₀₉yaşamak

2.5K 235 39
                                    

Bi' soluklanalım şöyle.. 😄 keyifler nasıl?

Unutmanın altın kurallarından biri de başka şeylerle meşgul olmaktır. Unutmak istiyorsan ya üstüne gidip alışmayı denemelisin ya da tamamen ilgini kesmelisin.

Eğer ona dair hiçbir anın, hiçbir yakınlığın yoksa, kısacası o yoksa, üstüne gitmek en berbatı olur. Çünkü bu ona daha fazla yakınlaşmandan başka bir işe yaramaz. Sürekli kurduğun birliktelik hayalleri, göz göze geldiğiniz her önemsiz saniye, onunla ilgili tüm şeyler gerçek bir anıya dönüşür.

Eğer unutmak istiyorsan kendini boş vermelisin önce. Çünkü severken farketmeden O olmuşsundur tamamen. Onun gülüşü, onun yürüyüşü, onun konuşması, onun sesi, onun kokusu, onun, onun ve onun...
O her şeyin olmuşsa, unutmaya kendinden başlamalısın.
Merkezi sen olan hayatında, onu merkez yapmışsan unutmaya anılarından başlamalısın.
O tamamen Sen olmuşken unutmaya sevginden başlamalısın..

Sevmeyi unutmalısın, ancak böyle yeni bir başlangıç yapabilirsin. Soo Ji bu yüzden balığını ve japon çiçeğini yan yana yakıştırmıştı belki de. Yeniden yaşamak için önce unutmalıydı. Do SooJi unutmak istemiyordu. Yeniden yaşamak da istemiyordu. Onunla yaşamak istiyordu sadece.

Son bir hafta içinde kar yağmıştı, sınavları başlamıştı ama YoonGi hala yanındaki kızdan kopamamıştı. SooJi sürekli düşündüğü bazı anlarda onun için sevindiğini farketmişti. Sonuçta YoonGi sevgisinin karşılığını almıştı değil mi? Mutlu olmalıydı. Uzaktan sevmenin ne denli zor olduğunu en iyi SooJi bilirdi çünkü. YoonGi'yi tamamen kaybetmişti ama yine de mutlu olduğunu düşünerek sevinebiliyordu. Aşk bu muydu? Her ne deniyorsa artık. Bundan nefret etmeye başlamıştı.

Babasına verdiği sözler aklına geldikçe derslerine daha çok asılıyordu SooJi. En azından birileri onun sayesinde mutlu olacaktı. SooJi zaten hep başkaları için yaşamamış mıydı? Kendini ihmal ederek, duygularını, düşüncelerini, hayatını ihmal ederek... En azından bir işe yaramalıydı.

Kütüphanede kitaplarının arasına gömülmüş ve diğer şeyleri aklından atmıştı bir süreliğine. Eğer çalışması ya da okuması gerekiyorsa hiçbir etken onun dikkatini dağıtamıyordu. Şimdilik iki sınava girmişti ve beklediğinden iyi gidiyordu. Yani hayatında sadece sınavlar iyiydi... Bir de JaeWook, vazgeçmemek üzere gayet iyi bir performans sergiliyordu.

"Ne istiyorsun JaeWook?" Soo Ji atkısıyla burnunu kapatmadan önce derin bir nefes verdi. Sıkılmıştı artık. Bir o kadar da alışmış. Jaewook'a iyi davranmaya çalışıyordu aslında. Onun sevgisine karşılık veremiyorken daha fazla kırılmasını istemiyordu. Çünkü eğer gerçekten seviyorsa yeterince canı yanıyordur, böyle düşünüyordu SooJi.

"Sadece nasıl olduğunu merak ettim. Sınavlar başladığından beri yeterince iyi uyumuyorsun gibi görünüyor. Sağlığına dikkat ediyor musun?"
SooJi'nin yüzü biraz da olsa yumuşamıştı. Sizi düşünen birine karşı ne kadar sert olabilirdiniz ki?

"Benim için endişelenme lütfen."
SooJi soğuktan nefret ediyordu. Çünkü şu an bu durakta otobüs beklerken kanının dahi donduğunu hissediyordu. Ayrıca JaeWook'un hava günlük güneşlikmiş gibi rahat olması, onu psikolojik bir baskı altına alıyordu sanki.

"Erkek arkadaşının olduğunu duyunca YoonGi pes etmem gerektiğini söylemişti. En çok o zaman endişelenmiştim." Buruk bir gülümseme vardı dudaklarında. Ne kadar kırgın olduğunu belli ediyordu. Eğer YoonGi sırf bu yüzden pes etmesini istiyorsa SooJi'den de bunu beklerdi büyük ihtimal. Ona bunun ne kadar zor olduğunu anlatmak isterdi.

"Neyse ki geçen haftaki klasik yolumu kesme alışkanlığında bunun yanlış anlama olduğunu öğrendin. Bu yüzden artık endişelenmeyi tamamen bırak." JaeWook'un gülümsemesi biraz daha büyürken acısı da aynı oranda artıyordu. Zoraki bir gülümseme olduğu bariz belliydi. Her zaman yaptığı gibi sevmediği bu cevabı da umursamadı.

NAMELESS •  ☑︎ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin