"...altmış sekiiz, altmış dokuuuz, yetmiş... "
"Yah! Min YoonGi! Hile yapma."
SooJi oturduğu kaldırımdan kalkıp ellerini beline yerleştirdi. Küçük bir çocuk gibi YoonGi'yi azarlıyordu. YoonGi gülüşlerini içinde tutarak kaşlarını çattı.
"Hile yapmıyorum. Bana karşı kaybettiğin için böyle söylüyorsun."
"Hayır. Sadece gri renktekileri saymalısın. Ama sen siyahları da sayıyorsun." SooJi işaret parmağıyla yoldan geçen siyah arabayı gösterirken söyledi.
YoonGi giden arabanın arkasından bakarken muzipçe sırıttı ve saymaya devam etti. "Yetmiş biiiir... "
SooJi tekrar eski yerine oturup YoonGi'nin omzuna yavaşça vurdu. Oynadıkları oyunun saçmalığı yetmiyormuş gibi, bir de bu oyun yüzünden hile yapıp tartışıyorlardı.
"O siyah değil, koyu gri SooJi."
YoonGi artık gülüşünü saklamıyorken SooJi dikkatlice onun yüzüne baktı. Tüm siniri uçup gitmişti."Oyunbozanlık yapıyorsun." SooJi başını sallayarak YoonGi'nin etkisinden kurtulduktan sonra alt dudağını sarkıttı. Gerçekten bu oyunu kazanmak istiyordu, ancak YoonGi yüzünden bu pek mümkün olacağa benzemiyordu.
YoonGi oflayarak bacaklarını yola doğru uzattı.
"İstersem beyaz arabaları da sayarım. Çünkü onlar da açık gri."
YoonGi'nin bu kararlılığı sayesinde SooJi sadece susup ona baktı. Birkaç saniye sonra ikisi de kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Komik görünüyorlardı gerçekten ve fazlasıyla eğlenmiş...YoonGi gülmesine son verip gülmeye devam eden SooJi'yi izledi. Genç kızın aiyah saçlarına hızlı bir öpücük kondurdu sonra. SooJi kahkahasına anında ara verip hiç göz kırpmadan yanındaki bedene baktı. Birlikte olalı çok uzun süre olmuştu ancak hala bazı şeyler onu heyecanlandırıyordu. Yutkunup önüne döndüğünde YoonGi onun bu sersem hallerine gülümsedi.
"Hey! Aşk kuşları... Romantizminize ara verip bize katılmayı düşünüyor musunuz?"
SeokJin, mavi arabasının camına tek kolunu yaslamış, güneş gözlüklerini burun kemerine indirmiş şekilde muzip bir gülümsemeyle sordu. EunKyung yan koltuktan cama doğru başını uzatmış kaldırımdan kalkan çifti izliyordu.SeokJin'in bacağına yavaşça vurup onları utandırmaması gerektiğini mırıldandı.
YoonGi arka kapıyı açıp geçmesi için SooJi'yi bekledikten sonra arabaya binerek kapıyı kapattı. SeokJin ise vakit kaybetmeden kafeye doğru sürmeye başladı."Dostum, kızıma nazik davran! O daha çok küçük."
Jin, sıkıca tuttuğu direksiyonda gezdirdi elini. Yeni arabası onun için çok değerliydi. EunKyung'un kaşları çatıldı, Jin'in arabasına karşı olan bu abartı sevgisinden hoşlanmıyordu."Senin çok küçük dediğin araba 96 model."
"Ben onu satın aldığımda yeni bir sayfa açtı."
Arabanın içi, SeokJin'in açıklamasından sonra sessizliğe bürünmüştü. EunKyung gözlerini devirip arka koltuğa döndü."Siz bunu boş verin.." dedi, SeokJin'in omzuna ritmik bir şekilde vururken. "Resmen üniversiteden mezun oluyoruz!"
EunKyung heyecanla elini çırptığında SooJi de arkadaşına katıldı. Yıllardır bugünü görebilmek için çalışıp çabalamışlardı. Ve artık mezun oluyorlardı. Yani en azından çoğu...
YoonGi boğazını temizleyerek diğerlerinin neşesini durdurdu. SooJi üzüntüyle sevgilisine dönüp alt dudağını ısırdı.
"YoonGi, bunun için üzgünüm..."
"Ben değilim." dedi, YoonGi gülümserken. "Birkaç yıl sonra sizden daha zengin olacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAMELESS • ☑︎
Fiksi Penggemar" Sahip oluş yoktur. Sadece oluş, son nefesi vermeyi, nefessiz kalarak boğulmayı özleyen oluş vardır. " - Franz Kafka. ❄︎❅❆❅❄︎ Min Yoongi / Kim Seokjin bxg