SERSERİM BENİM * MUCİZE SERİSİ I -FİNAL

BÖLÜM 9 - NE SENİNLE NE SENSİZ

“Benimle misin?”

Aybeniz adamın sorusu ile yutkundu, onunla geçirdiği dopdolu bir hafta film şeridi gibi gözlerinin önünden geçti. Hatta daha da ötesi aklından geçirdikleri kalbinden ona bas bağıran şeyler vardı: Duyumsadığı o duygu yoğunluğu, o yokken çektiği özlem, dokunuşlarındaki tutku, hiç ama hiç kimsede hissetmediği o kalp çarpıntısı... Bunları düşündükten  sonra gülümsedi. “Senden deli gibi korkuyorum pislik herif, kalbimi kırmandan, beni yaralamandan... Ama beni öyle bir bağladın ki kendine, başka seçenek tanımıyorsun zaten. Yani mecburen seninleyim Serdar Özsoylar,” dedi ve cümlesi bittiği an dudaklarında adamın dudaklarının baskısını hissetti. Serdar nefesini nefesine katarak, aşkını kızın dudaklarına akıtarak öpüyordu onu.

“Seni çok seviyorum Aybeniz ve söz veriyorum o korktuğun hiçbir şeyi sana yaşatmayacağım. Kalbini incitmeyeceğim.” Gözlerinin içine baktı, “Neden biliyor musun?”
“Neden?”
“Ben aşkı ustalarından öğrendim ve bunun garantisini verebilirim sana. Çünkü boynuz kulağı geçermiş sonuçta aşkım.”
Aybeniz kaşlarını çattı, “Edepsizlikte de aynı şey geçerliyse, vay halime.”

“Valla o zaman vay haline sevgilim, çünkü her konuda geçti o boynuz kulağı,” dedi Serdar, ardından da kahkahası yankılandı etrafta ve Aybeniz o kahkahanın yankısında ölebilirdi.
Dönme dolaptan indiklerinde Serdar daha bir rahat, daha bir neşeliydi. Aybeniz’i kollarının arasına alıp, sıkı sıkı sarıp, yanağını sulu sulu öptü. “Şimdi ne yapmak istersin bebeğim?” diye sordu ama sonrasında ilerideki baloncuyu gördü, “Bekle sen burada,” dedi ve koşarak baloncudan bütün kalpli balonları aldı. Yüreğindeki o büyük aynı zamanda çocuksu masum aşık göstermek istiyordu ona.

Kızın yanına gelirken Aybeniz ellerini iki yana salladı ve yüzünü buruşturarak, “Hayır ya, sakın!” diye inliyordu.
“Ne?” Serdar şaşırmıştı.
“Bu ne romantik ponçikler gibi. Elimde kalpçikli balonla mı gezeceğim? Daha neler!” dedi dehşet içinde.
“Evet küçük hanım, elinizde bu kalpçikli balonlarla gezeceksiniz, çünkü herkesin seni çok seven, sana deliler gibi aşık bir sevgilin olduğunu bilmesini istiyorum.” Kızın eline tutuşturduğu balonların ardından onu kendine çekti ve cebinden çıkardığı telefonu biraz uzaklarında tutup, balonları da kadraja alarak fotoğraflarını çekti. Sonra sosyal hesabına geçip, kızı da etiketleyerek paylaştı fotoğrafı.

Srdr.özsoylar: “Fragman bitti, aşkın filmi bugünden itibaren yılın her günü ve saati yüreğimde onunla başladı... @Aybenizülgen”

Aybeniz adamın yazdığı yazıyı görüp ona gülümseyerek baktı, “Yaa... Pislik! Çok tatlısın.”
Adam onu dudağından öpüp, sonra da dudaklarını elleriyle kıstırdı, “Senin tatlı pisliğinim. Sende benim minik lağım faremsin.”
“Fare mi? Bir de lağım faresi?” dedi yüzünü buruşturarak. “İğrenç adam ya, başka hayvan bulamadın mı lan benzetecek?”
Cık, yaptı adam onu kollarına alarak. “Bulamadım. Çünkü tüm gün hem beynimi hem kalbimi kemirip duruyor, bütün benliğime sızıyorsun. Damarlarımda aynı bir farenin lağım borularında gezdiği gibi geziyorsun.”

Başka bir kız olsa ayrılırdı bu benzetmenin ardından, hatta adamı döverdi de ama Aybeniz kahkahalarla gülmüştü. “Gerçekten çok orijinal bir benzetmeydi. Tebrik ediyorum seni.”
“Ne demek her daim,” dedi ve sırıtarak kıza bakıp, göz kırptı.

***

Erdem sabah uyandığında kollarını yana açıp esnedi. Ne güzel bir sabahtı. Her zamanki gibi çok enerjikti ve enerjisini muhtemelen kıza laf yetiştirmekte harcayacaktı -Ne yazık...
Yataktan kalkacağı an karısı odaya fırtına gibi girip, yatağa zıplayarak oturdu, “Has siktir, Instagrama baktın mı?”
Evet başlıyorlardı, “Hayır, iznin olursa önce banyoya gidip işemek istiyorum.” Sonra kadının üzerindeki tişörte baktı. Bacaklarını zor örtüyordu, bu manzara Erdem’i feci derecede tahrik ediyordu ve Allah kahretsin ki Erdem sabah seksini çok severdi.
Adam +18 düşünceler diyarında yüzerken -hayır boğulurken Rojda telefonda bir kaç tuşa bastı ve telefonu ona çevirdi, “Bak!” dedi. “Sevgili olmuşlar.”