki benimle oldunuz. ❤
Son kez, keyifli okumalar diliyorum.
🎈
"Anneciğim efulim ne demek?" Bana meraklı gözlerle bakan altı yaşında ki oğluma baktım. Bu çocuk bu kelimeleri nereden öğreniyordu?
Yusuf oturduğu yerden dikleşirken gülerek bize bakıyordu. Kim bilir yine ne geçiyor o aklından?
"Bu kelimeyi nereden duydun oğlum?"
"Berra teyzem, Demir dayıma 'Efulim' diye seslenmişti. O yüzden soruyorum." Yusuf'la ikimiz aynı anda güldüğümüzde oğlum anlamayan bakışlarla bizi izliyordu. "Neden gülüyorsunuz anne?"
Karnıma ağrılar girince gülmemi zorla bastırdım. "Gülmek istedik anneciğim," dediğimde bile henüz sakinleşebilmiş değildim.
"Evet karıcığım seni dinliyoruz, ne demek efulim?" dediğinde göz kırptı. Baban en büyük örneği oğlum.
"Sevdiğim ya da canım demek oğlum." Gelip kucağıma oturdu. "Benimde efulim olsun mu anne?"
Yusuf ikinci kahkahasını atarken ben çatık kaşlarımla oğluma bakıyordum. Ne yani oğlum beni bırakıp gidecek miydi? "Anneciğim neden kaşlarını çattın?"
Yusuf kahkahaların arasından konuştu. "Muhtemelen anneni, senin bir gün evlenecek olman sinir etti. Yani güzelim yine bana kalacaksın!"
Ona ters bir bakış atıp oğlumun yanağını öptüm. "Ben senin efulin olurum annem." Yusuf bir kez daha kahkaha atınca yanımda ki yastığı fırlattım lakin daha hedefine ulaşamadan havada yakaladı. "Gülme yoksa seni fena yaparım!"
Tek kaşını kaldırdı dudaklarında ki imalı gülüşüyle. "Ne yaparsın çok merak ettim?" Gözlerimi kıstım. "Seni evden atarım!"
"O zor gibi ya, başka?" Atmayacağımı da iyi biliyordu mikrop. "O zaman iki gece salonda yatmak zorunda kalırsın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pσrtαkαl çíçєğí/tєхtíng
Short StoryDÜZENLENECEK! 🎈 536...: Selamünaleyküm, ben ikinci Murat. Zehra: Hahaha o zaman bende ikinci Elizabeth. 536...: Vaay, demek ikinci Elizabeth? Ama o, sen olamaz be Portakal Çiçeği. Zehra: Ne saçmalıyorsunuz siz? Zehra: Ayrıca numaramı nereden buld...